Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov’un, 27 Haziran’da kabinesinin istifasını sunmasıyla ülkedeki hükümet krizi devam etti. Petkov hükümeti, beş gün önce yapılan oylamada parlamentodan güvenoyu alamamış, muhalefetin oylarıyla iktidardan düşürülmüştü. Muhalefet bunun nedenini, Kuzey Makedonya'ya yönelik politika dışında, koalisyon hükümetinin ‘mali ve ekonomik gidişatı ile ilgili yanlış kararlarından memnun olunmaması’ şeklinde açıkladı. Bulgar siyasetinde Rusya’ya yönelik yaptırımlar, ekonomik krizin nedenlerinden biri olarak görülüyor. Bu nedenle Petkov, parlamentonun kabinesine yönelik güvensizlik oylamasından üç yerel politikacı ve Rusya'nın Sofya Büyükelçisi Eleonora Mitrofanova'yı sorumlu tutmuştu.
Rusya karşıtı söylemleri ile sıklıkla gündeme gelen eski başbakan daha önce de, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile Ukrayna'ya silah gönderme ve Rus doğalgazını ruble olarak ödeme planı konusunda fikir ayrılıkları olduğunu duyurmuştu.
Bulgar gazeteci Marian Karagyozov, yaşanan son gelişmeler çerçevesinde Bulgaristan’ın durumunu ve gelecek adımlarını Sputnik'e değerlendirdi.
Bulgaristan’ı bekleyen süreç ne?
Karagyozov, Bulgaristan’ın yeni hükümetinin kurulması için nelerin yapılacağını anlatarak şunları aktardı:
“Anayasa'ya göre, yeni hükümet normal veya geçici de olsa, kurulana kadar parlamentonun yanı sıra çalışmaya devam edecek. Bu arada, cumhurbaşkanı ile siyasi partiler arasında bir istişare süreci başlayacak ve cumhurbaşkanı, hükümeti kurma görevini en büyük meclis grubuna devredecek. Bu yine Eski Başbakan Kiril Petkov'un ‘Değişime Devam Ediyoruz’ partisi (GERB) olacak. Meclisin, desteği alacak bir kabine önermek için 7 günü olacak. Bunu gerçekleştiremezse, cumhurbaşkanı parlamentodaki bir sonraki en büyük gruba verilecek. Önümüzdeki seçimlerde sonuçlarını iyileştirmeyi umdukları için bununla ilgileniyorlar. İkinci görev süresi iade edildikten sonra, cumhurbaşkanı üçüncü görevi mecliste hükümet kurma şansının en yüksek olduğuna karar verdiği siyasi güce vermeyi seçebilir. Bu görev de yerine getirilmezse, büyük olasılıkla Ekim başında yeni seçimler yapılacak.”
‘Artan yakıt fiyatları ve yüzde 15.6 olan enflasyona ilişkin yükselen hoşnutsuzluk koalisyonu böldü’
2021 sonbaharındaki seçimlerden bu yana Bulgaristan’ın, dört partiden oluşan bir koalisyon hükümeti tarafından yönetildiğine dikkat çeken Karagyozov, “Kasım seçimlerinden sonra Böyle Bir Halk Var partisi (ITN) bahsettiğimiz dört partili koalisyona katıldı, ancak parti ve diğer ortaklar Elektronik Medya Konseyi (Türkiye'deki karşılığı RTÜK) gibi kilit atamalar konusunda anlaşamadılar. Ardından ITN'nin ülkenin merkez bankası başkanlığına aday gösterilmesi engellendi. Parti, Makedonya Cumhuriyeti sorununu hükümetten çekilme nedeni olarak gösterdi, ancak başbakan ile ITN arasında altyapı projelerinin finansmanı konusunda da farklılıklar vardı. Bu anlamda, hükümetin düşmesinin temel nedeni, askıda kalmış bir parlamentoda hükümeti meclis çoğunluğundan yoksun bırakan ITN'nin geri çekilmesiydi. Buna karşılık, artan yakıt fiyatları ve yüzde 15.6 olan enflasyona ilişkin artan hoşnutsuzluk, ITN'nin koalisyondan çıkışını sağladı” dedi.
‘Halkın yüksek elektrik ve enerji faturaları ödemesi, kışın politikacılar için kötü bir mevsim olacağına işaret’
Gazprom’un ruble ile ödeme yapmayı reddeden Bulgaristan da dahil olmak üzere 12 Avrupa ülkesine doğalgaz tedarikinin tamamını veya bir kısmını durdurduğunu hatırlatan Karagyozov, “Avrupa gaz depolarındaki gaz hacimleri düşük ve bu, Avrupa endüstrisi için zorluklar ve kış aylarında haneler için daha soğuk evler anlamına gelir. Politikacılar için, halkın yüksek elektrik ve enerji faturaları ödemesi nedeniyle, bir Bulgar siyasi gözlemcinin dediği gibi kış, 'kötü bir mevsim'. Ancak büyük Avrupa ülkeleri taviz vermeye istekli görünmüyor ve Bulgaristan da bu nedenle Rus gazına alternatif arıyor” ifadelerini kullandı.
‘Yeni hükümetle birlikte Bulgaristan’ın dış politikasında önemli bir değişiklik göreceğimize inanmıyorum’
Bulgaristan’da göreve gelecek olan yeni hükümetin ardından ülkenin dış politikasında izleyebileceği olası adımları değerlendiren Karagyozov, “Temel olarak dış politika açısından, ülkenin Avrupa-Atlantik yönelimini sürdürmek için ana taraflar arasında geniş bir fikir birliği var. Buna karşı çıkan da sadece ‘Uyanış’ partisi. Bu anlamda Bulgaristan’ın dış politikasında önemli bir değişiklik göreceğimize inanmıyorum. Aslında, öngörülebilir gelecekte beklenebilecek en büyük değişiklik zaten gerçekleşti. 24 Haziran’da Bulgaristan parlamentosu, Kuzey Makedonya'nın AB ile müzakerelerinin başlamasını engelleyen vetoyu kaldırdı. Bu anlamda iç politikada birbirine rakip olan bazı partilerin dış politikada da aynı konumlara sahip olduğu paradoksal bir durum söz konusu olmaya devam edebilir” dedi.
‘Muhalefetin çok farklı bir dış politika yönelimi yok, Rusya ile ilişkiler NATO ve AB arasındakilere bağlı olacaktır’
Kimin kabine kurmayı başaracağının henüz belli olmadığını vurgulayan Karagyozov, “Durum hem küresel hem de yerel olarak çok dinamik. Siyasetçilerin hatalarının dengeleri bir yöne çevirebileceği bir seçim kampanyası yaklaşıyor. Muhalefetin çoğunluğu elde edip edemeyeceği kesin değil. Üstelik daha önce de belirttiğim gibi muhalefetin çok farklı bir dış politika yönelimi yok. Bulgaristan'da kim iktidarda olursa olsun, Sofya ile Moskova arasındaki ilişkilerin de büyük ölçüde NATO ile AB ve Rusya arasındaki ilişkilere bağlı olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.