Radyo Sputnik’te konuşan Tarım Orman-İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, yangının sebeplerini, boyutunu ve müdahale yöntemlerini Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Durmuş, ormanların önemini ve Orman Genel Müdürlüğü’nün görevlerini “Ormanlar bir ekosistem ve sağladığı fayda insanlığın ortak yaşamsal değerleridir. Maalesef yaşam alanlarımız tekrar yanıyor ve giderek yok oluyor. Yangının çıkış nedeni konusunda bazı kişilerin açıklamaları oldu. Bir anda üç yerden başlamış olması, sabotaj ihtimalinin çok yüksek olduğu söylentileri var. Marmaris Belediye Başkanımız ‘yüzde 90 öyledir’ dedi. Ben bunların hiçbirisine katılmıyorum. Yangınlar bir tercihin sonucudur. Koşullar yangın için çok uygun, biz hep sonuç üzerinden konuşuyoruz. Esas sorun yangını önleyici tedbirlerin alınmamış olmasıdır. 183 yıllık geçmişi olan bir Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın öncesi önleyici tedbirleri almamış olması ve aynı hataların tekrarlanıyor olması, bir kamu kurumunun ne yapacağı yasa ve anayasalarla belirlenmiştir. 183 yıllık bir kurumun hafızasının yok sayılması kabul edilemez” diye belirtti.
‘İklim değişikliğini küresel diyerek öteledik’
İklim değişikliğinin küresel olduğu kadar yerel de olduğunu vurgulayan Durmuş, yapılan açıklamaları “Bu ülkenin halkı üzülürken, içi yanarken birileri de ‘Bize ucuz hammadde çıkıyor’ diye elini ovuşturuyor. Birileri yanmasını istedi. Evet, vahşidir. Orada sadece ağaçlar değil, bir ekosistem yanıyor. Biz bugün her geçen gün iklim değişikliğinin acı sonuçlarını yaşarken yangın için olumlu bizim için olumsuz koşulların yaratıldığı ve giderek daha da artacağı söylenirken önlem alınmaması kabul edilemez. İklim değişikliğini küresel diyerek öteledik. Oysa hepimizin evinden başlıyor. Küresel dediğimizde sorumluluğu üzerimizden atmış oluruz. İklimi biz değiştiriyoruz ve doğa verirken ne kadar cömert ise alırken bir o kadar acımasızdır. Bunu görmek istemiyoruz. Sayın Bakan açıklamasında söylediği hava sıcaklığının düşebileceği, yağmurun da gelebileceği, nem oranı da yükselir, rüzgar durursa yağmur biter; yangını önleriz. Ne güzel iştir. Bir de yağmur duası yaparsak sorunu çözeceğiz. Bununla ne yaratılıyor anlamak istemiyorum. Gerçekçi olalım” diye değerlendirdi.
‘Air Tractor denen uçaklar sadece havaalanından kalkabilen orada ikmali yapan modellerdir’
Durmuş, müdahalelerde kullanılan hava araçlarının etkinliğini “Şu anda 13 tane Air Tractor modeli hava aracı yangınla mücadele ediyor. Air Tractor tipi uçaklar, geçmişte Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarını ihaleden men etmek için 100 kiloluk su kapasitesini bahane ederek devre dışı bıraktık ve atıl duruma getirdik. Oysa geçen yıl olan yangınlarda THK uçaklarının bir üst modelinin en aktif mücadele ettiğini ve bu uçakların 30 saniyede denize veya gölete dalarak suyunu alıp tek pilotla yangına gidip dönebilirken bu yıl Air Tractor denen uçaklar sadece havaalanından kalkabilen orada ikmali yapan modellerdir. Bu uçaklar yaklaşık 10 sene önce Orman Genel Müdürlüğü’ne satılmak istendi. Birileri pazarlamak istedi. O dönemin Yangından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Hacıoğlu duyarlı bir bürokrattı. Teknik heyet getirerek incelediler. 3 ton su kapasiteli ve bir uçağın havalimanına tekrar inip su alarak yangın yerine dönmesi bir saati buluyor. Yasal iktidarın dayatmasına rağmen o dönemdeki bürokratlar ‘Hayır, bizim yangınla mücadelede etkili olmaz. Biz bunları almıyoruz’ dediler ve almamışlardı. Cumhurbaşkanı’ndan ‘Bu işi çözün’ talimatı sonrası apar topar bu uçaklar Türkiye’ye geldi. Bana göre işlevli değil. 10 tane uçak dolu vaziyette bekletilirse ve anında kaldırılırsa 3’er tondan 30 ton su eder. İlk müdahelede etkili olabilir ama böylesi yangınlarda etkili olması mümkün değil” diye açıkladı.
‘Sayın bakan ve genel müdür yangın söndürmez, alana gelince oradaki çalışmaları da engelliyorlar’
Bakan ve müdürlerin alana çağrılmasının doğru olmadığını söyleyen Durmuş, müdahale anında alanda bulunması gereken kişileri “Bazı vekillerimiz yangın yerinden canlı bağlanarak ‘Sayın bakan, genel müdür nerede’ diyor. Bu çok yanlış bir söylemdir. Sayın bakan ve genel müdür yangın söndürmez. Zaten doğru da değildir. Yangın alanına gelince oradaki çalışmaları da engelliyorlar. Geçen yıl çok bariz yaşadık. İktidar partisinin milletvekilleri helikopterlere binerek su atılacak yerler gösterdiler. Valiler ‘Şu köye su gönderin’ dediler. Yok öyle bir şey. Bu işin uzmanları var. Yıllarca yangınla mücadele eden meslektaşlarımız var. Bu işi çok iyi bilen arkadaşlarımız var. Bu müdahaleler o arkadaşları çalışmaz hale getiriyor” diye tanımladı.
‘İnsan kaynaklarını yok saydık’
Durmuş, orman köylülerinin yangına karşı önleyici rolünü “Önceden alınması tedbirler neydi? Orman köylüsü orman ile hasım iken hısım oldu. Yangında en önemli olay ilk müdahale yani yerinde ve zamanında müdahaledir. Kim yapabilir? Orada yaşayan insanlar yapabilir. Köylüleri küstürdük. Elinden ekmeğini aldık. Geçmişte ormana işçi alınırken orman köylüsünün çocuğu olma koşulu vardı. Muhafaza memuru alınırken orman köylüsü olma koşulu vardı. İş verilecekse üretim orman köylüsüne verilirdi. 80’li yıllarda yaşanan yangın miktarı ile şimdiki aynı ama yanan alan arasında on kat fark var. Elimizdeki teknoloji dünya ölçeğinde ama bir anlam ifade etmiyor. İnsan kaynaklarını yok saydık. Sonuçta böylesine vahşeti doğuruyor” diye aktardı.
‘Enerji nakliyatları potansiyel suçlu, asla bakım yok’
Enerji nakliyat hatlarının oluşturduğu riske değinen Durmuş, Marmaris’te yanan alanın boyutunu “Enerji nakliyatları potansiyel suçlu, asla bakım yok. Enerji nakliyatları boş alan olsa dahi ormandan geçer. Bunun nedeni kira vermemek içindir. Elektrik direği tarım alanına dikildiğinde kapladığı alanı satın almak zorunda, geçtiği alana kira vermek zorundadır. Bunu vermemek adına orman alanları tercih ediliyor. Şirketlerle imzaladığımız şartnamelerde yıllık bakım zorunlu olmasına rağmen yapılmıyor. Ark sonucu kıvılcım çıkıyor ve orman yangınlarına sebep oluyor. Genleşme sonucu enerji hatlarının sarkması yangına davetiye çıkarır. Yanan alan şu anda 2500 hektarı geçmiş durumdadır. Kesin rakam söylemek mümkün değil. Yangın tamamen sönecek ve soğutma işlemleri yapılacak ve ölçüm yapılacak. İnsanlar bunu akıllı telefonlarla Google üzerinden de sorgulayabilir ama bu bir yaklaşık veri olur çünkü arazi oldukça engebeli, yanıltır bizi. Orman emekçilerine ve itfaiye ekiplerine çok teşekkür ediyorum” diye söyledi.