ANLAT BANA

Prof. Dr. Çelik: Maaşlara yapılacak enflasyon farkı gerçekçi olmayacak

Prof. Dr. Aziz Çelik, “TÜİK ülkemizdeki emek gelirlerinin tamamını belirliyor. Hatta asgari ücret tartışmaları da bunun üzerinden yürüyor. Burada karşımıza enflasyonu ölçme meselesi ortaya çıkıyor ve TÜİK enflasyonu doğru ölçmüyor. Bu nedenle Temmuz’da alınacak enflasyon farkı gerçekçi bir enflasyon farkı olmayacak” dedi.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programında asgari ücrete Temmuz zammı tartışmaları masaya yatırıldı. Programa telefonla bağlanan Kocaeli Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aziz Çelik, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Yüksek enflasyon döneminde zamların 2-3 ayda bir yapılması gerekiyor’

Enflasyon farkının zamla aynı şey olmadığını ifade eden Çelik, “Enflasyon farkı, altı aylık zaman içerisinde yaşanan enflasyon üzerinden, geçmişte kaybedilenlerin gecikmiş olarak telafi edilmesinden ibarettir. Örneklendirirsek; asgari ücret 1 Ocak’tan itibaren 4 bin 253 lira oldu. Fakat Ocak ayının sonunda asgari ücretli enflasyon nedeniyle 472 lira alım gücünü kaybetti. Şubat ayında bu 699 lira oldu. Mart ayında bir asgari ücretli, 1 Ocak’taki tarihe göre 970 lira gerideydi. Nisan’da bu 1350 lira oldu, Mayıs’ta alım gücündeki düşüş 1515 liraya ulaştı. Haziran enflasyonu açıklandığında alım gücündeki düşüş muhtemelen 2000 liranın üzerine çıkacak. İlk beş ayda, beş aylık toplam asgari ücret içerisinden 5000 liralık alım gücü kaybedildi. Temmuz’da ne olacak? Ücretlere geçmiş kayıplar karşılanmaksızın enflasyon farkı eklenecek. Yüksek enflasyon döneminde altı aylık, bir yıllık ücret zamları ücretlileri, maaşlıları, emeklileri süründürür. Yüksek enflasyon döneminde bu zamların 2-3 ayda bir yapılması gerekiyor” dedi.

‘TÜİK ülkemizdeki emek gelirlerinin tamamını belirliyor’

Türkiye’de enflasyon farkının TÜİK tarafından belirlendiğini hatırlatan Çelik, “TÜİK Türkiye’nin en büyük işvereni durumunda. Memur maaş artışı, iş emekli maaşının, memur aylık maaşının artışı, toplu sözleşmedeki kamu işçilerinin ilk altı aydan sonra ücretlerindeki artış, TÜİK’in belirlediği TÜFE’ye göre oluyor. Dolayısıyla TÜİK ülkemizdeki emek gelirlerinin tamamını belirliyor. Hatta asgari ücret tartışmaları da bunun üzerinden yürüyor. Asgari ücretteki artış enflasyona göre olacak mı olmayacak mı tartışması. Burada karşımıza enflasyonu ölçme meselesi ortaya çıkıyor ve TÜİK enflasyonu doğru ölçmüyor. Bu nedenle Temmuz’da alınacak enflasyon farkı gerçekçi bir enflasyon farkı olmayacak” dedi.

‘Asgari ücreti Türkiye’de hükümet belirlemez, üçlü bir kurulla belirlenir’

Türkiye’de asgari ücretin hükümet tarafından belirlendiği gibi bir algının olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aziz Çelik, “Asgari ücreti Türkiye’de hükümet belirlemez, üçlü bir kurulla belirlenir. Bunu hükümet açıklamaz ya da tek başına karar veremez. Kamuoyunda emekli aylıklarının belirlenmesi gibi asgari ücretin de hükümet tarafından belirlendiği yönünde bir algı var. Bu iki nedenle yanlış, bir, hükümet tek başına böyle bir karar veremez, Türkiye’de kanunen asgari ücrette tek yetkili Asgari Ücret Tespit Komisyonu’dur. Komisyonda Çalışma Bakanlığı, işveren ve işçiler beşer kişiyle temsil edilir ve alınan kararlar Resmî Gazete’de yayınlanır. Hükümet ne yapar? İşçi ve işveren kanadını yanına alıp asgari ücretin belirlenmesi konusunda ağırlık koyabilir. İki, hükümetin çalıştırdığı kamu işçilerinin hiçbiri asgari ücretli değildir, dolayısıyla bu doğrudan hükümetin ödediği bir ücret değildir. Özel sektör işverenlerini ilgilendiren bir şeydir. Hükümetin çalıştırdığı kamu işçilerinin ücretleri toplu sözleşme ile belirlenir. Hükümet kendi çalışanlarına da bir ödeme yapmaz. Dolayısıyla bunun bütçeyle bir alakası yoktur, hükümet tarafından yapılan bir ödeme de değildir” dedi.

‘Temmuz ayı önemli bir gösterge olacak’

Asgari ücretin ne kadar olacağına ilişkin öngörülerde bulunan Çelik, “Bir takım rivayetler var. Onlardan biri asgari ücretin brütünün net olarak ödenmesi. Asgari ücret brüt olarak 5 bin 4 lira. Asgari ücret vergiden istisna tutuldu ama üzerinden sosyal sigortalar primi ve işsizlik sigortası primi kesiliyor. Bu da yaklaşık 750 lira civarında. Bir diğer rivayet, hükümetin başka bir karara gerek kalmaksızın prim kesintilerini bütçeden karşılayarak asgari ücretin brütünü nete çıkarması, yani 5 bin 4 lira yapması. İşverenlere ek bütçeden sigorta prim desteği tanınıyor ancak bütçede işçilere sigorta prim desteği yok. 2008’den bu yana işverene verilen yüzde 5’lik destek, bütçeden 140 milyar lira çıkmasına neden oldu. Ek bütçede işçinin sigorta prim payının ve işsizlik sigortası prim payının bütçeden karşılanması yok ama belki Meclis’e geldiğinde gündeme gelebilir. Bütçede kaynak yok diyerek bunu işsizlik sigortası fonuna yıkabilirler ancak buradan işsizlere ödenen paradan daha çok işverene fon ödemesi yapılıyor. Bu durumda sendikaların ses çıkarması lazım. Diğer bir senaryo ise artış miktarının seçime bağlı olarak değişmesi. Sonbaharda seçim düşünülüyorsa işçilere de emeklilere de enflasyon farkı dışında bir düzeltme yaparlar ama seçim düşünmüyorlarsa sadece işçi ve emekliye enflasyon farkı, asgari ücretliye de 5 bin liranın üzerine çıkan yüzde 20 civarında sembolik bir artış yapabilirler. Seçim düşünüyorlarsa ciddi bir artış yapmak zorundalar. Bu ücret düzeyleriyle sonbaharda seçime gidilmez. Temmuz ayı önemli bir gösterge olacak, hükümetin çizeceği tutum biraz seçime bağlı olacak” dedi.
Yorum yaz