EKSEN

'Netanyahu tekrar başa gelse bile Türkiye ile ilişkiler düzene girer'

Rafael Sadi’ye göre İsrail'de 'yeter ki Bibi gitsin' diye başa gelen Bennett-Lapid koalisyonu başarısız oldu. Netanyahu'nun tekrar başa gelmesi ihtimaline atıf yapan Sadi, bu durumda bile Türkiye ile ilişkilerin düzene gireceği görüşünde. Sadi, İran'ın Türkiye'deki İsraillilere saldıracağı iddialarına dair haberleri ise inandırıcı bulmuyor.
Sitede oku
İsrail'de üst üste seçimler ve dikiş tutmayan hükümetlerin ardından Benyamin Netanyahu'nun bileğini büken Naftali Bennett ve Yair Lapid hükümeti de en fazla bir yıl 'dayanabildi'. Koalisyon ortağı iki lider 20 Haziran’da meclisi feshederek erken seçime gitme kararı aldıklarını duyurdu. Karar meclis tarafından onaylanırsa İsrail 3.5 yıl içinde beşinci kez seçime gidecek.
Hükümetin iflasında bir dizi anlaşmazlıkla birlikte 'yerleşimci yasası' diye de anılan Batı Şeria'da geçerli askeri hukukla ilgili yasanın çıkarılamaması süreci etkili oldu. Koalisyon anlaşmasına göre, kasım başlarında yapılacak seçime kadar başbakanlığı Dışişleri Bakanı Lapid üstlenecek. Netanyahu, Bennett-Lapid hükümetini 'İsrail tarihinin en kötüsü' diye nitelendirirken, İsrail siyasetinde seçime gerek kalmadan alternatif hükümet kurulması tartışmaları da bulunuyor.
Bu koşullar altında 16 yıl sonra Ankara'yı ziyaret eden ilk İsrail Dışişleri Bakanı olan Lapid, Türkiye'yle 'normalleşme' temalı müzakereler yürüttü. Bennett-Lapid koalisyonu altında çalkantılı Netanyahu yıllarının ardından Türkiye ile İsrail arasında yumuşama sürecine girilmişti. Lapid'in ziyaretinin ardından uzun süredir konuşulan büyükelçiler atanması başlığında ilerleme yaşanıp yaşanmayacağı henüz bilinmiyor.
İsrail'de yeniden ufukta beliren seçim ve Lapid'in Türkiye ziyaretini Oda tv yazarı Rafael Sadi ile konuştuk.

'Parolaları yeter ki Bibi olmasındı. İktidara gelmek isteyenlerin tavrı bu olmamalı'

Rafael Sadi’ye göre, 8 İsrail partisi, sol, sağ, Arap ve Yahudi birleşerek ‘zar zor’ 61 sandalyeden oluşan meclis çoğunluğuyla Netanyahu’yu devirdi ancak 'yeter ki Bibi olmasın' söylemleri hükümet etmelerini sağlamadı:
“Yair Lapid Türkiye'ye dışişleri bakanı olarak gitti, döndüğünde başbakan olacak. 8 İsrail partisi, sol, sağ, Arap, Yahudi birleşti ve zar zor 61 sandalye, meclis çoğunluğunu bir sandalye ile oluşturup Netanyahu’yu devirdiler. Bunların parolası, 'yeter ki Bibi olmasın' idi. Benzer durum Türkiye’de de var. Yanlış anlaşılmasın. Ancak iktidara gelmek isteyen partilerin tavrı bu olmamalı. Devirmek yerine, 'bu kişi bunu iyi yapmıyor, ben bunun yerine daha iyi bir şey yapacağım' demeli. Türkiye’deki 6'lı masa da aynı görüşte, 'yeter ki Erdoğan olmasın'. İsrail’de de bu oldu, Netanyahu’yu gönderdiler. Neden bu yürümedi? Çünkü bu hükümetin, hükümet olurken yapması gereken yasalar vardı. Hükümetin işi yasa yapmaktır. Yasaları düzenlerken hesaba katmadılar ama oraya gelelim hallederiz dediler, böyle yürümüyor."

'Batı Şeria yasasının çıkarılamamasının en büyük sorumlusu Raam partisi'

Sadi hükümetin sona ermesinde en çok da 'Yahudiye ve Samiriye' de denilen işgal altındaki Batı Şeria'da geçerli yasanın rol oynadığını söyledi. Bölge işgal bölgesi olduğu için askeri meselelere askere mahkemelerin baktığını anlatan Sadi, 1967'den beri uzatılan yasanın bu sefer sivil alanı düzenlemesiz bıraktığını belirtti. Sadi'ye göre yasa düzenlenemezse İsrail'de suç işleyenin Batı Şeria'yı gidebileceği 'vahşi batı' durumu olabilir. Sadi'ye göre yasanın geçirilmemesinin en büyük sorumlusu Arapların Raam partisi:
"En önemli geçmeyen yasa Batı Şeria yasası. Bunun gerçek Türkçesi Yahudiye Samiriye, Batı Şeria dediğimiz topraklar. İsterseniz ilhak, işgal, fetih densin ama onun yasal konumu bu. Orası İsrail kanunlarına göre de İsrail toprağı değil. İsrail toprağı olmadığı için de oradaki yasalar, askeri yasalardır. Yani sanki yönetim varmış gibi oradaki davalara askeri mahkemeler bakıyor. Orası işgal edildiğinden beri bir düzenleyici yasa yapıldı. Buna göre de İsrailliler ve orada yaşayan Arap halkın askeri konular haricindeki meselelerde sivil mahkemelerin bakabileceğine karar verildi. Terörle iştigal ediyorsa askeri mahkemeye gidecek ama komşusuyla davası varsa İsrail sivil mahkemesinde yargılanacak. Bu yasa beş senelik bir süre için çıktı ve her beş senede bir yenilendi. Gelen her hükümet 67’den bu yana bu yasayı beşinci sene dolmadan süreyi uzattı. Bu yasa henüz düzenlenmedi, diyelim ki üç ay içinde olmazsa orada bir yasal statü boşluğu olacak ve buradaki basının ifadesine göre orası ‘vahşi batı’ gibi olacak. Bütün suçlular İsrail’de suç işleyip oraya gidecekler. Orada da askeri mahkemeden başkası bakamayacak. Bankayı dolandırdıysa askeri mahkeme bakmayacak. Orada suçlularla ilgili bir durum oluşacak. Bu İsrail devleti açısından çok çılgınca ve ayıp bir şey. En büyük sorumlusu Raam partisidir. Raam, Batı Şeria’da yasal bir boşluk olursa BM’ye götürecek ve İsrail’in oradan çıkması konusunda davalar açabileceği hayalindeler. Beceremeyecekler, bu hükümet düşecek yenisi gelince o yasa geçecek.”

‘Netanyahu yeniden başa da geçebilir ama siyasetten men edecek bir yasa çıkarılması gündemde'

Sadi, bir yandan Netanyahu'nun yeni ortaklar bularak seçimsiz hükümet kurması olasılığından söz ederken, diğer yandan da Bibi'nin siyasetten yasaklanması için hakkında dava olanları hükümet görevlerinden men edecek bir yasa çıkarılmaya çalışıldığını da aktardı:
“Ama Netanyahu ne yapabilir? Parlamentoda seçim için oylama yapıldı, 110 milletvekili tamam dedi, 10 kişi eksikti. Bu geçmiş sayılmaz, çünkü üç oylama var. Birinci oylama blok olarak geçti. 2 ve 3. oylamada ne olur bilinmez. Pes edildikten sonra iş bitti, muhakkak seçime girilmesi lazım. Önümüzde bir hafta süre var, sinyalleri geliyor. Gerek Bennett’in partisi gerek Gantz’ın kendisi sinyal verdi. Netanyahu ile birleşebilecek dört beş kişi var, bu bir pazarlık meselesi. Bunları Netanyahu karşılığını verebilirse parlamento fesh edilmeden yeni hükümet kuruyorum, 61 oyum var diyerek başa geçebilir. Netanyahu seçilebilir mi? Çünkü bir de ortada kanun teklifi var. Parlamentonun feshiyle birlikte Netanyahu gibi mahkeme suçlanması olanların hükümet görevinden yasaklayan bir yasa çıkaralım diyorlar. Öyle bir yasa çıkarsa Netanyahu ve benzeri kişiler hükümet kuramaz. Ama buna karşılık hukukçular diyor ki bu kadar kısa süre içinde yasalaşması mümkün değildir.”

'Netanyahu tekrar başa gelse bile Türkiye ile ilişkiler düzene girer'

Lapid'in Ankara ziyaretinde büyükelçi atamalarının ele alındığını belirten Sadi, Netanyahu yeniden başa geçse bile Ankara ile ilişkilerin düzene gireceği görüşünde:
“Yair Lapid ve Çavuşoğlu aralarında dışişleri düzeyinde yeni büyükelçilerin atanması konusunu masaya yatırdılar diye bir haber gördüm. Ama beni endişelendiren Erdoğan ve İbrahim Kalın’ın beyanatları var. İkisi de 'Netanyahu ile çok sağda olduğu için anlaşamadık, bu işi daha ılımlılarla yapmaya karar verdik' şeklinde. Onlar (ılımlılar) şimdi giderken, Netanyahu tekrar gelirse ne olacak İsrail ile ilişkiler? Bence bir şey olmayacak, her şey düzene girecek. Bütün mesele iki ülkenin menfaatlerinin nerede çakışacağı, bence her şey yoluna girer. Rahmetli Demirel’in dediği gibi dün dündür, bugün bugün."

'Türkiye'de operasyon haberine fazla prim vermiyorum, tiyatro oynanıyor'

Sadi, Türkiye'de İsraillilere saldıracakları iddiasıyla İran Devrim Muhafızlarına yönelik operasyon yapıldığı haberlerine ise inanmadığını söyledi:
"Basında çıkan İranlılar meselesine o kadar fazla prim vermiyorum. Kaba da olsa çok inanmıyorum, böyle bir tiyatro oynanıyor. Sanki bunun sonucunda iki turist karı-koca hapse atıldı ve İsrail ile Türkiye’nin arası sanki düzeldi gibi. Süreç öyle bir yere gelecek ki Türkiye, İsrail ile İran’ın arasını bulacak gibi. İsrail’de biz mucizelere alışığız. Olur mu olur.”
Yorum yaz