Latin Amerika'da ABD'nin 'kalesi' Kolombiya'da ilk kez sol kanattan bir isim devlet başkanlığı seçimini kazandı. 1990'ların başında Kolombiya devletiyle anlaşarak silah bırakmış ve legal siyasetin parçası olmuş M-19 (19 Nisan hareketi) grubunun eski üyesi ve eski gerilla Gustavo Petro, ikinci turu 19 Haziran'da düzenlenen seçimlerden zaferle çıktı. Petro, yüzde 58'i aşan katılım oranı bulunan seçimde Hitler'in 'önemli bir fikir adamı' olduğunu söylemiş iş insanı rakibi Rodolfo Hernandez'in bileğini yüzde 50.46 ile büktü. Petro'nun yardımcısı Francia Marquez de ülke tarihindeki ilk kadın Afro-Kolombiyalı başkan yardımcısı olacak
Ancak 7 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Ivan Duque'den cumhurbaşkanlığı görevini devralması gereken Petro'nun başı şimdiden rahatsızlığını ifade eden ordu ile dertte.
Kolombiya'da Gustavo Petro'nun seçilmesini gazeteci Çağlar Tekin ile konuştuk.
‘Latin Amerika’da gerilla olmak radikallik değil, geçmişte gerilla olmuş Petro sosyal demokrat diyebileceğimiz bir isim’
Çağlar Tekin'e göre, yoğun bir Amerikancı atmosferin bulunduğu Kolombiya'da 'solcu olmak' onyıllarca 'gerilla olmayı' getirdi, Latin Amerika'nın dinamikleriyle düşünüldüğünde Petro'nun gençliğinde eski bir gerilla olmasını yadırgamamak gerekir. Tekin, Petro'nun ülkede ilk defa soldan bir ismin başkan seçilmesinin önemine atıfta bulundu:
"Gustavo Petro eski bir gerilla. Gerilla dediğimizde aklımızda radikal bir insan canlanıyor, aslında öyle değil. Burada Latin Amerika’nın dinamikleriyle düşünmemiz lazım. Latin Amerika’da gerilla olmak demek muhalif olmak demek. Çünkü çok yoğun bir Amerikancı baskı atmosferi var, hele ki Kolombiya’da. Oligarklara bağlı silahlı milisler ki Kolombiya, Amerika’nın paramiliter güç merkezidir, bir de içinde uyuşturucu ticareti girer. Uyuşturucu ticareti genel olarak Kolombiya yönetimi ve Amerika’nın kontrolündedir. Kontrgerilla hareketlerinin silahlandırılmasında kullanılır. Aslında Kolombiyalı bir solcunun gerilla olmak dışında çok fazla alternatifi kalmıyor.“Bir dizi askeri üssün soyulduğu, gerillaların silahlandığı dönemde Gustavo Petro’nun görev aldığı, hatta evini depo olarak kullandığı iddialar arasında, bunların bir kısmı kabul de görmüş. Bir insanın özellikle Latin Amerika’da gerilla olması çok radikal olduğu anlamına gelmiyor. Gustavo Petro biraz daha sosyal demokrat diyebileceğimiz bir isim. Ancak Kolombiya gibi bir ülkede iktidara gelmesi, yani tarihinde ilk defa bir solcu ismi başkan yapmış bir ülkeden bahsediyoruz. En fazla oy almış başkan haline de geldi."
'Petro'nun tepesinde darbe kılıcı sallanacak'
Tekin, Petro'nun seçileceği anlaşılınca ordu ve polisin yaptığı sert açıklamalara dikkat çekerken, tepesinde darbe kılığının sallanacağı öngörüsünde bulundu. Tekin'e göre, Kolombiya'nın en önemli sorunu olan toprak reformu vaadi de Petro'yu zorlayacak:
"Ama tüm bu denklemin içinde Kolombiya’da iktidara gelmesi üzerinde bir Demokles’in kılıcının da sallandığı anlamına geliyor. Nitekim ilk tur seçimlerin hemen ardından ordu sert bir açıklama yaparak darbe yapabileceği imasını kullandı. Aynı açıklama Kolombiya polisinden de geldi. Petro’nun tepesinde darbe kılıcı sallanmaya devam edecek. Petro sosyal demokrat bir bloğun adayı olarak seçildi. Üstelik bu blok parlamentoda çoğunluğu alabilmiş değil. Yasal düzenlemeler Petro'yu sıkıntıya sokacak. Kolombiya’nın en büyük sıkıntılarından biri toprak reformu. Köylülere toprak dağıtmak gibi bir vaadi var ve bunun arkasında duracağını defaatle dile getirdi. Bunun önünde ciddi engeller var. Bu süreç Kolombiyalı kontrgerillaların önüne geçeceği başlıklardan bir tanesi, bu bir çatışma başlığı haline gelecek."
'Küba ve özellikle Venezuela'nın kısmi nefes almasını sağlayabilir'
Tekin'e göre Petro'nun başkanlığı Küba ve özellikle uzun bir ortak sınırın bulunduğu Venezuela için kısmi bir nefes almayı sağlayabilir:
"Petro ‘Bütün Latin Amerika ülkeleriyle yeniden sulh sağlayacağını’ söyledi. Venezuella ve Küba gibi sosyalistlerin iktidarda olduğu, Amerika ile ilişkileri kötü olan ülkeleri düşününce, Kolombiya bunlara karşı operasyonların merkezi konumunda. Özellikle Venezüella ile uzun sınırı, petrol bölgelerinin kontrolünü oldukça zor hale getiriyordu. Çünkü petrol bölgeleri genelde Kolombiya sınırındaki vilayetler. Burada da Amazon ormanlarında kontrgerillaların saldırıları oluyordu. Chavez döneminde suikast girişimleri engellenememişti. Burada avantajlar olacak. Bu ülkelerin kısmi olarak nefes almasını sağlayacak. Köylülere toprak dağıtılması başlığı da önemli. Çünkü Petro Kolombiya taşrasından destek artışı sağlayabilir."
'Hala uyuşturucu ve kontrgerilla sorunu var. Kolombiya ordusu hala büyük oranda ABD kontrolünde'
2016'da FARC'ın silah bıraktığı barış anlaşması sonrası ciddi katliam sürecinin başladığını anımsatan Tekin, ELN'yle dondurulmuş sürecin ise Petro döneminde başlayabileceğini söyledi. Ancak Tekin, uyuşturucu kartelleri ve kontrgerilla sorunu ile hala büyük oranda ABD bağlantılı oligarklar ve ordunun işleri zorlaştıracağına dikkat çekti:
"Kolombiya barış anlaşması sonrası o kadar ciddi bir katliam süreci başladı ki barış getirmedi. ELN, Petro liderliğiyle dondurulmuş müzakere süreci için 'yeniden başlayabiliriz' dedi. ELN ülkenin yüzde 15’ini kontrol eden gerilla hareketi. Onların güvenlik çerçevesinde sürece eklemlenmiş olması durumu var. Bu işler kolay değil, ülkede hala uyuşturucu ve kontrgerilla sorunu var. Kolombiya ordusu hala büyük oranda ABD kontrolünde. Kolombiya ekonomisi oligarkların elinde, çok ciddi Amerika bağlantıları var. Ultra zengin aileler ve toplumun büyük kısmının yoksulluk içinde yaşamasına sebep oluyor. Bu toplumsal bir baskı ve örgütlenmeyle desteklenebilirse önemli bir çıkış olur. Şu an için çok kolay gözükmese de Latin Amerika ülkelerini küçümsememek lazım.”
‘Petro’nun yarın sabaha sağ çıkabileceğinden emin değiliz’
Tekin, seçimi Petro’nun kazanmasında pandemi döneminde başlayan toplumsal eylemliliğin de rolüne atıfta bulunurken, asıl meselenin liderlere suikastların eksik olmadığı ülkede ilk solcu başkanın canının korunması olduğunu vurguladı:
“Petro’nun kazanmasında eylemlerin çok ciddi bir etkisi var. Kolombiya yönetimi bizdeki gibi topluma verilen desteği minimize tutmaya çalışan bir pandemi süreci geçirdi. Aylarca eylemler yapıldı. Petro’nun seçilmesinde bunun güçlü bir etkisi vardır. Ülke tarihinin ilk solcu başkanından bahsediyoruz ve ülke tarihin en fazla oyu alarak seçilmiş. Bu ikisi kritik bir denklem. Petro’nun canını korumaları gerekiyor, canı tehdit altında. Bütün seçim mitinglerinde kurşun geçirmez kafesin içindeydi. Zira geçmişte Kolombiya’da çok sayıda muhalif lider suikastlerle öldürüldü. Bunların liderler üzerinde çok ciddi etkisi var. Petro’nun ilk gerillalığı bırakıp legal siyasete döndüğü lideri de bir seçim mitinginde benzer biçimde suikastle öldürülmüştü. Petro’nun yarın sabaha sağ çıkabileceğinden emin değiliz.”