‘’Eşim Türk ben aslen Etiyopyalıyım. 10 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. 6 yıl önce vatandaşlık alma hakkım vardı ve vatandaş oldum. İşlettiğimiz mekanın ismi öncede ‘Somali Sofrası’ idi polisler ismini değiştireceksiniz dediler ismini ‘Güzelyurt sofrası’ yaptık. Belirli süre sonra tekrar aynı şeyleri yaşadık. Polisler yabancı isim istemediklerini söylediler. ‘Saab cafe’ tabelasını Afrika renklerine benzeyen boyalarla boyamıştık ama o da olmadı beyaza boyamamızı istediler. Tabelamız şu an bembeyaz duruyor. Burada sadece bize değil daha önce başka kafelere de aynı şeyleri yapmışlar.. Onlar polisin baskısına dayanamayınca mekanları kapatıp gitmişler.
'Kapatmak zorunda kalacağız'
Türkiye’de bana neden böyle davranıldığını bilmiyorum ama İngiltere ve Hollanda’da bir sürü arkadaşlarım var telefon açıp onlara yaşananları anlatıp, onların da aynı sorunları yaşayıp yaşamadığını merak ettim ama oradakiler hiç böyle sorunlarla karşılaşmıyorlarmış. Eğer böyle devam edecekse bizde kafeyi kapatmak zorunda kalabiliriz. Bugün destek olmak amaçlı müşteri olarak çok fazla Türk geldi, onlara teşekkür ederim. Ben siyahi olduğum için mi bunları yaşıyorum? Bizim diğer insanlardan bir farkımız yok. Aklıma başka bir şey gelmiyor. Allah bizi böyle yaratmış. Neden ben siyah yarattın diye soramam, ben kendi rengimden memnunum. Siyah olmam Türkiye’de rahatsız edici olabilir mi bilemiyorum.‘’