Britanya'da sığınma başvurusunda bulunan düzensiz göçmenleri Afrika ülkesi Ruanda'ya gönderme anlaşması çerçevesinde 14 Haziran'da Ruanda'ya ilk göçmen taşıyan uçak seferinin Yargıtay'dan "Kalkabilir" kararı eşliğinde gerçekleşmesini, son dakikada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) engellemesinin şoku yaşanıyor.
AİHM müdahalesinin hükümetin düzensiz göçmenleri sınırdışı etme planını 'kaosa sürükleyerek' Başbakan Boris Johnson'a (BoJo) 'önemli darbe indirdiğini' yazan İngiliz basını, 'AİHM nedir, Britanya yargısını ne hakla sekteye uğratabilir' gibi bilgilendirici haberlere de yer verdi.
İktidardaki Muhafazakar Parti'nin radikal vekilleri, Brexit şampiyonu başbakana, AİHM'nin müdahale yetkisinin temelini oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nden (AİHS) çekilme çağrısı yaptı.
BoJo, sorular üzerine, AİHS'den çekilme ihtimalini dışlamayı reddetti.
BoJo: Oyunun kurallarını değiştiririz
Ruanda'ya göçmen yollamaya yönelik hukuki meydan okumalardan kurtulmak için sözleşmeden çıkmaya yeşil ışık yakan Başbakan "Hukuk dünyası, hükümetin mantıklı olduğunu düşündüğü bir yasayı uygulamasını durdurmaya çalışmanın yollarını bulmakta çok mahir" diyerek ekledi:
"Yol almamıza yardımcı olması için bazı kuralları değiştirmek gerekli olacak mı? Olması gayet mümkün. Bütün bu seçenekler sürekli gözden geçiriliyor."
Israrlı soruların devam etmesi üzerine Başbakanlık Sözcüsü, hükümetin AİHS'den çekilmeyi değerlendirdiğini teyit ederek "Gerekli olabilecek her türlü yasal reform dahil tüm seçenekleri masada tutuyoruz" dedi.
Patel: Sonraki uçuş için hazırlıklar şimdiden başladı
İçişleri Bakanı Priti Patel, AİHM'in Britanya yerel mahkemeleri ve Yargıtay hükümleriyle ters düşmesinin, kendileri için 'hayal kırıklığı ve şaşırtıcı olduğunu' belirtti.
Avam Kamarası'nda konuşan Patel, AİHM kararının Ruanda'ya sınırdışılar için mutlak engel oluşturmadığını savunarak "Bir sonraki uçuş için hazırlıklar şimdiden başladı" dedi.
Sözleşmede Churchill'in de katkısı var
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1948'de 2. Dünya Savaşı'nınn efsane Britanya Başbakanı Winston Churchill'in de aralarında bulunduğu bir politikacılar paneli tarafından 'düşünce, toplanma ve ifade özgürlüğünü' garanti altına almak için hazırlanmıştı. 1998'de dönemin Başbakanı Tony Blair'in çıkardığı İnsan Hakları Yasası ile Britanya'da da uygulamaya girmişti.