Eczacıların içinde bulundukları zor durumdan kurtarılması gerektiğini aksi halde 14 bin eczacının kapatma tehlikesi ile karşılaşacağını söyleyen Kayseri Eczacı Odası Başkanı Uğur Nuri Akın, şunları kaydetti:
“Ülkece zor zamanlardan geçiyoruz. Tabi bu da sağlık sektörünü yakından etkilemiş durumda. Bundan da en fazla etkilenen grup maalesef bizleriz çünkü bir tarafımız danışmanlık hizmeti verirken, bir tarafımız da ticari faaliyetleri sürdürmekte. Bununla birlikte de maalesef uzun zamandan beri devam eden sorunlarımızın çözülmemesi sebebiyle şu an 28 bin eczanenin yarısı kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Bu çok ciddi bir halk sağlığı sorunudur. 14 bin eczanenin kapanması demek toplamda 50-60 bin kişiyi direkt etkileyecek ve milyonları bulacak bir etkileşimle birlikte çok daha sıkıntılı bir sürece gireceğimizin habercisi olacaktır. Çünkü bunun en büyük sebebi maalesef hala güncellenmeyen ilaç fiyat kararnamesidir. Bunu tekrar tekrar vatandaşlarımıza da açıklamak ve anlatmak istiyoruz çünkü ilaç fiyat kararnamesinin değişmesi, güncellenmesinde bizim istediğimiz ilaçlara zam gelmesi değildir. Bizim karlılığımızın düzeltilmesidir. 10 TL’ye sattığımız ilacı 9 TL’ye alıyorsak bizler 8 TL’ye almak istiyoruz. Yani kamu zarara uğramasın, vatandaşın cebinden çok fazla para çıkmasın istiyoruz ama tabi düzenlemek de zorundayız. Yılda 1 kere gelen zam zaten belimizi büküyor, can çekişiyor. Geri kalan yüzde 50 eczanemiz de ticari faaliyetlerini kredi ile döndürüyor ve ancak bu şekilde yürütebilmekte. Çok daha kötü günler de bu sebeplerden bizleri bekliyor. Türk Eczacılar Birliği (TEB) aracılığıyla da taleplerimizi yenilemiştik ama tekrarlıyoruz. Sağlık otoritelerinin bu konuya el atıp, eczacıları bu zor durumdan kurtarması gerekiyor çünkü pandemide ne kadar fedakarca çalıştığımızı defalarca kez gösterdik, anlattık. Bundan sonrası değerli büyüklerimize kalıyor ve umarız bu durum da düzelir.”
Akın, kamu eczacılarının ücretlerinde iyileştirme yapılması gerektiğini belirterek şöyle devam etti:
“Bizim kamuda çalışan ve sayıları yaklaşık 4-5 bini bulan meslektaşlarımız var. Bunların en büyük sorunlarından birisi de özlük hakları ve maalesef adaletsiz bir şekilde maaşlarını çok az almalarıdır. Bunu da defalarca kere söyledik. Diş hekimleri ve tabiplerle birlikte değerlendirilmesi gerekiyor bu sorunun. Aksi halde böyle devam ettiği sürece kamuda çalışacak eczacı bulamayacağız. Pandeminin en büyük kahramanları eczacılardı. Ayda 7-8 nöbet tutuyorlardı ve can siperhane çalışıyorlardı. 5 yıllık bir eğitimin sonunda böyle bir muamele ile karşı karşıya kalmak onların da istediği bir durum değil. Bir an önce kaldıkları yerin iyileştirilmesi gerekiyor. Çünkü bakıyoruz birçok hastanede morgların yanında ya da çok atıl kalmış köşelerde eczacılık hizmeti vermeye çalışıyorlar. Maaşlarındaki kat sayıların tekrar düzenlenmesi ve özlük haklarının da iyi bir şekilde kendilerine iade edilmesi gerekiyor. Aksi halde kamuda çalışacak meslektaşımızı bulamayacağız. Farklı eczacılık dallarına gitmeyi düşünenleri var. Birçok arkadaşımızla konuşuyoruz bunları. Bu konuda mecliste gündeme gelmişti ancak tekrar değerlendirilmek üzere bir düzenlemesine ihtiyaç olduğunu öğrendik. Umarım mecliste olan tüm partilerin ortak kararı ile birlikte kamudaki eczacılarımızın da sorunları bir an önce çözülür.”