Prof. Tolunay’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“İklim değişikliği Türkiye’nin her bölgesini farklı etkileyecek. İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu gibi bölgelerde 5-6 derece sıcaklık artışı ve yüzde 20 yağış azalması görülecek. Kardeniz’de ise seller ve dolu gibi afetler artacak. Ege’de ise fırtınalarda artışlar bekleniyor. İklim değişikliği sıcak hava dalgaları ve kuraklık olarak kentlerde hissedilecek. Su krizi tarımsal üretimde de çok önemli bir eksilmeye sebep olacak. Her yıl 1.5 milyar metreküp su tüketimimizi artırıyoruz, çoğu da tarımsal sulamada. Tarım alanlarımız ciddi miktarda azaldı. 90’lı yıllara göre baktığımızda 4.5-5 milyar hektar alan yani Trakya’nın iki katı kadar alan artık ekilmiyor. Vatandaş ıslah edilmiş tohum ve gübreyle daha çok verim almaya çalışıyor. Daha fazla para kazanmak için yeraltı sularına yüklenerek su tüketimi fazla olan bitki türlerini ekmeye başladık. 8-10 kere sulanan şeker pancarı, mısır gibi. Nüfusumuz arttığı için daha fazla üretim yapmak zorundayız. 2008’de 45 milyar metreküp su tüketiyorduk, 2020 yılında 63 milyar metreküpe çıktı."
Yeraltı suları kritik
"Yeraltı suları binlerce yılda oluşur. Biz beslediğimizden çok daha fazla yeraltı suyunu çekiyoruz. Konya’da 3-5 metre civarında yeraltı suyu seviyeleri azalıyor ve obruklar oluşuyor. Trakya’da dahi başladı bu. Acilen suyla ilgili önlem almamız lazım. Su yoksa hayat yok gıda yok. Bölgenin iklimine uygun ürünün ekilmesi için çiftçiye teşvik verilmesi lazım. Vatandaş daha fazla para kazanacağı ürünü ekmek istiyor. Aradaki farkı devletin karşılaması gerek. Yağmur suyu hasadı denilen önlemleri almamız gerekli. 1 metreküp hacimindeki toprak 500 litre suyu depolayabilir. Suyun üstten akmasını engellememiz lazım. Kuru derelerin üzerine göletler yapıp suyu biriktirmek de şart. Böyle alınabilecek çok sayıda önlem var."