Haziran ayı içerisinde Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne girişi için ön koşullardan biri olan ‘aday ülke’ statüsünün masaya yatırılması bekleniyor. 23-24 Haziran’da yapılması planlanan Avrupa Konseyi toplantısında Batılı liderler konu hakkındaki görüşlerini belirtecek.
Rusya’nın Donbass operasyonunun başlamasının ardından Ukrayna, Avrupa Birliği’ne giriş için ‘hızlandırılmış bir üyelik’ başvurusu istemiş, ‘acilen’ birliğe onayını talep etmişti. Daha sonra ki süreçte, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 8 Nisan’da Kiev’e yaptığı ziyarette sorular içeren ve AB üyelik başvurusunun ilk adımı olan belgeyi Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’ye verdi.
Zelenski’den AB’ye: Sizin gibiyiz, bunu bize ispatlayın
En son 30 Mayıs günü konuyla ilgili yaptığı açıklamasında “Avrupa'dan da aynı tepkiyi bekliyoruz ve kimsenin ihtiyaç duymadığı alternatifleri bir kenara atıyoruz" diyerek AB’ye baskı uygulayan Zelenski, daha önce de Avrupa’nın ‘gerçek üyesi’ olmak için mücadele ettiklerini söyleyerek “Biz en az siz kadarız, en az siz gibiyiz. Buna inanıyorsanız, bunu görüyorsanız bunu bize ispatlayın. Aday üyeliğin mevcut savaş durumu içinde derhal verilmesi gerek” demişti. Hatta öyle ki bu baskı, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba’nın sözleriyle daha da netlik kazandı. Kuleba, "Aday statüsü alamazsak, bunun tek bir anlamı var; Avrupa bizi aldatmaya çalışıyor. Ve biz bunu yutmayacağız" diyerek AB ülkelerine ‘kafa tuttu’.
AB Komisyonu Başkanı Leyen ise konuya temkinli yaklaşarak, "Siz zaten AB'desiniz. Önce savaşı durduralım, ardından oturup Ukrayna'nın üyeliği için atılması gereken adımları kararlaştıralım" yanıtını verdi.
Ukrayna’nın hızlandırmaya çalıştığı Avrupa Birliği’ne üyelik süreci nasıl işliyor?
Üyelik talebi olan ülkelerin ilk olarak AB Konseyi’ne üyelik başvurusunu göndermesi ardından da AB Konseyi’nin, AB Komisyonu ile görüşerek bu başvuruyu reddetmek ya da değerlendirmeye alınmak konusunda bir karara varması gerekiyor. Daha sonra AB Komisyonu, AB yasaları çerçevesinde başvuruda bulunan ülkeyi incelemeye alır ve hangi noktalarda AB kurallarına uyulması gerektiğini belirliyor. Komisyon, hazırladığı ilerleme raporlarını Konsey'e sunarak, maddelerde ‘olumlu ilerlemeler’ sağlandıysa oybirliği ile müzakerelere başlanmasına karar veriliyor.
Ülkelerin ‘sancılı süreçleri’ ise tam da burada başlıyor. Başvuruda bulunan tarafın müzakere masasında ‘ter dökmesi’ gerekiyor. Müzakereler, 35 başlık altında gruplanmış yaklaşık 130.000 sayfadan oluşan ve ‘müktesebat’ olarak bilinen ‘AB yasalar bütününün’ benimsenmesi ve uygulanması üzerine kurulu. Bu yasalar, AB'ye üye ülkelerin ‘uyması zorunluluğunu taşıyan’ kuralları ortaya koyuyor. Bu da, çevreden yargı sistemine, ulaştırmadan tarıma, ülkedeki bütün sektörleri ve halkın tümünü etkileyecek temel toplumsal değişikliklerin yapılması anlamına geliyor. ‘Üye ülke’ olabilmek için aday ülkenin hem ulusal hem de bölgesel düzeyde kurumlarını, yönetim kapasitesini, idari ve yargı sistemini AB standartlarına yükseltmesi gerek.
Aday üyelik statüsünün yıllar sürmesine karşılık Ukrayna’nın hızlandırılmış süreci
Bütün fasıllar tamamlandığında, müzakerelerin sürdüğü ülke için bir dosya hazırlanarak AB Parlamentosu‘nda görüşler paylaşılıyor. Bu görüşler, ülkenin güncel durumunun somut bir üyelik şansı çerçevesinde değerlendirilmesinden oluşuyor. Görüşler tekrar oylamadan geçerek ya somut bir üyeliğin başlatılmasına ya da ‘istenen durumlar’ sağlanana kadar müzakerelerin devam etmesi anlamına geliyor. Örneğin 1959’da görüşmelerin başladığı ve 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye’nin, 17 yıldır tam üyelik müzakereleri devam ediyor. Bu adımlar yıllar süren çalışmalar ve onayları da beraberinde getirdiği için, Ukrayna diğer ‘aday ülkelerin bulunduğu konumda’ bir değerlendirme yaşamak istemediğini açıkça belirtti.
Konuyla ilgili Avrupa Birliği’nin üye ülkelerinden çeşitli sesler yükselirken, bazı liderler de hızlandırılmış süreçle ilgili şüphelerini dile getirmeye başladı. Bu durumu özetleyen İtalya Başbakanı Mario Draghi, genel çerçevede Ukrayna’nın AB’ne girişine bakışı hakkında, “Hemen hemen tüm büyük AB ülkeleri Ukrayna’nın AB’ye aday statüsüne itiraz ediyor” demişti. Sputnik, Ukrayna’nın AB sürecine ‘temkinli yaklaşan’ ülkelerin liderlerinin konu hakkındaki görüşlerini derledi.
Fransa: Ukrayna’nın AB’ye katılması onlarca yıl alacak
10 Mart'ta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB liderleri zirvesi öncesinde, Ukrayna'nın bir savaş durumunda Avrupa Birliği'ne katılmasının mümkün olmadığını düşündüğünü söyledi. Macron Avrupa Birliği'ne Ukrayna dahil yeni üye kabulünün mümkün olmadığını belirterek, "Ukrayna'nın AB’ye katılmasına izin verme sürecinin muhtemelen birkaç on yıl alacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Katılım standartlarını düşürme kararı alınmadıkça ve Avrupamızın birliğini yeniden düşünmedikçe gerçek bu" dedi.
22 Mayıs'ta Fransa'nın Avrupa Bakanı Clement Beaune, Fransız radyosuna konuşarak, "Ukraynalılara herhangi bir yanılsama veya yalan sunmak istemiyorum. Dürüst olmak zorundayız. ‘Ukrayna altı ay veya bir iki yıl içinde AB'ye girecek’ diyorsanız, yalan söylüyorsunuz. Muhtemelen 15 ya da 20 yıl içinde olacaktır, bu süreç uzun zaman alıyor” dedi.
Almanya: Ukrayna birkaç ay ya da yıl içinde AB’ye üye olmayı beklememeli
Almanya Şansölyesi Olaf Scholz da bu konunun gündeme getirilmemesi gerektiğini ve önce ‘savaşın üstesinden gelinmesi’ gerektiğini söyleyerek Ukrayna’nın Avrapa Birliği üyeliğinin bugünden yarına gerçekleşmesinin söz konusu olmayacağını açıkladı.
Scholz, Ukrayna’nın AB üyeliğinin hızlandırılması için özel bir muameleye tutulmasını kabul etmeyeceğini belirterek, "AB üyeliği yolunda Ukrayna için yolu kısaltmak, Batı Balkanlar'da üyelik bekleyen ülkelere karşı dürüst bir tavır olmaz" dedi.
"Ukrayna birkaç ay ya da yıl içinde AB’ye üye olmayı beklememeli" diyen ve bu konuda Macron’un da aynı fikirde olduğunu söyleyen Scholz; Karadağ, Sırbistan, Kuzey Makedonya ve Arnavutluk’un yıllardır üye olabilmek için beklediklerini hatırlatarak, AB’nin önceliğinin bu ülkeleri üye yapmak olduğunu bildirdi.
Hırvatistan: Kimse bir gecede AB'ye katılamaz
Hırvatistan Başbakanı Andriy Plenkoviç, Ukrayna'nın birliğe katılımı için hızlandırılmış bir prosedürün öngörülmediğini söyleyerek, “Bir prosedür var, bir gecede olmuyor. Bir antlaşma var, bir makale var, bir başvuru var. AB Konseyi bu başvuruyu Avrupa Komisyonu'na gönderiyor. Kimse bir gecede AB'ye katılamaz" dedi.
Belçika: Kiev'in bir dizi prosedürel adıma ihtiyacı var
Belçika Başbakanı Alexander de Croo da Plenkoviç’e benzer bir değerlendirmede bulunarak, katılım süreci birçok reform gerektirdiğinden Kiev'in bir dizi prosedürel adıma ihtiyaç duyulduğuna işaret etti. Üyelik koşullarının tüm aday ülkeler için geçerli olduğu hatırlatan De Croo, AB’ye tam üyeliğin bazı ülkeler için 10 yıl sürdüğünü belirterek, Ukrayna’nın yapılanması ve yapılandırılması için tam üye olmadan da ilişkilerin geliştirilmesinden yana olduklarını söyledi.
Avusturya Dışişleri Bakanı Schallenberg: Ukrayna AB’ye alınmamalı
Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, ‘zorluklar göz önüne alındığında’ Ukrayna'ya Brüksel ile ilişkilerinde ‘başka bir yol’ önerilmesi gerektiğini savundu. Avusturya’nın Lech şehrinde düzenlenen 14. Avrupa Medya Zirvesi’nde konuşan Schallenberg, “Ukrayna’ya destek vermeliyiz, ilişkilerimizi geliştirmeliyiz fakat bu onları AB üyesi yapmamızı ve hatta aday statüsüne almamızı gerektirmez. AB’ye aday statüsünde olan ve önemli yol kat eden Balkan ülkeleri var. Önceliğimiz onlar olmalı. Ukrayna şua an AB’ye alınmamalı” ifadelerini kullandı.
Schallenberg’in açıklamalarına Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Oleh Nikolenko’da ise tepki gelmişti. Nikolenko, "Stratejik olarak dar görüşlü bir açıklama. Açıklamanın birleşik bir Avrupa'nın çıkarlarıyla uyumsuz olduğunu düşünüyoruz" dedi.
Hollanda: Şu anda Ukrayna’nın AB üyeliğini konuşmanın zamanı değil
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Zelenskiyile Mart başında bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, görüşmenin ardından Zelenski Teitter hesabından yaptığı paylaşımla, “Hollanda’nın Rusya üzerindeki yaptırım baskısına karşı tavizsiz duruşu ve Ukrayna’nın AB üyeliğine verdiği destek için teşekkür ederiz” demişti. Fakat Hollanda Başbakanı bu paylaşımın hemen ardından Zelenski’yi yalanlanladı. Ukrayna’nın AB üyeliğine destek vermediğini vurgulayan Rutte, “Ukrayna’nın bu isteğini çok iyi anladığımı ve kısa vadede Ukrayna için elimizden gelen her şeyi yapmak için omuz omuza olduğumuzu söyledim. Ama şu anda Ukrayna’nın AB üyeliğini konuşmanın zamanı değil” dedi. Rutte, gazetecilerin, Zelenskiy’den Twitter mesajını silmesini isteyip istemeyeceği sorusuna da, “Hayır, bunu sormayacağım” karşılığını verdi.
Türkiye: Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği üyeliği konusunda Ukrayna'ya gösterilen hassasiyete tepki göstererek, “Bu AB üyelerine ben diyorum ki acaba Türkiye'yi ne için AB'ye hala almakta endişe ediyorsunuz?" dedi. AB'ye seslenen Erdoğan "Ukrayna ile ilgili gösterdiğiniz hassasiyeti Türkiye için de gösterin. Yoksa birileri saldırdığı zaman mı Türkiye'yi gündeme alacaksınız?" ifadelerini kullandı.
NYT: Kiev'in hızlı kabul baskısına rağmen ne NATO ne AB üyeliği kısa sürede olacak
ABD merkezli The New York Times (NYT) gazetesi, Ukrayna’nın NATO ve AB’ye üyelik sürecini beraber değerlendirerek, “Kiev'in hızlı kabul baskısına rağmen, Ukrayna veya Avrupa'nın eteklerindeki diğer ülkelerin ne NATO ne AB üyeliği uzun yıllar boyunca mümkün” dedi.
NYT’ye konuşan Alman Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik İşleri Enstitüsü'nden savunma analisti Claudia Major ise, "Ukrayna, Gürcistan, Moldova gibi ülkeler kırılgan ve yakın gelecekte AB ve NATO üyeliği alamayacak" şeklinde konuştu.