İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine geçit vermek için başta ABD yönetimi ile uzun süredir var olan sorunlu başlıklar olmak üzere bir dizi koşul ortaya koyan Erdoğan yönetimi, en çok da Suriye'ye yönelik yeni hamle niyetiyle endişe uyandırdı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma kararımızın yeni bir safhasına geçiyoruz" derken, Ekim 2019'da önce ABD ardından Rusya tarafından durdurulmuş hamlenin devamının işaretini verdi. Ancak harekatın nereden yapılabileceğine dair tartışmalar sürerken, ABD'den de Rusya'dan da yeşil ışık çıkmış görünmüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ankara'yı 2019 yılında ABD ile varılan mutabakatta belirlenen ateşkes hatlarına riayet etmeye çağırırken, Rusya Dışişleri'nden de Türkiye'nin güvenlik kaygılarının anlaşıldığı ancak bunun Suriye yönetimiyle çözülmesi gerektiği açıklamaları geldi.
Gelişmeleri Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian ile konuştuk.
‘Lavrov'un ziyaretini beklemek gerek'
Sarkis Kassargian’a göre, Türkiye’nin olası hamlesi için Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 8 Haziran'daki Türkiye ziyaretini beklemek gerek. Halep'in kuzey bölgeleri ve Tel Rıfat'ta Suriye ordusuyla birlikte Rusya ve İran'ın da etkinliği bulunduğunu anımsatan Kassargian, Fırat'ın doğusunda ise ABD hakimiyeti bulunduğuna dikkat çekti:
“Erdoğan’ın sinyal vermesinden sonra çok büyük beklentiler vardı. Bir askeri operasyonunun başlaması bekleniyordu. Ama sonradan gelen demeçlerinden dolayı o beklentinin biraz geri çekildiğini görüyorum. Ama böyle bir beklenti var. Lavrov’un 8 Haziran’daki Türkiye ziyaretinden sonra daha da netleşecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve ana akım medyasının Tel Rıfat, Münbiç ve Kobani’yi hedef göstermesiyle Lavrov’un ziyaretinin beklentilerini daha da yükseldi. Çünkü bu bölgelerde artık Rusya ile bir koordinasyon içinde olma zorunluluğu var. Fırat’ın doğusunda Amerika hakim. Hava sahasını bile Amerika kontrol ediyor. Sahada Amerikan askerlerin varlığı büyük. Halep’in kuzey ve kuzeydoğu bölgeleri artık Rusya’da. Onun için Lavrov ziyareti bekleniyor. Bu sadece Rusya’dan ibaret değil. Halep dediğimizde Rusya’dan sonra İran’ın da ağırlığı var. çünkü Tel Rıfat’ın hemen yakınında Halep’in kırsalında Suriye hükümeti kontrolü altında yalnızca iki kasaba kalmıştı. Bu iki kasabanın çoğunluğu Şii Sünnilerden oluştuğu için aslında orada İran’ın da söz sahibi olabileceği düşünülüyor. Onun için biraz komplike bir sahadan söz ediyoruz. Doğuya gittiğimizde artık Amerika’dan söz ediyor olacağız. Normalde olası bir askeri operasyondan önce üslerini boşaltır. Amerikan üsleri orada durduğuna göre o bölgede çok bir şey beklenmiyor.”
‘Suriye ordusu ile SDG’nin Rus uçaklarıyla devriye yapmaları bir mesajdı’
Şam’ın bu operasyonla ilgili çok sert çıkışları olduğunu hatırlatan Kassargian, Ankara'nın yeni harekattan söz etmesinin Arap kamuoyunda Türkiye iç siyasetiyle bağlantılı algılandığını aktadı. Kassargian, Şam ile SDG arasında Rusya dolayımıyla bir koordinasyon bulunduğunu belirtirken, yapılan ortak devriyelerin de mesaj içerdiği görüşünde:
“Rusya ile Suriye'nin temasları ilan edilmedi ama mutlaka vardır. Çünkü Şam’ın bu operasyonla ilgili çok sert çıkışları oldu, Türkiye seçimlerine bağladılar. Ben de, Arap dünyasındaki birçok gazeteci de böyle düşünüyor. Ayrıca ilk defa Suriye’den en uzak kuzeydoğu noktasında SDG ile müşterek devriye yapıldı. Suriye ordusu ile SDG, Rus hava uçaklarıyla devriye yaptılar ve bunun bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Devriye yapmaya gerek yok normalde, Amerikan askerleri de var zaten. Ama bu devriye mesajdı. SDG ile doğrudan bir müzakare yok. Kürtçe yayın yapan yerlere haberler düştü ama iki taraftan da aldığım bilgilere göre öyle bir şey yok. Ama Rusya aracılığıyla bir koordinasyon her zaman var. Çünkü fiili bir durumdan söz ediyoruz. YPG’nin kontrolü altındaki alanlarda Suriye ordusuna bağlı bazı noktalar var. Bu noktalarda uzlaşmak için Rusya kanalıyla bir koordinasyon oluyor. Bu koordinasyonun detaylarını bilmiyoruz ama Rusya ile konuşma süreci vardır.”
'IŞİD niye bitmiyor? Çünkü orada Amerikan tarafı var'
Kassargian, Fırat'ın doğusundan Irak sınırına uzanan bölgelerde öbek öbek IŞİD varlığının bitmemesinin de ABD askeri varlığından kaynaklandığını, Suriye ordusunun IŞİD'e karşı harekete geçtiğinde ABD tarafından durdurulduğunu anımsattı:
“Suriye’de Fırat’ın doğu batısından başlayarak Irak sınırlarına kadar bir bölgede IŞİD niye bitmiyor? Çünkü Suriye ordusu orada bir askeri operasyon yapamıyor. Orada Amerikan tarafı var. Yaklaşan askeri kuvvetlerde normalde Amerika duruyor. Bundan önce Suriye ordusuna bağlı bir grup ilerlemeye çalıştı, IŞİD’çileri takip ettiğinde, Amerika’nın uçağı vurdu. Onun için Suriye ordusu o bölgeye müdahale yapamıyor. Amerikalılar da yapmıyorlar ki IŞİD oradaki varlığını devam ettiriyor. IŞİD o bölgeden kasabalara doğru saldırılar yapıyor. İki hafta önce Suriye ordusuna ait bir otobüse saldırı yapmıştı. Ayrıca bazı yerlerde de küçük gruplar halinde IŞİD devam ediyor. IŞİD tümüyle bitmiş diyemeyiz. İdlib cephesinde akış hattında hiçbir değişme yok."
'Patlama hava sıcaklığından olabilir, füzeyle olabilir, teyitli bilgi yok'
Türkiye sınırının hemen yakınındaki İdlib/Babiska'da Ankara'nın desteklediği İhvancı Feylak'uş Şam'ın mühimmat deposu havaya uçarken Kassargian, nedeni henüz anlaşılamayan patlamanın büyüklüğüne dikkat çekti:
"Patlamanın olduğu yer Türkiye sınır kapısından 3 kilometre uzaklığında. Sınır üzerinde bir kasabada. Suriye’de Müslüman Kardeşler’in silahlı kanadı olarak anılan milislerin deposunda oldu. Patlama bilgileri gelmedi. Orada bir (sıcak) hava durumundan bahsedilebilir, bir füzeyle hedeflenmiş de olabilir ya da içerideki teknik bir sorun nedeniyle de olabilir. Kesin olarak bilmiyorum ama patlama çok büyük. Çünkü bu milislerin en büyük deposu. Bazı kaynaklara göre bu milislerin büyük bir zarar görmesine neden olacak deniyor. Ama hedeflenen eylem ise Suriye'den olamaz, Çünkü o bölgede Suriye savaş uçakları uçmuyor, orada Rusya hakimiyeti var.”