Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programına konuk olan Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Fikret Kileci, ihracattaki son durumu ve Türkiye İhracatçılar Meclisi başkanlığı için yapılacak seçime ilişkin açıklamalarda bulundu.
TİM Başkanlığı için 13 Haziran’da yapılacak seçimlerde aday olduğunu hatırlatan Kileci, seçimlere dair konuşarak, bu makamların kişilerin gönüllülük esasına göre gelip gittiği yerler olduğunu belirtti. Sektörün paydaşlarının böyle bir ‘teveccühte bulunduğunu’ aktaran Kileci, “Benimle ilgili bir teveccüh var ve bu beni gururlandırıyor. İnsanların çoğunluğu bu teveccühü gösterirse görevimizi sonuna kadar yapmaya çalışacağız. O koltuğa hangimiz oturursak oturalım kalanın tamamı o kişiyi destekler. Burada kişisel menfaatleri bir kenara bırakıp ülke refahı için oraya oturttuğumuz arkadaşımızı desteklemeliyiz. Kişisellik bu işin dışında olmalı. Seçimin öncesinde her türlü mücadele verilir ama seçim bittikten sonra herkes o koltuğa seçilen arkadaşı desteklemek zorundadır” şeklinde konuştu.
‘Tek bir aday üzerinde anlaşıp el birliğiyle ona destek olup ihracatı ileri taşımak istiyoruz’
Seçime ortak aday üzerinden gitmek istediklerini aktaran Kileci, “Eğer bir çekişme olacaksa seçim öncesi olsun. Tek bir aday üzerinde anlaşıp el birliğiyle ona destek olup ihracatı ileri taşımak istiyoruz. Sandıkta mücadele etmek yerine öncesinde bu işi bitirip çok daha doğru işler yapmaya çalışıyoruz. Ancak tek adayda anlaşamazsak demokrasinin kılıcı olan şeçimle işimizi bitirmiş olacağız” dedi.
‘Tükettiğimizden fazlasını üretmek zorundayız’
TİM’nin Türkiye genelinde 100 bini aşkın ihracatçıyı temsil ettiği bilgisini veren Kileci, “Bu ihracatçıların arkasında bunu ciddi anlamda destekleyen bir üretim tarafımız var. Tarımından, sanayisine her alanda ihracatı sadece alıp satılan bir ürün ya da sektör olarak görmemek lazım. İhracatçı sektör olarak hiçbir şey değildir, mutlaka arkasında onu ciddi anlamda destekleyen üretim gücü vardır. Bu üretim gücünü destekleyen tarihi ve kültürel yetenekler vardır. Ülkenin edindiği deneyimlerin tamamının ürünüdür ihracat. İhracat bir ülkenin en önde parlayan yıldızı, vitrinidir. Biz bunu doğru kullanırsak ülke çok farklı yerlere gelir. Dışarıdan bir şeyler alıyorsanız aldığınızın fazlasını satmak zorundasınız. Biz enerjimizi ithal ediyoruz ve ithal ettiğimizden fazlasını satmak zorundayız. Tükettiğimizden fazlasını üretmek zorundayız, bu bizim hayat felsefemiz olmalı. İhracat da bu işin tam merkezidir. İhracat demek refah içerisinde bir ülke demek, aldığından fazlasını satan bir ülke demek.” ifadelerini kullandı.
‘Çevreci üretimleri desteklemeliyiz’
Türk ihracatçıların çok daha katma değerli ve çok daha çevreci işler yapması gerektiğini vurgulayan Kileci, şu ifadeleri kullandı:
“Dünyada ne yaparsanız yapın, nakliyesini, üretimini doğru yapmadıysanız, doğayı kirleterek ürettiyseniz, karbon ayak izi kurallarına uymuyorsanız bu ürünleri gelişmiş dünya ülkelerine satmanız mümkün olmayacak. Bizim yaptığımız tüm üretimleri bu şekilde yapmamız gerekiyor. Her sektörde temiz enerji kullanıp, karayolu taşımacılığının dışına çıkıp, lojistik alt yapımızı düzeltip yol almamız gerekiyor. Çevreci üretimleri desteklememiz gerekiyor. O zaman aldığımızdan fazlasını satan, doğa dostu çevreci üretimler yapan bir üretim üssü haline geliriz. Biz ülke olarak çok doğru bir yerdeyiz. Coğrafi konumumuz, jeopolitik geçmişimiz, bunların tamamı ticaretin üstünde olduğumuzu gösteriyor. Biz tarihi ipek yolunun üzerinde konumlanmış hem siyasi hem coğrafi olarak en güvenli yerlerden birindeyiz. Dolayısıyla bu avantajımızı çok iyi kullanmamız ve bu düşüncelerle üretimimizi ve planlamamızı yapmamız gerekiyor.”
‘Stabil olan, belli bir seyirde seyreden kur ihracatçının işine yarar’
Sanayicinin yüksek kurdan fayda sağladığı yönündeki görüşü reddeden Kileci, “Hayır, yüksek kur ihracatçının işine yaramaz. Stabil olan, belli bir seyirde seyreden kur ihracatçının işine yarar. Çünkü kur bu kadar yükseldiği zaman karşımızdaki insanlar da bunu fırsat bilip oradaki fiyat senkronizasyonunu ciddi anlamda bozuyorlar. Dolayısıyla bizim için her zaman stabil kur tercih edilebilir olmuştur” diye konuştu.