İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi'nde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Trabzon, Rize ve Artvin'e düzenlediği Karadeniz gezisinin masraflarının nasıl karşılandığı tartışıldı.
İBB Meclisi mayıs ayı oturumları, Saraçhane'deki İBB Binası Meclis Toplantı Salonu'nda, Meclis 1. Başkanvekili Zeynel Abidin Okul başkanlığı'nda yapıldı.
AK Partili Meclis Üyesi Kübranur Uslu, İmamoğlu'nun 3-4 Mayıs tarihlerinde gazetecilerin de aralarında bulunduğu bir heyetle Trabzon, Rize ve Artvin'e düzenlediği geziye ilişkin soru önergesi verdi.
Önergede, "İBB Başkanı sıfatıyla Karadeniz'de miting yapmanızın amacı nedir?" diye İmamoğlu'na soran Uslu, bu gezinin resmi bir amacının olup olmadığı sorusunu da yöneltti.
Uslu, geziye katılan bir gazetecinin, İmamoğlu'nun ağzından gezinin bütün masraflarının İBB'nin bütçesinden karşılandığını yazdığını söyledi.
Kübranur Uslu
© DHA
AK Partili Uslu: İBB bütçesi bu masraflar için kullanıldı mı?
İmamoğlu'nun ise kendi şahsına ait olan harcamaların bir kısmını kendisinin, bir bölümünü ise tabii ki İBB'nin karşıladığını söylediğini anlatan Uslu, İBB'nin ise iki günlük gezide hiçbir kamu kaynağı kullanılmadığını açıkladığını belirterek, "Birbirinden farklı bu üç açıklamaya göre kim doğruyu söylüyor, kim yalan söylüyor. Gazeteci mi, siz mi, İBB mi? Hem sizin, hem beraberinizde size eşlik eden gazeteciler, bürokratlar ve siyasi yöneticilerin geziyle ilgili yol, konaklama ve diğer tüm harcamaları kim tarafından nasıl finanse edildi? İBB bütçesi bu masraflar için kullanıldı mı? Kullanıldıysa ne kadar ve ne tür harcamalarda kullanıldı?" diye sordu.
Uslu, ayrıca İBB Muhtarlık İşleri Daire Başkanı Yavuz Saltık'ın gezide dağıttığı yardım kartlarının, İstanbul'daki ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılmak için hazırlanan kartlar olup olmadığını sordu.
CHP'li Balyalı: Gezide bir tek kuruş kamu kaynağı harcanmamıştır
CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı ise bayramlarda herkesin memleketine gittiğini, İmamoğlu'nun da Trabzon ve Rize'ye memleketine gittiğini söyledi:
'Erdoğan'ın Siirt'te ne işi varsa İmamoğlu'nun da Karadeniz'de aynı işi vardı'
"Bayramlarda herkes memleketine gider, başkan da memleketine gitmiştir. Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Siirt'te ne işi varsa Ekrem İmamoğlu'nun da Karadeniz'de aynı işi vardı."
Karadeniz gezisinin tek bir gerekçesi olduğunu anlatan Balyalı, İmamoğlu'nun salgın öncesi bölgeye geleceğine dair söz verdiğini, salgından dolayı böyle geniş çaplı bir gezi yapamadığını, hem memleketine gitmek hem de çevredeki bir takım ilçeleri ziyaret etmek gibi programı olduğunu belirtti.
Gezinin son derece doğal olduğunu savunan Balyalı, şöyle devam etti:
"Geziyle alakalı olarak da yine çok net biçimde altını çizelim bir tek kuruş kamu kaynağı harcanmamıştır. Belediye Başkanımız, kendi masraflarını hepsini kendisi karşılamıştır. Bunun dışında bir şey söylenmesi mümkün değildir. Başka arkadaşların, gazetecilerin yorumları varsa o kendi yorumlarıdır. Hem Başkanımızın hem bizim bu konudaki resmi açıklamamız bu şekildedir."
Balyalı, yardım kartlarının dağıtımının, kamu kaynağı olarak değil, Yavuz Saltık'ın kendi gönüllü hizmeti olarak yapıldığını aktardı.
AK Partili Türkyılmaz: Konuşmalarını yapmış olduğu otobüs, İETT'ye ait bir otobüstür
AK Parti Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz da aklı başında her Türk vatandaşının, İmamoğlu'nun Karadeniz'de yapmaya çalıştığının siyaseten ne anlama geldiğini anladığını vurgulayarak, "Yapılan çalışma siyasi miting ve kariyere dönük bir çalışmadır. Konuşmalarını yapmış olduğu otobüs, İETT'ye ait bir otobüstür. Plakası ile tespit edilmiştir. Tarık Bey üzülerek ifade edeceğim, bu sözlerinizi bizzat birinci elden Ekrem İmamoğlu yalanladı. Yapmış olduğu basın toplantısında bir kısım harcamaların kişisel olarak karşılandığını, bir kısım harcamaların da büyükşehir belediyesi bütçesinden karşılandığını ifade etmiştir. Bunu da Ekrem Bey üzerinden tashih etmiş olalım" diye konuştu.
Geziye katılan gazetecinin de bu konudaki sözlerini hatırlatan Türkyılmaz, Yavuz Saltık'ın ise sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, "İmamoğlu adına yardımları dağıttık" ifadesini kullandığını belirtti.
Tekrar söz alan CHP Grup Sözcüsü Tarık Balyalı ise geziye ilişkin İmamoğlu'nun da kendisiyle aynı şeyleri söylediğini ifade etti.
Balyalı: Yakıt harcamaları da yine belediye başkanımız tarafından karşılanmaktadır
Gazetecilerin bu konuda yorumları ve eleştirilerinin saygıdeğer olduğunu ve bunları dinlediklerini anlatan Balyalı, "İETT otobüsüne ilişkin yakıt harcamaları da yine belediye başkanımız tarafından karşılanmaktadır. Orada da bir kamu kaynağı kullanımı söz konusu değildir" dedi.
Konuşmaların ardından soru önergesi kabul edildi.
Metrobüslerdeki yangın söndürme tüpü konusu ele alındı
Öte yandan AK Partili Meclis Üyesi Halit Cebeci, İYİ Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan'ın kardeşine, metrobüslerdeki yangın söndürme tüpü ihalesinin verildiğini belirterek, "Her konuşmaya başladıklarında, ehliyet, liyakat, şeffaflık sözlerini ağızlarından düşürmeyenlerin, iş ticarete geldiğinde tırnak içinde söylüyorum 'İstanbul nimet, nimet' diyen Başkanın, nimetlerinden faydalanmaya geldiğinde bu sözcüklerin anlamlarını yitirmesini izlemek bizleri derinden üzmektedir" sözlerini sarf etti.
Yangın söndürme tüpü ile ilgili ihaleye toplam kaç firmanın girdiğini, ihaleye giren firmaların yeterlilik belgeleri ve eksik evrakı olup olmadığını soran Cebeci, ihalenin İYİ Parti Grup Başkanvekili Özkan'ın kardeşine verilmesinin hangi siyasi etik ilkeleri ile izah edilebileceğini sordu.
Bunun üzerine söz alan İbrahim Özkan, kardeşinin şirketinin 70 yıllık bir marka olduğunu ve otomotiv şirketinin yüzde 80'inin bu markadan alışveriş yaptığını ve 19 ülkeye ihracat yaptığını aktardı.
Yangın söndürme tüpünün tekerlek ve direksiyon gibi araçların bir aksamı olduğunu anlatan Özkan, bu ürünleri İETT firmasının satın almadığını, otobüs firmalarının bu ürünleri alıp metrobüslere koyduğunu kaydetti.
Yangın söndürme tüpünün tanesinin 300 lira olduğunu, 30 tanesinin 9 bin lira olduğunu kaydeden Özkan, bu miktarla siyaset yapılmaya çalışıldığını ifade etti.
AK Parti Grup Sözcüsü Türkyılmaz da "Mesele siyasi etik meselesi, yangın söndürme tüplerinin fiyatı değil. Burada biz İbrahim Bey'den şunu beklerdik. 'Benim bilgim dışında böyle bir alım olmaz. Ben bunu siyaseten doğru, etik bulmuyorum' deseydi, mesele yoktu. Şöyle düşünün. 30 metrobüsün reklamını yapmak için sayfalarca sosyal medyada paylaşım yaptı İbrahim Bey. Sıradan bir İstanbul vatandaşı, onları gördükten sonra o vatandaşa desek ki, 'Bu metrobüslerdeki yangın söndürme tüplerini biliyor musunuz, İbrahim Bey'in kardeşi satıyor' desek nasıl bir algı oluşur? Eğer bu meseleyi bu kadar normal algılayacak kadar siyasi meşrebiniz geniş ise Allahualem arkada neler çeviriyorsunuz arkadaşlar? Sizin burada sessiz kalmanızı, en azından bu meselenin yanlış olduğunu ifade etmenizi beklerdik" diye konuştu.
Tekrar söz alan Özkan, özür dileyecek bir durumu olmadığını, otobüs firmasının ürünü satın aldığını, istediği yere yangın söndürme tüpünü takabileceğini, bunun AK Parti Genel Merkezi de olabileceğini anlattı.
Burada siyasi etik açısından bir ahlaksızlık olmadığını ileri süren Özkan'ın, bundan siyaseten nemalanmak için bir ahlaksızlık olduğunu söylemesi üzerine, AK Parti meclis üyelerinin olduğu sıralardan kendisine tepki geldi.
Daha sonra soru önergesi mecliste kabul edildi.