Radyo Sputnik’te yayınlanan Meliha Okur’la Anlat Bana programında, medyanın içinde bulunduğu durum masaya yatırıldı. Program konuğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve FOX Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk geleneksel ve yeni dönem medyayı değerlendirirken ekonomi, markalaşma ve uzmanlaşma kavramlarının da altını çizdi.
‘Asıl önemli olan insan gücünüz ve insan kaliteniz’
Markalaşma sorununa dikkat çeken Şentürk, “2 yıllık bir pandemi süreci yaşadık ama öncesinde ‘bir cisim yaklaşıyordu’. Pandemi bir bahane oldu. Neden? Neoliberalizm dediğimiz bir kavram, yurttaşların gelirlerindeki paylarının bir seviyede kalmasını, giderek sermayenin güçlenmesini belirli bir noktaya getirdi. Günümüzde artık sermayenin verimliliğini konuşuyoruz. ‘Nasıl bir katma değer kattınız?’, ‘Bu kadar para kazandınız ama bunun ne kadarını inovasyona yansıttınız?’ diye sorulmaya başladı. Yarattığınız bu markalar demek ki kriz döneminde bir işe yaramıyormuş. Mesela Mainz’dan gelen birileri aşı ortaya çıkardı. Bizim markalarımıza bakalım; var mı böyle bir örnek? Binalar yapabilirsiniz ama önemli olan içinin doldurulması. Hep söylediğim bir şey; asıl önemli olan insan gücünüz ve insan kaliteniz” ifadelerini kullandı.
‘İnsan sermayesine yatırım yapılmayan bir dönemdeyiz’
“Pandemi bize insanın değerini öğretti” diyen Şentürk, “İnsan yoksa hiçbir şey yok. İnsan sermayesine yatırım yapılmayan bir dönemdeyiz. Pandexit dediğimiz bir kavram ortaya çıktı. Devletin ekonomideki rolü yeniden şekilleniyor. Devletin yeniden tanımlanması söz konusu. Bugün özel sektörü tamamen devreden çıkarmak yanlış bir şey ama devletin yeniden tanımlanması gereği ortaya çıktı. Özellikle sağlık alanında devletin ne kadar bir rol üstlendiğini gördük. Zamanında Çin’e sıtma aşısı gönderdik biz” dedi.
‘İnternet medyasında asıl sorun ekonomik olarak ayakta durabilmesi’
Bugün dünyada bir ‘medya yenilenmesi’ ya da ‘kendini yeniden ifade etmesi’ tanımlamasının olduğunu vurgulayan Şentürk, “İletişim fakültelerinde ‘yeni medya’ diye bir bölüm açıldı. Dijitalleşirken veya sosyal medyaya doğru giderken en önemli şey güvenilirlik. Sosyal medyada herkes her şeyi yazabiliyor, son dakika yazabiliyor, kendisi adına bir televizyon yayını yapabiliyor. Gelir ile etik kuralları ne kadar eşleştirebiliyor, denge nasıl sağlanıyor; bütün bunlar dünyaca tartışılıyor. Bu güven unsuru henüz tesis edilebilmiş değil. Evet, bir takım medya şirketleri kendi dijital medyalarını oluşturdular. Ama bunun ne kadarını güvenilir oluşturdular? Genele yayarsak ne kadar ekonomik olarak ayakta kalabiliyorlar, bu önemli şey; konuşmamız lazım. Mesela internet medyası devlet nezdinde ne kadar akredite? Konvansiyonel medyada çalışanların basın kartı var mı? İnternet medyasında çalışanların basın kartı nasıl verilecek? Basın kartı komisyonlarında Gazeteciler Cemiyeti’nden insanlar yer almıyor artık. Gazeteci hür olmak zorunda, sen neye göre basın kartı vermek istemiyorsun gazeteciye? İnternet medyasında öncelikle bu sorun var ama asıl sorun ekonomik olarak ayakta durabilmesi. Tıklayıcının güvenmesi lazım. Yurt dışında olduğu gibi konvansiyonel medyanın bu işe girmesi lazım” şeklinde konuştu.
‘Uzmanlaşma ilk olarak ezber bozmayı, sonra da güvenilir olmayı getirecek’
Medyada uzmanlaşma ya da branşlaşma sorununun bulunduğunu savunan Şentürk, “Bir muhabiri her yere gönderiyorlar. Uzmanlaşma ilk olarak ezber bozmayı, sonra da güvenilir olmayı getirecek. Bu da güçlü içerikler ve dolayısıyla da ekonomik bağımsızlığı getirecek. Sadece gelirini habercilik üzerinden alman demek. Medya sahibi olan insanın başka alanlara tevessül etmemesini sağlayacak. Yani ‘bana limanlar açın, fabrikalar verin ve ben de medyadan belirli işleri yürüteyim’ demeyecek” sözlerini dile getirdi.