GÖRÜŞ

‘AB’nin kendi içinde bile bir siyasi birliği yokken Avrupa siyasi topluluğunun kurulması zor’

Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, Avrupa Birliği’ne ek olarak bölgedeki ‘demokratik’ ülkeleri içine alacak "Avrupa siyasi topluluğu" kurulmasına dair önerisi dikkat çekti. Nilgün Arısan Eralp, kendi içinde siyasi bir birlik olamayan AB’nin böyle bir topluluk kurmasını zor görüyor ve Türkiye’nin de böyle bir yapıya dâhil edilmeyeceğini belirtiyor.
Sitede oku
Avrupa’nın gündeminde olan Ukrayna, Avrupa Birliği'ne (AB) hızlı üye olma hevesi içerisinde bulunuyor. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, önceki gün yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın AB'ye aday ülke statüsünün Haziran ayında kabul edileceğine inandığını söyledi.
Zelenskiy, "Bugün Avrupa Birliği yolumuzda bir adım daha attık, önemli ve biçimsel olmayan bir adım" dedi. AB'ye üyelik başvurusu yapan her ülkenin yanıtlaması gereken soru formunun ikinci kısmını da ilettiklerini söyleyen Zelenskiy "Bu normalde aylar sürer ama biz bunu haftalar içinde hallettik" diye konuştu.
Ancak Zelenskiy hükümetinin istediği hızlı AB üyeliği öyle gerçekleşecek gibi görünmüyor. AB’nin dönem başkanı olan Fransa’nın lideri Macron, Avrupa Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada bu konuyu ele aldı.
Ukrayna, Moldova ve Gürcistan'ın AB'ye 'meşru üyelik' başvurularının AB'nin coğrafyasını ve kıtanın organizasyonunu yeniden değerlendirmeye sevk etmesi gerektiğini öne süren Macron, "Eğer yarın (Ukrayna'ya) adaylık statüsü de versek, üyelik standartlarını düşürmediğimiz sürece katılımın yıllar ya da on yıllar süreceğini hepimiz iyi biliyoruz. Burada açık olalım. AB, entegrasyon seviyesi ve azmi düşünüldüğünde kısa vadede Avrupa kıtasının yapılandırıldığı tek yol olamaz" ifadelerini kullandı.
Macron, AB'nin mevcut entegrasyonundaki gücü ve azmi muhafaza etme sorumlulukları bulunduğuna işaret ederek, "Sanırım bugün burada bahsettiğim şeyi, bir 'Avrupa siyasi topluluğu' olarak nitelendireceğim. Bu yeni Avrupa organizasyonu, değerlerimize bağlı olan demokratik Avrupa uluslarının siyaset, güvenlik, enerji ve ulaşım gibi alanlarda iş birliği için yeni bir alan bulmasını sağlayacaktır" diye konuştu.

‘Ukrayna'nın istediği gibi bugünden yarına üye olmasına imkân yok’

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) AB Çalışmaları Merkezi Direktörü Nilgün Arısan Eralp, Sputnik’e yaptığı değerlendirmede, Macron’un önerisi olan ‘Avrupa siyasi topluluğu’na dair şunları söyledi:

Fikir çok yeni ne olacağını söylemek mümkün değil. Ancak Ukrayna'nın istediği gibi bugünden yarına üye olmasına imkan yok. Macron'un dediği gibi uzun bir süreç gerekiyor. Ama Ukrayna'ya da hem moral desteği hem bir koruma kalkanı oluşturmak için farklı üyelik tipleri oluşturmaları gerekecek. Farklı üyelik türlerine gitmek için de anlaşma değişikliğine gitmek lazım, o da kolay bir şey değil. Onun için yeni bir topluluk fikri ortaya atıldı. Zaten şu anda AB’nin Ukrayna ile özel bir ilişkisi var, doğu komşuluk ilişkisi içinde ortaklık anlaşması bulunuyor. Ama Ukrayna bunu yetersiz görüyor ve üye olmak istiyor. Şu anda nasıl bir şey olacağını kestirmek zor ama AB’ye paralel bir siyasi topluluk olacağı anlaşılıyor. Tabii siyasi birliğin nasıl olacağı da belli değil çünkü AB’nin kendi içlerinde bile bir siyasi birlik yok.

‘AB kendi içinde bir birlik gibi bile değilken kurulması zor’

Nigün Arısan Eralp, bu topluluğun kurulmasının da ‘zor’ olduğunu söylüyor:

Çünkü Avrupa dediğim gibi kendi içinde siyasi birliği gerçekleştirebilmiş bir topluluk, birlik değil iken biraz zor gibi geliyor. Ama AB’de güvenlik ve enerji açısından bir reform zorunlu gözüküyor. O alanda yapacaklardır ama AB'ye paralel bir siyasi topluluk ne kadar gerçekleşebilir bunu görmek lazım.

Türkiye, ‘Avrupa siyasi topluluğu’na alınır mı?

Macron’un AB çevresindeki demokratik ülkeleri Ukrayna, Moldova ve Gürcistan olarak sayması ve bu listeye yıllardır AB’nin kapısında bekletilen Türkiye’yi dahil etmemesi de sürpriz olmadı.
10-11 Aralık 1999 tarihlerinde Helsinki'de yapılan AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde Türkiye'nin AB adaylığı resmen onaylanmıştı. 3 Ekim 2005'te ise Türkiye ve AB müzakerelere başlasa da bugüne kadar herhangi bir yol kat edilmedi. Bugün AB, Türkiye’yi adalet, demokrasi, basın özgürlüğü gibi birçok konuda sert eleştirilere tabii tutuyor.
Macron’un önerisi olan topluluğa Türkiye’nin dâhil edilip edilmeyeceğini değerlendiren Eralp, “Zannetmiyorum çünkü büyük ölçüde siyasi bir kurum olan Avrupa Konseyi bünyesindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uymayan ve Avrupa Konseyi tarafından tekrar denetim sürecine alınmış bir ülkenin, böyle bir siyasi birlik içinde yer alabileceğini düşünmüyorum. Moldova, Ukrayna ve Gürcistan da belki tam anlamda demokratik değil ama Türkiye gibi Avrupa Konseyi'nin bünyesindeki kendisinin de üye olduğu bir topluluğun, bir kurumun kararlarına karşı çıkan bir ülke değil hiçbirisi” fikirlerini savundu.
Yorum yaz