SEYİR HALİ

KESK Eş Genel Başkanı Yeşil: 1 Mayıs’ta taleplerimizle alanlarda olacağız

KESK Eş Genel Başkanı Yeşil, 1 Mayıs kutlamaları için “Türkiye’nin dört bir tarafında 1 Mayıs kutlamalarının organizasyonu içerisindeyiz. Bu sene 1 Mayıs’ı kitlesel ve yaygın bir şekilde kutlamak için alanlarda olma çağrısını yaptık. Taleplerimizle alanlarda olacağız” diye konuştu.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te konuşan KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, Türkiye’de yoksullaşmanın boyutunu, işçilerin sorunlarını ve 1 Mayıs kutlamaları için yaptıkları hazırlık ve çağrıları Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.
Yeşil, Türkiye’de yoksullaşmanın boyutlarını “Yoksulluğu biz bu ülkede inandırıcılığı kalmayan enflasyon sepetini oluştururken ülkede yaşayan milyonların temel tüketim ihtiyaçlarını baz alarak değil, kullanılmayan ürünler ile bir enflasyon sepeti yaparak gerçekçi olmayan rakamlarla önümüze konduğunu göz önünde bulundurduğumuzda TÜİK’in son açıkladığı rakam yüzde 61.20’dir. Çok iyi biliyoruz ki yüzde yüzleri çoktan geçmiş durumda, nereden biliyoruz? Pazarda dolmayan pazar arabalarından biliyoruz. Tane ve gramajla satılmaya başlanan ürünlerden biliyoruz. Marketlerde kasiyerlerle yapılan sohbetlerde insanların hayrete düşmüş hallerinden biliyoruz. Rakamlara insanların hiç ihtiyacı kalmış durumda değil. Yoksulluğu artık derin yoksulluk olarak tanımlayabileceğimiz bir ülke haline geldik” diye tasvir etti.

‘Türkiye bugün ucuz emek cenneti haline getirilmiş durumda’

Yeşil, Türkiye’nin ucuz iş gücü cennetine dönüştüğü görüşünü “Bu kendiliğinden olmadı, elbette. Yıllardır bu ülkede siyasi iktidarın hayata koyduğu bir ekonomik politika var. Sermayeden yana, emekçilerin karşısında düşmanca bir politika yürütülüyor. Bunun yansımalarını bütçe oluşturulurken bütçenin kaynaklarının silahlanmaya ve savaşa, Diyanet’e 11 bakanlıktan daha fazla pay ayrılmasından görüyoruz. Ekonomik stresin derinleşmesinin altyapısı adım adım iktidar tarafından örüldü. Kamu özel teşebbüslerinden biliyoruz. Kaynakların nereye gittiğine baktığınız zaman kesinlikle geçilmeyen yollara, köprülere, hasta garantili yapılan hastanelere, havayollarına, bir avuç beşli çete diye andığımız yandaş ve müteahhitte peşkeş çekildiğini biliyoruz. Bu ülkedeki asgari ücret artışı yüzde 50’leri geçti. Tarihi artış olarak övünen bir iktidarla karşı karşıyayız. Gerek döviz kurundaki hareketlilik gerekse kur korumalı mevduat hesabı yoksulun cebinden alınıp zenginin kasasına konulan anlayışla asgari ücret artışının hiçbir anlamı yok. Bu ülkede asgari ücret bir temel ücret haline getirilmiş durumdadır. Türkiye bugün ucuz emek cenneti haline getirilmiş durumdaki zaten bunu itiraf etmekte hiçbir beis görmediği için ‘Çin modeli’ diye getirmektedir” diye aktardı.

‘Kamu emekçilerinin yüzde 83’ü yüklü borçlarla kredi çekmiş durumdadır’

Asgari ücretin geçimi karşılamada yetersiz olduğunu belirten Yeşil, çalışanların ileriye dönük kredi borçları ile yaşamını sürdürdüğünü “Kamu emekçisinin hayatına baktığınız zaman beş yıl öncesine kadar belki bu ülkede bir kamu emekçisinin ortalama maaşı biraz daha refah düzeyinde yaşayabilmeye yetebilecekken 2002 yılında ortalama bir kamu emekçisinin geliri asgari ücretin 3.5 katıydı. Bugün baktığımız zaman bir kamu emekçisinin ortalama maaşı asgari ücretin 1.1 katıdır. Neredeyse kamu emekçileri asgari ücretli hale geldi. Bu ülkede yaşayan binlerce kamu emeklisinin durumunu anlatmaya gerçekten kelime biz bulamıyoruz. Asgari ücretin 4250 lira yapıldığı koşullarda yapılan çalışmalar dört kişilik bir ailenin açlık sınırını yaklaşık 6 bin olarak açıklıyor. Yoksulluk sınırını hiç ağzımıza almayalım, 15 bin 750 civarındadır. Geçinemeyen çok büyük bir kesim var. İnsanlar ileriye dönük borçlanarak yaşıyor. Kamu emekçileri açısından bizim bundan birkaç ay önce KESK Genel Meclisimizin çalışma biriminin yaptığı bir araştırmaya göre kamu emekçilerinin yüzde 83’ü önümüzdeki 10 yıl içerisinde ödenmek üzere yüklü borçlarla kredi çekmiş durumdadır” diye açıkladı.

‘Hiçbir kamu çalışanı geleceğine 657’ye tabii bir kamu emekçisi güvencesiyle bakamıyor’

Yeşil, kamu emekçilerinin çalışma koşullarını “Güvencesiz istihdamın yaratmış olduğu tahribatlarla karşı karşıyayız. Son 5 yılda kamuya kadrolu ve güvenceli atama yapılmıyor. Zaten çok sınırlı atama yapılıyor, yapılanlar da sözleşmeli yapılıyor. Bugün 100 kamu çalışanından 15’i sözleşmeli çalışan haline gelmiş durumdadır. Son 5 yıl içerisinde yüzde 250 oranında sözleşmeli personel alımı gerçekleştirilmiş. Bu ihtiyacı nasıl kapatıyor? Öğretmen ataması yapmayarak atama bekleyen 700 bini aşkın öğretmen arkadaşımızı asgari ücretlerin yakınına bile yaklaşmayacak ücretler ile ücretli öğretmen olarak çalıştırıyor. Taşeron ve güvencesiz çalıştırma biçimleriyle kamudaki istihdam biçimini bugün kamuda çalışan hiçbir kamu çalışanı geleceğine 657’ye tabii bir kamu emekçisi güvencesiyle bakamıyor. Her an işimi, geleceğimi, ekmeğimi kaybedebilirim korkusuyla çalışma hayatında var olmaya çalışıyor” diye betimledi.

‘Türkiye’nin dört bir tarafında 1 Mayıs kutlamalarının organizasyonu içerisindeyiz’

Yeşil, 1 Mayıs için yaptıkları çağrıları ve beklentilerini “2022 1 Mayıs’ını karşılarken tüm olumsuz koşulları değiştirebilecek güce, inanca ve motivasyona sahip olarak karşılıyoruz. Uzunca bir süreden bu yana özellikle emek-meslek cephesini genişletecek ve büyütecek çerçevede çalışmalar ve görüşmeler yaptık. Bu sene 1 Mayıs’ı hem bu yoksulluğa, emek sömürüsüne, güvencesizleşmeye, savaş politikası ile ülkenin kaynaklarının silaha yatırılmasına karşı daha çok umudu, barışı, özgürlüğü eşitliği dile getireceğimiz bir 1 Mayıs olarak karşılamak istedik. Bu sene 1 Mayıs’ı kitlesel ve yaygın bir şekilde kutlamak için alanlarda olma çağrısını yaptık. Bu sene bayrama denk geliyor. KESK olarak başta büyük metropol iller olmak üzere Adana, İzmir, İstanbul, Diyarbakır, Van başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir tarafında bu çalışmaları ve 1 Mayıs kutlamalarının organizasyonu içerisindeyiz. Bu çağrılarımızı yaptık. Bugün de özellikle İstanbul’da 1 Mayıs anmalarında yaşamını yitiren arkadaşlarımızı anacağımız etkinlikler Taksim’de, Kazancı Yokuşu’nda ve Şişhane’de olacaktır. Bütün dünya ülkeleri, sokakları ve meydanları ile birlikte Türkiye’deki emekçiler ve işçiler hep beraber el ele omuz omuza bu kötü gidişata, olumsuz duruma, karanlığı aydınlığa çevirecek, özgür, demokratik, laik bir ülkenin inşası konusunda üzerimize düşeni yapacağız. Taleplerimizle alanlarda olacağız” diye vurguladı.
Yorum yaz