TÜRKİYE

Hakan Çavuşoğlu'ndan Batı'nın çifte standardına tepki: 'Sarışına buyurun, siyaha vurun olmaz'

Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Batı ülkelerinin uluslararası insan hakları mevzuatı konusunda çelişkili davrandığını belirterek, “Ortadoğu’daki mermilerden kaçan insanlara kör, sağır ve dilsiz kalanların, Ukrayna’da insan hakları savunuculuğuna dönüşmesi açık yüreklilikle sorgulanmalı” dedi.
Sitede oku
Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu Sputnik’e yaptığı değerlendirmede insan haklarının Batı için adeta bir “illüzyon” niteliği taşıdığını belirterek, “İnsan haklarının korunması artık günümüzde ne yazık ki Batılı devletlerinin diğer ülkelere müdahalelerinde bir meşruiyet kaynağı haline gelmiştir. Batı, kendisinin yaratmış olduğu insan hakları mevzuatını yine kendisi ihtiyari olarak uygularken, diğer ülkelere bir dayatma politikası olarak kullanarak, siyasallaştırmaktadır” dedi.

‘İnsan hakları vurgusu AB kapısında bitiyor’

İnsan hakları müktesebatının hegemonik bir araçsallaştırmayla adeta bir ‘sopa’ gibi hizaya getirme aracı olarak kullanıldığını belirten Çavuşoğlu, bu tavrın insanı bizatihi yok saymakla eş değer olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “İnsan haklarına uluslararası alanda ve dış siyasette yapılan vurgu, AB kapılarında biterken, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını korumak için savaştan kaçan mülteciler karşılarında duvarlar, dikenli teller ve silahlı askerleri buluyor” dedi.

‘10 yılda yaklaşık 12 sınır duvarı inşa edildi’

Çavuşoğlu, Suriye ve Ortadoğu’dan gelen savaş mağduru sığınmacıların çok büyük bir çoğunluğuna sınırlarını kapatan AB’nin kapılarını Ukraynalı mültecilere açacağını beyan ettiğini vurguladı. Çavuşoğlu, “2011 yılından bugüne kadar AB ülkelerine girişine izin verilen Suriyeli sığınmacı sayısı 1 milyon civarında kalırken, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) Ukrayna'dan komşu ülkelere 5 milyon 34 bin 439 mültecinin geçtiğini duyurdu. Suriyeli ve Ortadoğulu sığınmacıların Avrupa’ya girişini engellemek için son 10 yılda yaklaşık 12 sınır duvarı inşa edildi, kilometrelerce dikenli tel çekildi. AB’nin yürütmüş olduğu riyakar mülteci politikalarının adeta maşası haline gelen Yunanistan’ın yıllardır Suriyeliler başta olmak üzere Ortadoğu, Asya ve Afrika kökenli sığınmacılara karşı kelepçeli olarak doğrudan denize atarak ya da botlarını patlatarak pek çok gayrı hukuki ve gayriinsani geri itme politikaları uyguladığı kayda girmiştir” dedi.

‘Yunanistan’ın mülteci zulmü raporlaştırıldı’

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Edirne-Yunanistan sınırına inceleme ziyareti düzenlediklerini hatırlatan Çavuşoğlu, sınırda bulundukları esnada insanlık onuruyla bağdaşmayan geri itme politikalarını bizatihi yerinde tespit ettiklerini, Yunan sınır güvenlik güçlerinin gerçek mermilerle yaraladığı iki sığınmacıdan birinin hayatını kaybettiğini gözlemleyerek, rapor olarak yayınlandıklarını söyledi. Çavuşoğlu, “AB, bir yandan Türkiye’yi göç akımlarının transit değil, hedef ülkesi haline getirmek amacıyla kendi sınırlarına demir perde örerken, diğer yandan AB’nin kara ve deniz sınırlarını koruma birimi FRONTEX vasıtasıyla Yunanistan’ın geri itme politikalarına açık destek vermektedir. Bu açıdan, Batı’nın Ukrayna krizinde göstermiş olduğu tepki, uluslararası insan hakları hukukunu uygulamadaki ikiyüzlü politikalarını ve çifte standardını bir kez daha göstermektedir” ifadelerini kullandı.

‘Mültecilere ayrımcı bir politika sergilediler’

Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın, Ukrayna’dan gelen tüm mültecilerin pasaportları olmasa bile ülkeye kabul edileceğini duyurduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Bulgaristan Başbakanı Kiril Petkov’un Ukraynalı mülteciler için ‘Bunlar alıştığımız mülteciler değil. Bunlar Avrupalı insanlar, bu yüzden biz ve diğer tüm AB ülkeleri onları karşılamaya hazırız. …Bunlar zeki insanlar, eğitimli insanlar’ ifadelerini hatırlattı. Çavuşoğlu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “Ukrayna bize ait, bizden biri ve onları aramızda görmek istiyoruz...” ifadeleriyle mültecilere ayırımcı bir politika sergilediklerini açıkça beyan ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, mültecilere uygulanan çifte standarttın medya diline de yansıdığını, yayınlanan haberlerde, "Ukraynalıların Irak, Afganistan ve Suriye’den gelen mülteciler gibi olmadığı, beyaz tenli, sarı saçlı ve Hristiyan mülteciler olduğunun vurgulandığını" ifade etti.

‘Sarışına buyurun, esmeri vurun olmaz’

Uluslararası mevzuat açısından Ortadoğu, Asya ve Afrika’dan gelen mülteciler ile Ukrayna’dan gelen mültecilerin hukuki statüsü arasında hiçbir fark bulunmadığını ifade eden Çavuşoğlu şöyle konuştu:
“Batı’nın Ukrayna krizinde mülteci akınına karşı göstermiş olduğu reaksiyon, aslında uluslararası insan hakları hukukunun bir zorunluluğudur. Ancak Suriye ve Afganistan’daki çatışma ortamından kaçan savaş mağdurları için uluslararası hukukun yükümlülükleri yerine getirilmemektedir. Batı, ‘kendi’nden görmediği, asimilasyon politikalarına uygun olmayan, kültürü, dini ve hatta saç, göz, ten rengi ‘farklı’ mültecilere kapılarını kapatmaya ve uluslararası hukuk ile insan hakları kaidelerine aykırı davranmaya devam etmektedir. Sığınma hakkını masum insanlardan esirgeyen ve geri göndermeme kuralını ihlal eden Batının insan hakları yaklaşımına ve uygulamalarına bir ‘renk’ ayarı ihtiyacı olduğu görülüyor. ‘Sarışına buyrun, esmeri vurun’ şeklinde bir uygulama asla kabul edilemez.”

‘Türkiye tavrı dünyaya örnek’

Çavuşoğlu, Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 33’üncü maddesine göre hiçbir taraf devletin bir mülteciyi, ırkı, dini, tâbiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri gönderemeyeceğini veya iade edemeyeceğini belirtti. Çavuşoğlu Türkiye’nin örnek tavrına dikkat çekerken, Türkiye’nin dünya üzerinde en çok sığınmacı bulunduran ülke haline geldiğini belirtti.
TÜRKİYE
Hakan Çavuşoğlu: Avrupa'da her saat bir mülteci çocuk kayboluyor
Yorum yaz