EKSEN

‘Avrupa krizden en çok etkilenen taraf oldu, ABD’de enerji fiyatları makul oranda kaldı’

Avrupalı enerji alıcıları Rusya'da rubleyi de içeren 'K tipi' hesap açtırmak durumunda kalırken, Ali Arif Aktürk'e göre döviz ödemelerinin ruble'ye çevrilmesi fazla değişiklik yaratmayacak. Kavganın ABD için rezerv para ile ilgili olduğunu belirten Aktürk, Ukrayna krizinden en fazla Avrupa'nın etkilendiğini vurguladı.
Sitede oku
ABD öncülüğünde Avrupa ülkeleri, Ukrayna üzerinden adeta dolaylı savaş açtıkları Rusya Federasyonu'na ağır yaptırımlar uygular ve yurtdışındaki varlıklarını dondururken, Rusya'dan karşılamak durumunda kaldıkları enerji ihtiyacı yüzünden zorda. Rusya Federasyonu'nun enerji ödemelerinin ruble ile yapılmasına karar vermesinin ilk sonucu Rus ulusal para birimi ruble'nin değer kazanması olmuştu.
Moskova diğer yandan Rusya'da yabancı sermaye mevzuatında önemli bir araç olan 'K tipi hesabı' devreye soktu. Enerji kontratlarını değiştirmeden swift sisteminden çıkarılmamış Gazprombank üzerinden döviz ve ruble olmak üzere ikili nitelikteki bu hesabın açılması ile enerji ödemelerinin Moskova borsa kurunu esas alarak yapılmasının önü açıldı. AB de üyelerini 'yaptırımların bozulmadığı' yolunda bilgilendirmek durumunda kaldı. Pek çok şirketin bu hesabı açtığı bilgileri gelirken, uzmanlar, yakında aynı sistemin petrol ve değerli maden ve minerallerde de geleceğini belirtiliyor.
Kriter, enerji alımı yapan şirketlerin hesabında ruble bulundurma ve talep etmeyi barındıran 'K tipi hesabı' açıp açmadığına bakmakken, AB kanadından 'ruble ile ödemelerin reddedildiği' yolunda açıklamalar gelmesi dikkat çekti.
26 Nisan'da AB içinde Polonya ve Bulgaristan'ın ödemeyi reddetmeleri nedeniyle gaz akışının kesildiği bilgileri düşerken, bu yöntemi onayladığını duyuran Avusturya'nın Başbakanı Alexander Schellenberg, sonradan çark ederek, 'bunu kabul etmediklerini' iddia etti. Polonya ve Bulgaristan'a diğer ülkelerden aktarım yapılacağı kaydedilirken, Rusya, böyle bir yola başvuran üçüncü ülkelerin tedariğini etkileyeceğini açıkladı.
Gelişmeleri eski BOTAŞ yetkilisi ve enerji uzmanı Ali Arif Aktürk ile konuştuk.

‘Ödemelerin rubleye dönmesi çok fazla bir değişiklik yaratmayacak’

Ali Arif Aktürk'e göre, Rusya'nın doğalgaz ödemelerini ruble olarak alması radikal bir değişiklik yaratmayacak. Aktürk, rublenin altına endekslenmesi girişimlerinin ise zorluğuna dikkat çekti:
“Doğalgaz alım satım sözleşmeleri özellikle uzun vadeliler fiyat ödeme maddelerini kendi içinde barındırır, neyin ne şekilde yapılacağı yazılıdır. İlgili maddeleri taraflar uzlaşıyla revize etmezlerse değişmez bu. Dolayısıyla Gazprom istediği kadar ruble talep etsin, karşı taraf bunu kabul etmiyorsa eski şekilde ödemeye devam eder. Putin’in kararnamesinde de Gazprom bankta açılacak ruble hesabına ilgili alıcı yine dolar ya da euroyu gönderiyor, oradan rubleye çevriliyor. Onun için çok fazla bir değişik durum yok. Medyadaki Bretton Woods’tan sonra rezerv para doları silkelemek için çizilen hareketler. Rublenin altına endesklenmesi de çok olası değil. Çünkü altın rezervi kısıtlı. 1944’lerde Amerikan dolarının altına endekslenmesi ve 70’lerde sona erdirilmesinin temel nedeni de altının kısıtlı olmasıydı. Dolayısıyla rubleyi altına endekslemek o kadar kolay değil.”

'Avrupa bu çatışmadan en çok etkilenen taraf'

“ABD için rezerv paraya dokunmak bizatihi bir tehdit” diyen Aktürk, koparılan kavganın ana konusunun bu olduğunu dile getirdi. ABD’de enerji ve gaz fiyatlarının Avrupa’daki kadar dalgalanmadığını söyleyen Aktürk, Avrupa’nın Ukrayna krizinden en çok etkilenen bölge olduğunu söyledi:
“Yeni bir sözleşme imzalanacaksa ve satıcı daha iyi şartlarda ruble ticaretiyle bir öneride bulunuyorsa alıcı da bunu kabul edebilir. Ekonomisine bakar ve kabul eder. Ama mevcut sözleşmeleri revize etmek o kadar kolay değil. Eğer Rusya veya Gazprom fiyat indirimi yaparsa, ‘Fiyatı indiriyorum, karşılığında ruble ticareti’, alıcı da durumuna bakar kabul eder. Koparılan kavga rezerv para kavgası. ABD için rezerv paraya dokunmak bizatihi bir tehdittir. Onu da silkeleme için kamuoyu önünde yapılan bir çeşit kavga. Sadece euro değil Avrupa Birliği gaz fiyatlarında da ciddi şekilde etkilendi. 2021’in ikinci yarısında artmaya başlayan enerji ve gaz fiyatları Ukrayna kriziyle tarihi zirveler gördü. Bundan AB etkilendi. Ama ABD’de fiyatlar hala makul seviyelerde. Ama Avrupa’da 2500 dolarları ve üzerisini gördü. Euro da değer kaybetti. Avrupa bu çatışmalardan en çok etkilenen taraf oldu.”

‘Neredeyse dünyanın en ucuz gazı Türk tüketici kullanıyor’

Türkiye’nin sübvansiyon nedeniyle dünyadaki en ucuz gazını kullandığını belirten Aktürk, bu yüzden BOTAŞ'ın yaklaşık 7 milyar dolarlık zararının ortaya çıktığını söyledi. Aktürk, üç sene içinde birçok gaz kontratının sona ereceğine dikkat çekerek şimdiden kontratların yenilenmesi gerektiğini belirtti:
“Türkiye de dünya fiyatlarından gaz alıyor. Uzun vadeli kontratlar petrol ürünlerine endekslidir ve altı aylık gecikmeyle fiyatlara yansır. Mesela 1 Nisan’daki fiyatlarda geçmiş altı aylık ortalamalar yansıdı. Bir de konut tüketimi nedeniyle spot LNG alıyoruz ki onlar evlere şenlik, çok pahalı seviyelerden aldık. Şu anda BOTAŞ’ın bilançosu üzerinden sübvansiyon yapılıyor. 2021’in son çeyreğinden bugüne BOTAŞ’ın zararı yaklaşık 7 milyar dolar. Bu gazın sübvansiyonu sonucu oluşan bir zarar. BOTAŞ’ın satış fiyatını dolara çevirdiğinizde 171 dolar ediyor. Dünyada şu anda halihazırda 171 dolara hiçbir yerde gaz yok. Neredeyse dünyanın en ucuz gazı Türk tüketici kullanıyor. Ama bu vergi mükelleflerinin cebinden 7 milyar dolar harcanarak sübvanse ediliyor. 2021’de sona eren kontrat son dakikada uzatıldı. 2024’te Cezayir kontratı sona eriyor. 2025’te Mavi Akım ve 2026 Temmuz’unda İran kontratı son buluyor. Bu sözleşmelerin geleceğini önce Enerji Bakanlığı ve BOTAŞ düşünüp ona göre karar vermesi gerekiyor. İlgili sözleşmelerde iki yıl öncesinden taraflar ihbarda bulunurlarsa aynı şartlarda uzatılma olanağı da var. Ama Enerji Bakanlığı ne yapar bilmiyorum. Rusya ile Ukrayna krizinden sonra farklı mecralarda da görüşmeler sürüyor. O kapsamda farklı bir yola gidilir mi? Çünkü masada nükleer santral, turizm, S-400 konuları var. o kapsamda farklı yola girecek farklı çerçeve anlaşma yapılır mı göreceğiz.”
Yorum yaz