UKRAYNA KRİZİ

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Yerhov: Rusya'nın çıkarları ve endişeleri dikkate alınmalı

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, "Bir çatışma sonrası kurulacak ilişkilerde Rusya'nın çıkarları ve endişeleri dikkate alınmalıdır" dedi.
Sitede oku
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, KRT TV'de gazeteci Tülin Daloğlu'nun sorularını yanıtladı.
Türkiye’nin tavrını nasıl görüyorsunuz? Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara kısa ve uzun vadede katılacak olursa yaklaşımınızda değişiklik olur mu?
Defalarca Türk basınına bunu söylemiştim, şimdi tekrar söylüyorum: Türkiye’nin tutumunu, genel bakımdan ülkenin ulusal çıkarlarına dayanan ve ülke çıkarlarına cevap veren tutarlı ve dengeli bir tutum olarak değerlendirmekteyim. Türkiye, Rusya karşıtı yaptırımlara katılmadı ve hem Rusya ile hem de Ukrayna ile ilişkilerini koruyarak, bu ülkeler arasında barış anlaşmaları yapılmasında yardımcı olmaya haklı olarak talip olduğunu söyleme hakkı bulunuyor. Bu siyasetin pratik sonuçları ortadadır. Bunlar arasında Rusya ve Ukrayna dışişleri bakanlarının Antalya’daki buluşması, Rus ve Ukrayna heyetlerinin İstanbul Dolmabahçe sarayındaki görüşmeleri vardır. Biz Rusya’da Türkiye’nin bu çizgisini anlayışla karşılıyoruz ve yardım etmeye yönelik samimi isteği için müteşekkiriz.
NATO hangi ülkelere doğru genişlerse Rusya’yı tehdit eder?
NATO’nun varlığının Rusya için başlı başına bir tehdit oluşturduğunu düşünüyoruz. Hatırlatmak isterim ki, NATO 1949’da özellikle o dönemde ismi SSCB olan ülkeme karşı kuruldu ve İttifak her zaman bilhassa onun karşısında yer aldı. Sovyet Birliği’nin çöktüğü 1991’de bu blok sanki varoluş nedenini kaybetmiş oldu, o dönemin Rusyası da 1990'lı yıllarda NATO’ya katılma olasılığını ciddi olarak değerlendirdi. Fakat NATO küresel güvenlik alanında bizimle işbirliği geliştirmekten ziyade küresel hakimiyet peşinde oldu ve dayanaksız olarak doğuya doğru genişleme yani Rusya’nın sınırlarına giderek yakınlaşma politikasını benimsedi. Bu mantığı kabul edemeyiz ve bize yönelik ortaya çıkan tehditlere karşı askeri-teknik yöntemlere kadar uzanan yanıtlar verebiliriz. Şu anda Ukrayna’da maalesef cereyan eden de tam olarak bu.
Rus halkı savaşa dair ne düşünüyor?
Son dünya savaşı sonucunda 27 milyon insanını kaybolan bir halk ne düşünebilir? Bunlardan çoğu sivil kayıplardır bu arada. Bu yüzden savaşı sevmiyoruz ve savaş istemiyoruz, ama savaşmayı biliriz. Üstelik, bir Rus atasözünde ‘kimine savaş kimine ana’ denir, yani bazıları savaşıyor, kan akıtıyor, bazıları ölüyor, bazıları da siyasi, askeri, ekonomik ve maddi kazançlar elde eder. Rus halkı, tabii ki askeri harekatın bir an önce bitmesini ve kardeşlerimizle barış ve mümkün olduğunca dayanışma içinde yaşamayı ister. Ancak burada ilkesel bir husus önemlidir. Müzakerelere sadece müzakereler için ihtiyaç duymuyoruz ve Minsk anlaşmalarında olduğu gibi karşı tarafın uygulamayacağı veya seçici olarak sadece kendisi için uygun kısmını uygulayacağı anlaşmalara da ihtiyacımız yok. Bu nedenle, bir çatışma sonrası kurulacak ilişkiler sistemi, "iki yönlü bir yol" olmalıdır yani, diğer şeylerin yanı sıra Rusya'nın çıkarları ve endişeleri de dikkate alınmalıdır.
Yorum yaz