2022’de kurak yaz uyarısı yapan Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş, Atilla Güner’le Akşam Postası’na konuştu. Ödemiş, “Su ve toprak kamu malıdır. Tapusu bizlerde olabilir ama tüm toplumun gıda gereksinimi bu alanlardan çıkıyor dolayısıyla keyfi bir kullanımın kesinlikle olmaması gerekir. Türkiye aşırı su kullanımı var ve hem aşırı kullanıyoruz hem de topraklarımızı tuzlu hale getirmiş oluyoruz” dedi.
Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş’in açıklamalarından satırbaşları:
‘’Bu yıl içerisindeki yağışların önceki yıllar göre daha fazla olması ve kışın biraz daha sert geçmesi insanlarda kaybettiğimiz suları sanki kazanmışız gibi bir algıya neden oldu ama iklim değişikliğinin etkilerini yaşadığımız sürece kuraklık sorunları bizim kurak ülkelerde kuraklık her yıl ortaya çıkacak olması kaçınılmaz bir gerçek. Kaynaklarımızı özenle kullanmaya dayalı alışkanlıklar edinmemiz gerekiyor.Türkiye, iklim değişikliklerinden şiddetli şekilde etkilenecek ülkelerden bir tanesi. Karbon emisyonlarını durdurmadığımız sürece sıcaklık dalgalanmalarından oldukça yüksek seviyede etkileneceğiz ve bunun en büyük etkisi de kuraklık sorunları. Türkiye, yarı kurak iklime sahip bir bölgede. Bu konuda yapılması gereken en önemli şey iklim değişikliğinin etkileri içerisinde en fazla sorun yaratacak olan unsurları gidermek için bütün toplumun kültürel birleşmede yer alması gerekir aksi taktide geleceğimiz pek parlak değil.’’
‘’Sulamada kullanılan ilkel yöntemler yüzünden binlerce ton suyumuzu kaybediyoruz’’
‘’Türkiye’deki su kaynaklarının kullanılabilir nitelikte olan kısmının yüzde 74’nü tarım alanlarında kullanıyor geriye kalan yüzde 13’lük kısmı sanayide geri kalan yüzde 3’lük kısmını da bizler evde kullanıyoruz. 54 milyar metreküpün 40 milyar metreküpü tarımda kullanılmış oluyor. Tarım gibi çok su kullanan bir sektörü disipline etmediğimiz sürece su kaynaklarını düzgün bir şekilde kullanma şansımız maalesef yok. Su ve toprak kamu malı tapusu bizlerde olabilir ama bütün toplumun gıda gereksinimi bu alanlardan çıkıyor dolayısıyla keyfi bir kullanımın kesinlikle olmaması gerekir. Hükümetin bunu strateji haline getirmesi gerekir. Türkiye aşırı su kullanımı var ve hem aşırı kullanıyoruz hem de topraklarımızı tuzlu hale getirmiş oluyoruz. Son 30 yılda yağışların azalmasıyla birlikte 71 bin tona yakın su kaybettik. Bu durum en çok tarım sektöründe toprakta depolanabilir su miktarını azalttı ve biz onun için yaz mevsimlerinde olağan şekilde bitkilerimizi yetiştirebilmek için sulama kullanıyoruz ama hale öyle ilkel yöntemlerle sulama yapıyoruz ki binlerce ton suyu sadece yanlış sulama yöntemleriyle toprağa veriyoruz aynı zamanda toprağın tuzlanmasını sağlıyor. Toprak tuzlaması toprağı olumsuz etkiliyor ve yetiştirilen ürünlere yansıyor. Yanlış suma yöntemleri nedeniyle dakikada 16 dekara yakın alan tuzlanmaya başladı ve tarım alanları kaybolma duruma doğru gidiyor.’’