“Daha önceden ‘ÇED gerekli değildir’ diyerek bir karar verilmişti ama biz peşine bırakmadık ve dava açtık. Davanın neticesinde, Muğla 3. İdare mahkemesinden ‘ÇED gereklidir’ kararı alındı. 5 kişilik bilirkişi heyeti tayin edildi. Dağın zirvesinde keşif yapıldı ve keşif sonucunda mahkeme bizi sevindiren bir karar verdi. Mahkeme, ‘ÇED gereklidir, doğa bozulamaz’ dedi. Sandras dağı, 2295 metre yüksekliğinde büyük bir dağdır ve bu dağda biriken karlar bütün bu çevredeki ovaları suluyor ve bölgeye hayat veriyor. Köyceğiz gölü, İztuzu plajı ve dalyan plajını oluşturan bütün bu dağdaki suların ekosisteme verdiği faydalardandır. Bu bölgedeki bütün dağları parsel parsel çevirdiler. Maden ocaklarından dolayı artık açık alanımız kalmadı. Dağın zirvesinde tabiat koruma alanımız ve anıt ağaçlarımız var. Bu ağaçlar Amerika’nın keşfine tanıklık etmiş 1500-2000 bin yıllık anıt ağaçlardır. Dağlar bu ülkenin kültürüdür. Kimse kimseye haber vermeden her yıl Ağustos ayının son perşembesi o dağın zirvesine çıkar ve toplanılır. Bu dağlar bizim için çok önemli. Geçen yıl Ağustos ayında çıkan yangın felaketi bizi zaten mahvetti. Yangının üzerine bu maden tuzu biberi oldu. Yangın sonrası kara avcılığı bile yasaklanmışken doğayı katletmeye çalıştılar.”