A1 Capital Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Baki Atılal, Merkez Bankası’nın para politikasını, enflasyonun gidişatını, kur korumalı mevduatın maliyetini ve BIST 100 endeksinin yükselişini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Atılal, Merkez Bankası’nın para politikasını “Dün Merkez Bankası’nın açıklamasına baktığımızda kontrolden çıkan bir enflasyon olmasına rağmen para politikasında bir sıkılaştırma yok. 60-70 bandına çıkacak olan enflasyonla karşı karşıyayız. Birleşmiş Milletleri Dünya Bankası, ICBC, FED’i herkes gıda ve enerji kaynaklı yüksek enflasyondan çekinirken biz sadece baz etkisi üzerine odaklandık. ‘Aralık ayında olacak’ diyoruz. Niye Aralık? Çünkü geçen sene Aralık ayında yüzde 13.5’luk bir enflasyon var. 13.5’un üzerinde bir enflasyon İnşallah getiremeyeceğimize göre baz etkisinden dolayı düşecek. Ne enerji ne gıda tarafında bir hamle, gıda komiteleri var ama bunun sonuçları olmuyor” diye yorumladı.
‘Herkes yüzde 50 üzerinde zamlar söylüyor’
Sektörlerin mal fiyatlarına gelecek zam açıklamalarına dikkat çeken Atılal, “İhracat tarafında serbest bırakılmayla birlikte net bir şekilde sebze ve meyveciler yazın daha pahalı fiyata yeneceğini söylediler. Tekstil tarafı yüzde 70-80 zamma hazır olunması gerektiğini söylüyor. Herkes yüzde 50 üzerinde zamlar söylüyor. Böyle olduğu takdirde Merkez Bankamızın büyüme adımında ihracat potansiyeli üzerinden gidiyor. Diğer taraftan da veri ulaştırma hikayesi, kur korumalı mevduat geçen hafta açıklanan verilere göre oraya 30 milyar TL daha para gitmiş. O da doğal ‘dövizde duracağına hem faiz alırım kur çıkarsa da paramı alırım’ diye yatırımcıda o tarafa doğru bir yönelim var. Böyle bir durumda bizim Merkez Bankası ‘selektif kredi’ adı altında bankalar üzerinden kredi vermeye çalışıyor. Pek bir etkisi olmadı” diye konuştu.
‘Faizi arttırmama pahasına dövizde birikimli riski taşıyoruz’
Atılal, kur korumalı mevduatın bırakılması durumunda çıkacak sorunları “Biz parasal gevşeme operasyonu yapıyoruz ama burada yaptığımız tek çıpa var: Kur korumalı mevduat, o da ilelebet devam edecek bir şey değil. Hikayeyi cari açık üzerine kuruyorlar. Cari fazlaydı, o kısmı pas geçtik zaten. Şu kompozisyonda elimizde kur korumalı mevduat var. O yüzden zaten üzerine yükleniliyor. İhracatçının döviz gelirinin yüzde 40’ının Merkez Bankası’na satılma hikayesi o yüzden çıkıyor. Pek olumlu bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Kur korumalı mevduat uzatılmadı diyelim, o para nereye gidecek? En büyük sıkıntı o, faizi arttırmama pahasına dövizde birikimli riski taşıyoruz” diye vurguladı.
‘Üç ayda yuvarlak hesapla yüzde 23 enflasyon var, şu anda borsanın getirisi yüzde 33’
Atılal, borsanın gidişatı için “Şahlanarak gitmesinin devamını bekliyorum. ‘Bir adım geri üç adım ileri’ mantığında gideceğiz çünkü buradaki hikaye tamamen enflasyonu yenmek. Üç ayda yuvarlak hesapla yüzde 23 enflasyon var, şu anda borsanın getirisi yüzde 33. Endeks bazında baktığımda rakibim yok. Parayı arabaya da koyamıyorum tasarruf için eve de koyamıyorum dolayısıyla para bu tarafa geliyor. Diğer taraftan Rusya-Ukrayna savaşının bize yarattığı bir fırsat var. Bir anda jeopolitik önemimiz ortaya çıktı. Avrupa ve Amerika bize döndü. Oradaki yatırımların bize gelme hikayesi var. Bu adamlar buradaki büyük şirketlerle görüşecekler. O da piyasanın itici gücü oluyor. Temmuz ortasına kadar çok güçlü heyetler geleceklermiş. O heyetlerle bir birliktelik olursa burası biraz daha coşar. Şu anda yatırım olarak burası kaldı, başka bir şey kalmadı. Kur gitmiyor. Envanteri alamıyorsun. Gram altın yılbaşından bu yana yüzde 19, enflasyonun altında. Elinizde burası kalıyor. Burada da düzgün hisselere girdikten spekülatif hisselere girmedikten sonra bir sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. Endeksimiz mevcut 2475, Temmuz’da 2700 bandında görmüş olabiliriz” diye konuştu.