Bağımsız Emek Sendikası Genel Sekreteri Feyza Sena Çakır, Nişantaşı Üniversitesi araştırma görevlilerinin 2547 sayılı kanunda belirtildiği şekilde ücretlerinin güncellenmesi talebinin işten çıkarmalar ile cevaplanışını Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında açıkladı.
Çakır, Nişantaşı Üniversitesi’nde yaşananların araştırma görevlilerinin 2547 sayılı kanun kapsamında ücretlerinin düzenlenmesi talebiyle başladığını “Nişantaşı Üniversitesi’nde yaşananlar 2020 Nisan ayında yürürlüğe giren 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile ilgili, bu kanun şunu söylüyordu: Artık vakıf üniversitesindeki akademisyenler devlet üniversitesinden daha düşük maaş alamaz. Fakat bu kanun uygulanmıyor ve iki yıldır buralarda ciddi mobbing, işten çıkarmalar ve asgariye yakın ücretlerle akademisyenler çalıştırılıyorlar. Nişantaşı Üniversitesi’nde araştırma görevlileri önce rektörlüğe maaşların eşitlenmesi talebi ile dilekçe vermişlerdi” diye anlattı.
‘Bu süreç sonrasında tepkiler yükselince hocaların bazıları okula alınmadı’
Dilekçenin rektörlüğe iletilmesinin ardından baskıların arttığı ve işten çıkarmaların yaşandığını belirten Çakır, araştırma görevlilerinin mücadelesini “Bu dilekçe üzerine baskılar arttı ve 28 Mart’ta bir grup araştırma görevlisinin işine son verildi. Burada yöntem de çok usulsüz, herhangi bir bilgilendirme yapılmadan direkt insan kaynakları odasına çağrılarak ‘performansınız yetersiz’ denilerek hukuki haklarının çok altında bir ücret teklif edilerek ve eğer kabul etmezlerse Kod 29’la işten atılacaklarını söylemek. Bu madde daha sonra iş bulmayı çok zorlaştırmakla beraber işsizlik maaşı almanızı engelliyor. Bu süreç sonrasında tepkiler yükselince hocaların bazıları okula alınmadı. İşten çıkışı yapılanlar okula sokulmadı. Güvenlik eşliğinde okula girdiler. Çalışan arkadaşlarımızın da başında güvenlikler bekletildi. Bilgisayarlara erişim engellendi. Rektör yardımcısı asistanların üzerine yürümüştü. Bugün itibariyle 49 araştırma görevlisi işten atılmış durumda, hem Eğitim-Sen hem VÜDAM (Vakıf Üniversiteleri Dayanışma Meclisi) hem bizim de çabalarımızla oradaki direnişi bir şekilde devam ettirmeye çalışıyoruz” diye aktardı.
‘Bilgi Üniversitesi’nde de böyle bir durum var’
Çakır, Bilgi Üniversitesi’nde benzer bir durum olduğuna dikkat çekerek “Şu an fiilen Bilgi Üniversitesi’nde de böyle bir durum var. Çok güvencesiz bir alan, çok prestijli gibi gözükse de şu an birçok araştırma görevlisi özellikle vakıf üniversitelerinde okullarını okuyup, tezlerini yazıp bir nevi sekreterlik görevi yapmaya zorlanan akademik üretimi sürekli kısıtlanan birçok arkadaşımız var. Bilgi üniversitesinde yine bu kanunun uygulanması talebiyle geçtiğimiz günlerde rektörlüğe bir dilekçe vermişti ve daha sonrasında müzakere süreçlerinin tıkanması ile beraber okul bahçesinde bir masa kurdular. ‘Eşit işe eşit ücret istiyoruz’ diyerek seslerini çıkarmaya başladılar. Şu an orada bir müzakere süreci var. Kamuoyu baskısı arttığı için rektörlük arkadaşlarımızı muhatap almaya karar verdi” dedi.