İstanbul Valiliği'nce düzenlenen Ruhani Liderler ve Diplomatik Temsilciler İftar Programı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yaptığı konuşmaya Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladı.
Tarih boyunca bu coğrafyanın kültürel, dini ve etnik çeşitliliğin, çok renkliliğin, en önemlisi de insanlık vicdanının merkezi olduğuna işaret eden Oktay, İstanbul'un bu zenginliğin sembol şehirlerinden biri olduğunu dile getirdi. Oktay, şunları söyledi:
"İnsanlık tarihinde bir mücevher gibi parlayan İstanbul, asırlar boyu farklı inançlara ait mabetlerin bir arada olduğu rüya kentidir. Bir arada yaşama kültürünün eşsiz ilham kaynağıdır. Burada camiler, kiliseler ve sinagoglar yüzyıllardır aynı caddede, aynı sokakta yan yana yükselmektedir. Bugün bizler milletimizin medeniyet yolculuğunu maziden atiye uzanan sağlam bir köprü olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanımız liderliğinde geçmişten aldığımız hazineyi geleceğe taşımanın mücadelesini veriyoruz. Politikalarımızı da maziden aldığımız ilhamla belirliyoruz. Bugün de Türkiye'de farklı etnik ve dini gruplar bir arada, kardeşçe yaşamaktadır. Demokrasimizi güçlendirerek ülkemizdeki herkesle birlikte farklı dinlere mensup cemaatlerin özgürlük alanlarını genişleten, haklarını garanti eden çalışmalar yürüttük, bu çalışmalarımıza devam ediyoruz."
'Hiçbir kesime yönelik kapalı ya da açık bariyerler söz konusu değildir'
Oktay, toplumsal hayatın hiçbir alanında, hiçbir kesime yönelik kapalı ya da açık bariyerler söz konusu olmadığını vurgulayarak, "yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevme" anlayışının medeniyetin gereği olduğunu belirtti.
Kültür alanında, sporda, ticarette ve sivil toplum alanında toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiğini gördüklerini ve bu zenginliği desteklediklerini dile getiren Oktay, vatandaşların her alanda gayretleri, birikimleri ve becerileri ölçüsünde eşit şekilde yer aldığını söyledi. Oktay, şöyle devam etti:
"Üzerinde daha binlerce yıl boyunca beraberce yaşayacağımız bu toprakların bereketinin hepimize yeteceğine inanıyoruz. Bu bereket birliğimize, beraberliğimize ve dayanışmamıza sahip çıktığımız sürece sürüp gidecektir. Ortak değerler ve hedefler etrafında kenetlenmeye devam ettiğimiz sürece her şeyin üstesinden başarıyla geliriz. Ülkemiz genelinde sahip olduğumuz bu adalet anlayışını dünyanın geri kalanı için de savunuyoruz. Türkiye olarak insanlığın ortak sorunlarına adil ve sürdürülebilir çözümler getirilmesi gerektiğini Cumhurbaşkanımızın sembolleşen ifadesiyle 'Dünya 5'ten büyüktür.' diyerek her platformda dile getiriyoruz. Bugün ne yazık ki dünyanın dört bir yanında ırkçılık, ayrımcılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi ideolojiler bireyleri ve toplumları birbirinden uzaklaştırmaktadır.
Din adına çatışan, etnisite adına çatışan bir dünyada yaşıyoruz. Hiç bitmeyen çatışmalar maalesef devam ediyor. Yasa dışı göç, insan ticareti, sınır aşan suçlar ve terör gibi tehditler büyümeye devam ediyor. Türkiye, uzun yıllardır terörden büyük acılar çekmiş, terörle mücadelede önemli birikim sağlamış bir ülkedir. Bunun için terörle ve onun ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz radikalleşmeyle mücadelede dünyayı harekete geçirmek için yoğun çaba içindeyiz. Biz farklılıkları zenginlik olarak gören, barış ve hoşgörü iklimi altında yaşamayı amaç edinen bir kültürün mirasçılarıyız. Biz tüm sorunları karşılıklı görüşme ve iş birliği yoluyla çözmekten yanayız. Sürdürülebilir barış ve refah için sahip olduğumuz potansiyeli dostlarımızla birlikte kullanmaktan yanayız."
'Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundayız'
Fuat Oktay, Türkiye'nin insani yardımların milli gelire oranı açısından dünyada ilk sıralarda yer aldığının altını çizerek, "Dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumundayız. dedi.
Müttefikleriyle ilişkilerini, müttefikliğin ruhuna yakışır şekilde ilerletmekten yana bir duruş sergilediklerini belirten Oktay, bu iradenin Rusya-Ukrayna krizinde de somut şekilde görüldüğünü vurguladı.
Türkiye'nin son dönemde çok yoğun bir diplomasi trafiği gerçekleştirdiğine dikkati çeken Oktay, şunları kaydetti:
"Özellikle Cumhurbaşkanımız gerek bölge gerek dünya liderleri ile sürekli görüşme trafiği içinde oldu ve olmaya da devam ediyor. Biz insani trajedileri mağdurun ten rengine, göz rengine ya da saç rengine göre ayırmıyoruz. Myammar'da, Suriye'de, Yemen'de yaşananlar yüreklerimizi ne kadar yaraladıysa Ukrayna'da yaşanan insani dram da aynı şekilde içimizi acıtmaktadır. Savaş mağduru Ukraynalı yetim çocukları bu süreçte ülkemizde ağırlıyor, daha fazla sivilin zarar görmemesi için diplomatik gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bölgemizde barış ve istikrarın sağlanması için her iki tarafın da hassasiyetlerini gözeten, hakkaniyetli bir yaklaşımla itidalden yana olmayı sürdüreceğiz. Birliği, beraberliği pekiştiren ramazan ayının tüm insanlık için daha huzurlu bir geleceğin müjdecisi ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum. Bu iftar sofrasında bizleri buluşturan ve günlük hayatımızda da müşahede ettiğimiz kardeşlik ikliminin kıymetini bilelim. Toplumun tüm kesimleri arasında dayanışmayı ve kardeşliği yaymaya devam edelim."