Buça vakası hakkında Rusya'ya yöneltilen tüm suçlamaların asılsız olduğunu belirten ve vakayı 'iyi yönetilmiş trajik bir şov' niteleyen Peskov, "Olayların tüm seyri, büyük miktardaki veri, gerçekler ve diğer parametreler bunun bir düzmece olduğunu açıkça gösteriyor" dedi.
Peskov, bunun Rus ordusunu karalama girişiminde bulunmak için hazırlanan bir düzmece olduğunu ancak bunun başarılı olamayacağını vurguladı.
Buça vakasının soruşturulmasını istediklerini belirten Peskov, bununla birlikte şu anda gerçekten tarafsız, angaje olmamış bir soruşturmanın ne kadar mümkün olduğunun da düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
'Kolektif Batı, gözlerini ve kulaklarını at gözlüğüyle kapattı'
Kolektif Batı'nın Buça'daki olaylar karşısında gözlerini ve kulaklarını at gözlüğüyle kapattığını ve hiçbir şey duymak istemediğini kaydeden Peskov, ancak yine de Rusya'nın kendi tutumunu aktif şekilde duyurma, öne çıkarma niyetinde olduğunu söyledi.
BM'deki Rus diplomatların bunun için çalışma yürüttüğünü ancak Rusya'nın tekerlerine eşi görülmemiş şekilde çomak sokulduğunu ve Moskova'nın önerilerinin bloke edildiğini buna rağmen ellerini kollarını bağlayıp oturmayacaklarının altını çizdi.
Peskov, bu bağlamda başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri ve Batılı liderler olmak üzere tüm tarafları hiçbir dayanağı olmayan duygusal algılardan kendilerini soyutlamaya, başlarıyla düşünmeye ve ne kadar vahşi bir düzmecenin söz konusu olduğunun anlaşılması için bulgular arasında bağlantı kurmaya çağırdı.
Ukrayna'daki Rus askerleri hakkında Buça'dakine benzer yeni yalan haberlerin ortaya çıkma olasılığını dışlamadıklarını söyleyen Peskov, Rusya'nın neyin gerçek neyin uydurma olduğunu söylemeye kararlılıkla devam edeceğini belirtti.
‘Putin’e yönelik hakaretler kabul edilemez’
Öte yandan Peskov, ABD Başkanı Joe Biden’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı hakaretlerinin kabul edilemez ve bir ABD başkanına yakışır olmadığını söyledi.
Peskov, “Rusya Devlet Başkanı’na yönelik kişisel hakaretler devam ediyor, bu kötü. Bunun kabul edilemez ve bir ABD başkanına yakışmayan bir şey olduğunu düşünüyoruz” dedi.
ABD’li makamlardaki tutarsızlıklara dikkat çeken Peskov, Biden’ın özel operasyonlar sırasında Rusya’ya atfedilen eylemleri savaş suçu olarak nitelendirdiğini, ancak Pentagon’un bir şey iddia etmek için yeterli veri olmadığını belirttiğini hatırlattı. Peskov, yeni yaptırımların da mümkün olduğunu ekledi.
'BM birimlerinin Rusya'nın katılımı olmadan çalışması bir anlam ifade etmez'
ABD'nin Rusya'nın BM İnsan Hakları Konseyi'ndeki üyeliğini askıya alma girişimlerini yorumlayan Peskov, Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak İnsan Hakları Konseyi'ndeki üyeliğini korumaya önem verdiğini, BM birimlerinin Rusya'nın katılımı olmadan çalışmasının bir anlam ifade etmeyeceğini vurguladı.
‘Rus diplomatların sınır dışı edilmesi iletişimimizi zorlaştıracak’
Peskov, Avrupa ülkelerinin Rus diplomatları sınır dışı etme kararlarının iletişimini zorlaştıran bir adım olduğunu ve misilleme yanıtlara yol açacağını söyledi.
Peskov, “Yaptırımlara olumsuz ve üzüntüyle yaklaşıyoruz. Bu, ileri görüşlü olmayan bir adım. Birincisi, bir çözüm arayışı için gereken iletişimi daha da zorlaştıracak. İkincisi ise karşılık verilmesi kaçınılmaz olacaktır” dedi.
'Putin-Zelenskiy görüşmesi, anlaşma metni onaylandıktan sonra mümkün'
Peskov, bir soru üzerine Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukraynalı mevkidaşı Vladimir Zelenskiy'in görüşmesi olasılığını dışlamadıklarını fakat bunun anlaşma metninin onaylanmasından mümkün olabileceğini yineledi.
Peskov, müzakere sürecinin tehdit altında olup olmadığı sorusuna "Önceden olduğu gibi, bu tür bilgileri paylaşmamayı tercih ediyoruz" yanıtını verdi.
'Kimse, ödemelerde rubleye geçiş konusunda aceleci davranmıyor'
Peskov'a, çok sayıda Rus ürününde rubleyle ödemeye geçişe ihtiyaç olup olmadığı konusunda şüpheleri bulunduğunu ve geçişte zorluklar yaşanacağını belirten ekonomist ve iş insanı Vladimir Lisin gibi uzmanların görüşlerinin Kremlin'de dikkate alınıp alınmadığı soruldu.
Tüm görüşlerin hükümet tarafından dikkate alındığını söyleyen Peskov, rubleye geçiş konusunda kimsenin aceleci davranmadığını, bunu küresel piyasalardaki ekonomik gerçeklikler ışığında çok aşamalı, çok dikkatli ilerleyen bir süreç olduğunu kaydetti.