Kremlin Sözcüsü Peskov, Belarus 1 televizyonuna verdiği röportajda Türkiye-Rusya arasındaki ilişkilere değindi.
Türkiye’nin büyük bir bölgesel güç olduğunu, bu ülke ile Rusya arasındaki ilişkilerde anlaşmazlıklar olsa da ortaklık ilişkilerin ağır bastığını söyleyen Peskov, Rusya’nın Türkiye'nin duruşunu ve NATO'ya rağmen bağımsız olma yeteneğini çok takdir ettiğini ifade etti.
‘Erdoğan’ın Avrupa’nın aksine kendi çıkarlarını savunma gücü bulması bizi mutlu ediyor’
Moskova’nın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ile köprüleri yakmama, Ankara'nın çıkarlarını savunma ve Avrupa'nın aksine ana akımda olmama gücünü bulmasından memnun olduğunu söyleyen Peskov, şöyle konuştu:
“Türkiye her zaman oldukça büyük bölgesel bir devlet olmuştur. Türkiye'nin uzun yıllardır NATO üyesi olduğu söylenebilir. Ancak buna rağmen, özellikle Erdoğan'ın başkanlığı döneminde Türkiye diğer egemen NATO üye devletleri arasında en egemen ülke oldu. Ve Türkiye, çıkarlarını savunmak gibi bir lüksü olan bir ülke.”
Türkiye'nin Brüksel'i reddederek Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılamayabileceğini ve ayrıca Moskova ile 'köprüleri yakmayacağını' anlatan Peskov, şu ifadeleri kullandı:
“Elbette Türkiye ile geleceğe dönük iyi perspektiflerimiz var ve Erdoğan'ın kendi çıkarlarını, ülkesinin çıkarlarını savunma ve sürdürme güç bulması, ana akımda olmaması bizi mutlu ediyor. Bildiğiniz üzere şu anda tüm Avrupalılar ana akımda yer alıyor, yalnız bunun masraflarını kendi karşılıyor, parayı kazanan ise Washington.”
Peskov: Ukrayna tarafı müzakerelerin Belarus'ta yapılmasını istemedi
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Ukrayna’nın Rusya ile müzakerelerin Belarus’ta yapılmasına en başından itibaren karşı çıktığını, oradaki görüşmelerin büyük zorluklarla koordine edildiğini belirtti.
Peskov, “İki tarafın, özellikle de Rusya ve Ukrayna gibi ilişkileri gergin tarafların müzakerelerin yapılacağı yere ilişkin karşılıklı rızasının olması gerekiyor. Müzakerelerin Belarus’ta yapılan ilk iki turu büyük zorluklarla koordine edildi” dedi.
Ukrayna tarafının son ana kadar Belarus’a gitmek istemediğini kaydeden Peskov, “Heyetimiz ilk tur için Belarus’a gittiğinde bir gün boyunca Ukraynalıları beklediler, gelip gelmeyeceklerini son ana kadar bilmiyorlardı” dedi.
‘Rusya ve Belarus çevresinde bir biyolaboratuvar ağı oluşturuldu’
Peskov, ABD tarafından finanse edilen program çerçevesinde, Rusya ve Belarus çevresinde belirli etnik gruplara karşı yeni biyolojik silah türleri geliştirmek için bir biyolojik laboratuvarlar ağı oluşturulduğunu belirtti.
Peskov, “Elimizde, Pentagon tarafından finanse edilen program kapsamında, çevremizde yalnızca son derece tehlikeli patojenler, mikroplar, virüsler üzerinde çalışmakla kalmayan, aynı zamanda belirli etnik gruplara karşı yeni biyolojik silah türleri icat etme projeleri üzerinde çalışan bir biyo-laboratuvar ağının oluşturulduğuna dair veriler var” diye konuştu.
‘Belarus'a yapılacak herhangi bir saldırı Rusya’ya yapılmış sayılacak’’
Peskov, Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) herhangi bir üyesine, özellikle de Belarus’a yönelik bir saldırının Rusya’ya yapılmış sayılacağına vurgu yaparak, “Hem Birlik Devleti hem de KGAÖ çerçevesinde karşılıklı yükümlülüklerle birleşmiş durumdayız. Doğal olarak, KGAÖ’nün herhangi bir üyesine, özellikle de en yakın müttefikimize yönelik bir saldırı, Rusya Federasyonu’na yönelik saldırıyla eşit tutulacaktır. Rusya ve Belarus arasında karşılıklı mutlak bir destek var, bundan hiç kimse şüphe duymamalıdır” ifadelerini kullandı.
‘Hiçbir ülkeye şu anda Rusya’ya olduğu kadar yaptırım baskısı olmadı’
Şimdiye kadar hiçbir ülkeye Moskova’ya uygulanan yaptırım baskısı kadar uygulanmadığına dikkat çeken Peskov, “Eşi benzeri görülmemiş yaptırımlar altındayız. Tarih boyunca şimdiye kadar böyle bir yaptırım baskısı hiçbir ülkeye uygulanmadı. Ama her şeyde bir hayır vardır. Bu bizi harekete geçiriyor, çalıştırıyor, daha önce üretmediğimizi üretmemizi sağlıyor” vurgusunu yaptı.
‘Yaptırımlar Moskova ve Minsk arasında daha derin bütünleşmeyi teşvik ediyor’
Yaptırımların Moskova ve Minsk arasındaki ilişkileri daha da yakınlaştırdığını vurgulayan Peskov, şöyle konuştu:
“Onlar bizi Belarus ile daha yakın etkileşim kurmamızı ve daha derin bütünleşmemizi, işbirliği yapmamızı teşvik ediyor, böylelikle bu yaptırımların etkisini azaltmamız sağlanmış oluyor.”
‘NATO mimarisi saldırgan olmayı hedefliyor’
NATO mimarisinin saldırgan olmayı hedeflediğini dile getiren Peskov, “Onlar NATO’nun bir savunma örgütü olduğunu söylüyor, faka biliyorsunuz ki Kalaşnikov tüfeği ne yaparsanız yapın tüfek olmaya devam ediyor. NATO da bu şekilde. Bu şekilde tasarlandı ve inşa edildi, mimarisinin tamamı saldırgan bir örgüt olmaya yönelik. Bu saldırganlık için tesis edilmiş bir örgüttür” vurgusunu yaptı.
Sözcü, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun NATO’nun doğu kanadındaki birliklerini güçlendirdiğini rapor etmesi üzerine Rus lider Vladimir Putin’in, ‘hiç kimsenin Rusya’ya saldırmayı aklına getirmeyecek şekilde’ Rusya’nın güvenliği sağlamak için batı sınırlarındaki Rus askeri potansiyelinin karşılıklı olarak güçlendirilmesi için plan geliştirme talimatı verdiğini hatırlattı.
‘Dolar ve euro'nun prestijindeki düşüş nedeniyle ülkeler ödemelerde ulusal para birimlerine geçiyor’
Peskov, Batı yaptırımları nedeniyle dolar ve euro'nun otoritesinin sarsıldığını, bu nedenle ülkelerin sözleşmelerde karşılıklı olarak ulusal para birimlerine geçmeye başladığını ve bu sürecin artık durdurulamayacağını kaydetti.
Peskov, “Batının haydutça uyguladığı yaptırımlar nedeniyle, doların ve avronun prestiji büyük ölçüde sarsıldı. Özellikle de ana rezerv para birimi olarak doların. Giderek daha fazla ülke sözleşmelerde karşılıklı olarak ulusal para birimlerine geçiyor. Bu süreç şu anda başlangıç aşamasında, ancak artık durdurulamaz” dedi.
‘Çifte standart politikası Batı ideolojisinin bir parçası’
Peskov, çifte standart politikasının Batı ideolojisinin bir parçası olduğunu, Moskova ve Minsk buna her zaman hazır olması ve pozisyonlarını sabırla ve ısrarla rakiplerine kabul ettirmeleri gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Çifte standart rakiplerimizde vardı, var ve olmaya devam edecek. Hem Moskova hem de Minsk her zaman bu çifte standartlarla çalışmak zorunda. Yapacak bir şey yok, Bu ideolojinin tarzı bu, rakiplerimizin çalışma tarzı bu. Bu durum pozisyonumuzu rakiplerimize kabul ettirmede sabırlı ve ısrarcı olmamızı ve her zaman böyle davranmamızı zorunlu kılıyor.”