Bu yıl sekizincisi gerçekleştirilen ‘Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması’nın 2022 yılı sonuçları açıklandı. Araştırma için 23 farklı ildeki 18 yaş ve üzeri, Türkiye kent nüfusu temsil eden 2499 kişiyle görüşülürken, Frekans Araştırma tarafından yapılan saha çalışması Haziran-Temmuz 2021 ve Ocak-Şubat 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarını Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mary Lou O’Neil ve Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Çarkoğlu paylaştı.
En büyük sorun şiddet, erkekler bireysel olarak ‘üstüne düşeni’ yaptığını düşünüyor
“Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar size göre nelerdir?” sorusuna katılımcılar en çok ‘şiddet’ cevabını verdi. Araştırmaya göre, kadınların yüzde 70’i şiddeti ilk sırada belirtirken erkeklerin yüzde 63’ü de kadınların yaşadığı en büyük sorunlarda birinci sıraya şiddeti koyuyor.
“Kadınların toplumda yaşadığı en büyük sorunlar” sıralamasında şiddet sorununu, yüzde 7 ile işsizlik, yüzde 5.4 ile eğitimsizlik, yüzde 5.1 ile sokakta baskı ve taciz, yüzde 4 ile aile baskısı, yüzde 4 ile kadın-erkek eşitsizliği ve yüzde 2.4 ile çevre-mahalle baskısı takip ediyor. Erkeklerin büyük bir kesimi, yüzde 78’i, kadına şiddet konusunda bireysel olarak üstlerine düşeni yaptıklarını düşünürken, kadınların büyük bir kesimi, yüzde 62’si, erkeklerin bu konuda üstlerine düşeni yapmadıkları kanaatinde.
“Türkiye Devleti kadınları şiddete karşı korumak için yeteri kadar önlem alıyor mu?” sorusu karşısında katılımcıların yüzde 87’si ‘yeterli önlem alınmadığı’ görüşünde. Kadınlar arasında, yüzde 54.8’le, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışı desteklememe oranı daha yüksek. Katılımcıların yüzde 58’i İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararının kadınların geleceği için kötü olacağını düşünüyor.
Aile içi şiddet boşanma için yeterli sebep
Araştırmanın sürdürüldüğü yıllar içinde aile için şiddetin boşanma için yeterli sebep olduğu, aile bütünlüğü veya düzeni için göz ardı edilecek bir unsur olmadığı düşüncesine destek oranı artış gösterdi. 2016’da yüzde 63 olarak kaydedilen bu oranın 2022’de yüzde 77 olduğu görülüyor. Buna paralel olarak “Bir erkek ailesinin dirlik ve düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir,” diye düşünenlerin oranı yıllar içinde yüzde 14’ten yüzde 4’e gerilemiş durumda. “Boşanmış bir kadının iffetinin eski kocasını ilgilendirmediği” görüşü, tüm eğitim seviyelerinde yüzde 70’in üstünde gözlemleniyor.
Katılımcıların yarısından fazlası kürtajın kadının en temel hakkı olduğu görüşünde
“Kürtaj kadının en temel haklarındandır, yasaklanamaz” diyenlerin oranı 2016’da yüzde 43.6 olarak kaydedilmişken 2021’de yüzde 56.2 ve 2022’de de yüzde 51.7 olarak kaydediliyor.
Siyasi partilerde daha fazla kadın görmek isteyenlerin oranı son iki yılda erkekler arasında yüzde 60-67 olarak kaydedilirken bu oran kadınlar arasında yüzde 79-77 olarak karşılık buluyor. Katılımcıların yarıdan fazlası da kadın siyasetçilerin sayısındaki artışın, kadınların erkeklerle eşit şartlara sahip olduklarının bir göstergesi olacağını düşünüyor.
Araştırmaya göre, Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin varlığını savunan erkeklerin oranı 2015’te yüzde 38 iken 2022’de bu oran yüzde 22’ye geriliyor. Aynı fikirdeki kadınların oranı da yıllar içerisinde yüzde 20’den yüzde 11’e düşüyor.