“Türkiye’de hayvancılık bir günde bu noktaya gelmedi. Hayvancılık, tarımın en katma değerli üretim koludur. Düzgün bir işleyiş kurulmadığı için hayvan varlığımızı kaybettik. Bu bir günde olmadı ama son 4-5 içerisinde süreç çok hızlandı. Sektörün içindeki insanlar bunu yıllardır biliyor fakat onlara görüş soruluyor mu bilemiyorum. Bizim gördüğümüz kadarıyla plansız yönetim içinde olduğumuz özellikle de ekonomik yönetimsel zafiyet içinde olduğumuz görülüyor. Eğer ekonomimize önem veriyor olsaydık yerli üretimimize daha çok önem verirdik. Hiçbir şey yapmasanız bile biz tarımda büyürüz, öyle bir alana sahibiz. Toprağımız, suyumuz, insanımız bu ülkeye ait kaynaklar. Biz bu kaynakları ne kadar doğru kullanırsak o kadar verimli oluruz ve ülkemizde üretim olur.”
‘Gençlerin çiftçiliğe özendirilmesi gerekiyor'
“Türkiye’nin düzlüğe çıkabilmesi için atılması gereken adımlar var. Birincisi üreticilerin doğru kurgulanması yani teşvik. Tüm dünyada tarım sektörü desteklenir çünkü doğaya ve doğadan gelen etkilere açık bir sektördür. Bir şekilde hayatta kalmasını sağlayan ekonomik üretim ortamını yaratmaya teşvik denir ve bu bir tek tarımda yoktur sanayide de vardır. İkincisi, gençlerin çiftçiliğe özendirilmesi ve kırsal kesimin yerinde kalmamasının en temel sebebi sosyal sigortasının olmamasıdır. Sosyal sigorta sisteminin düzenlenmesi şarttır. Köylü kadınlar çocuklarına, ‘aman sen bu sektörde çalışma bu sektör çok meşakkatli’ diyor. Gerçekten bu kadar meşakkatli, bu kadar emek verilen başka bir sektör yok. Üçüncüsü üreten yetiştiren insanların sadece ekonomik üretim değil emek ve mücadele içinde olduklarını fark etmemiz gerekiyor. Bu yüzden de hızlıca bir ayrılış var sektörden. Tarımın, geleceğin yükselen sektörü olacağı zaten bekleniyordu. O gün geldi çattı.”