İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmaya, tutuksuz sanık Fatih Gürsul geldi. Mahkeme Başkanı, celse arasında ByLock'un lisans sahibi tanık Alpaslan Demir'in (David Keynes) avukatı aracılığıyla rahatsızlığı nedeniyle bugünkü duruşmaya katılamayacağını bildirdiğini belirtti.
Gizli tanık ifade verdi
Duruşmada gizli tanık Karadeniz, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nden sesi ve görüntüsü bozularak dinlenildi. Gizli tanık 'Karadeniz' ifadesinde, sanık Fatih Gürsul'un Cebeci stadının yakınlarındaki bir evde kendisi gibi cemaate ait bir evde kaldığını öne sürdü:
"Sanığın kaldığı eve gitmiştim. 2000'li yılllar diye hatırlıyorum. Ahmet Hamdi Parlak ile (FETÖ'nün İstanbul bölge temsilcisi iddiasıyla halen firari) yakın dostlukları vardı, 2000'li yıllardan sonra sanığı bir daha hiç görmedim. Ta ki darbe olana kadar kendisinden haberim olmadı. Sanığın, Alpaslan Demir (David Keynes) ile tanışıklığı vardır. Alpaslan demir, Bylock patenti olan kişidir. Bu kişiyle de dostlukları vardı. Sanık, eve gele askeri okullara hazırlanan öğrencilere ders anlatırdı."
Soru üzerine tanık Karadeniz, sanık Fatih Gürsul'un Alpaslan Demir'i Ankara, Cebeci'deki bir evde kontrol altında tutan ekipte yer aldığını iddia ederek "Alpaslan Demir bildiklerini Batu Çalışma Grubu'na anlatacağı bilgisi edinilmişti. Bu nedenle cemaatten atılmıştı" dedi:
"Kaldığımız evlerde sohbet, Fethullah Gülen'in videolarını izleme yapılıyordu. Sanık kaldığı evde, bölgedeki okullardan gelen öğrencilere ders anlatıyordu. Örgütün abileri bu evle ilgili emirler verirdi. Örgüte adam yetiştirilirdi. 'Enes' kod adlı Hüseyin Çelik o bölgenin abisiydi. Sanığa talimat verdiğine şahit olmadım. Bunlar mahrem bilgilerdir, bizim bilgimiz olması söz konusu değil."
Tanık olarak dinlenen Yasin Ugan ise SEGBİS ile alınan ifadesinde, sanık Fatih Gürsul'u tanımadığını belirtti.
Gürsul: İddialar yalan
Sanık Fatih Gürsul da gizli tanık Karadeniz'in iddialarını yalanladı:
"Kesinlikle öğrenci evinde kalmadım. Askeri öğrenci ile ne tanıştım, ne çalıştırdım. Ben birçok projede yer aldım. Akademisyenim. Ben danışman olunca arkadaşım olduğunu söyleyerek arayanlar oluyordu. Gizli tanık beni 20 yıldır görmediğini söylemiştir. Gizli tanığın bana ulaşmaması mümkün değildir.30 Ocak 2015'te telefonumu satın aldım. Ancak Bylock tespit tutanağında IMEI numarasıyla Ağustos 2014'te kullanıldı deniyor. Bunun incelenmesini talep ediyorum. Gözaltına alındığımda dijitallerim benden alındı. Bilirkişiye gönderildi. 300 küsur FETÖ'ye ilişkin anahtar kelime tarandı. Bir tane anahtar kelime çıkmamasını sizin takdirlerinize sunuyorum" dedi. Gürsul'un avukatı Metehan Arısoy da tanığın ifadelerinin somut olmadığını belirterek, "1997 tarihinde olan olayla ilgili Alpaslan Demir ile teması mümkün değildir. Müvekkilim üniversiteden ihraç edildi. Yurtdışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep ediyorum."
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasında, sanığın GSM hattından bağlantı sağlayarak Bylock programı kullanarak örgüt yapılanmasına dahil olduğunun anlaşıldığını, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olarak örgüte ait süreklilik, yoğunluk gösteren eylemlerde bulunduğu iddiasıyla 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaa üzerine söz alan Gürsul, süre talep ederek "Telefonumu 30 Ocak 2015'te aldım. ByLock'taki ilk tespit ise 2014 tarihlidir. Bu husus araştırılsın" diyerek faturayı delil olarak mahkemeye sundu.
Yurt dışı yasağının devamına karar verildi
Mahkeme heyeti, tanık Alpaslan Demir'in dinlenmesinin dosyaya yenilik katmayacağını belirterek dinlenmesinden vazgeçilmesine hükmetti. Heyet, sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için süre verdi. Sanığın yurtdışına çıkış yasağının devamına da karar verildi. Sanığın sunduğu faturanın ilgili GSM şirketinden istenmesine karar veren heyet, duruşmayı erteledi.
Ne olmuştu?
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Aralık 2017 tarihli kararında tutuklu sanıklardan Fatih Gürsul'u ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 10 yıl 6 ay hapisle cezalandırmıştı.
Diğer sanıklar Adem Sezgin Uzun, Elif Yaprak Saraç, Fatih Mehmet Keleşoğlu, Hakan Doğan, Kasım Karagöz, Muhammet Akif Altun, Mustafa İsmail ve Uğur Tuncel'i, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 9'ar yıl hapis cezasına çarptıran heyet, diğer sanık Turgay Atasoy'u ise aynı suçtan indirim uygulayarak 7 yıl 6 ay hapisle cezalandırmıştı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi ise 14 Mart 2018'de 10 sanığın ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan aldıkları hapis cezalarını onamıştı.
Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise 19 Temmuz 2020'de usulü eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozmuştu. Bozma sonrasında yeniden görülen duruşmada ise mahkeme, sanıkların eylemlerini iştirak halinde işlememiş olması ve eylemlerinin bireysel olarak değerlendirilecek olması nedeniyle dosyalarının ayrılmasına ve tek tek yargılanmalarının devamına karar vermişti.