SEYİR HALİ

TTB: Taleplerimiz sadece ücretten ibaret değil

TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, doktorların talepleri konusunda “Taleplerimiz sadece ücretten ibaret değildir. Koşullarımızın düzeltilmesine ilişkin halkın sağlığını önceleyen bir görüşümüz ve raporumuz vardır. Ücretlerde iyileştirme ve sağlıkta şiddet ile ilgili caydırıcı bir yasa çıkmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Sitede oku
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kadın muhtarlarla buluşmasında doktorlar hakkında söylediklerini değerlendirdi ve sağlık sektöründe gözledikleri sorunları, doktorların taleplerini ve gelecek hafta gerçekleştirecekleri eylemleri anlattı.
Prof. Dr. Bulut, siyasi liderlerin konuşmalarında doktorlar hakkında kullandıkları ifadelerin sağlıkta şiddeti arttırdığı görüşünü “Mesleğimizin Cumhurbaşkanı tarafından ücrete indirgenmesi çok üzücüdür. Bizim tek derdimiz ücret konusu değil. Sağlıkta şiddet konusu var. Sağlıkta şiddet konusunu körükleyen en önemli nedenlerden biri de liderlerin konuşmalarıdır. Toplum onları izliyor ve örnek alıyor. Bu gibi bir konuşma da sağlıkta şiddetin etkenlerindendir. Daha önce raporlarımızda ortaya koymuştuk ve liderlerden dikkatli konuşmalarını istemiştik” diye ifade etti.

‘Asistanların kamudaki adı tıpta uzmanlık öğrencisidir’

Asistanların kamudaki statüsünü hatırlatan Prof. Dr. Bulut, eğitimlerini tamamladıklarında ruhsat alabileceklerini “Sayın Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu konuşmada ücretlere değinerek ‘şu kadar veriyoruz’ demişti. Birçok yanılgısı var. ‘Asistanlarla yola devam ederiz’ cümlesi bunlardan biridir. Asistanların kamudaki adı tıpta uzmanlık öğrencisidir. Uzmanlık sınavlarını kazanarak eğitim almak üzere kliniklere gelen hekimleri ifade eder. Onları işgücü olarak ifade etmek eğitimi aksatan bir olgu, onlar bir işgücü değil. Eğitim sürelerini tamamlayamadan herhangi bir ruhsatlandırmaları olmayacağı için o alanda ne operasyon yapabilirler ne de tek başlarına bir hastayı tedavi edebilirler. Öğretim üyelerinin nezaretinde görev alırlar” diye belirtti.

‘Hastanenin döner sermaye havuzunda para varsa bu paralar ödenir yoksa ödenmez’

Prof. Dr. Bulut, doktorların ve asistanların kamuda ücretlendirmelerini “İkincisi, ücretler ile ilgili yanlış bilgilendirilmiş. 8 bin-25 bin lira gibi ücretlerden bahsediyor. Performans denen nöbet sıralarıyla hesaplanan bir konu, güvenceli bir gelir değil. Hastanenin döner sermaye havuzunda para varsa bu paralar ödenir yoksa ödenmez. Bir asistanın göreve başladığında aldığı para 5500 lira kadardır. Asistanlarımız öğrenciler gibi birkaç asistan ev paylaşarak, ekonomilerini birleştirerek yaşamlarına devam ediyorlar. 25-30 yaşlarında olan hekim meslektaşlarımız, henüz bir hayat kuramamışlar çünkü ücretleri yetersiz. Uzman olabilmek için katlanıyorlar ve geçmişte rastlamadığımız bir olaydır. Bundan 15-20 yıl önce dergi alabilirlerdi. Kongreye gidip kendilerini geliştirmek için bilimsel toplantılara katılabilirlerdi. Artık bu toplantılara katılmak için bile fırsatları, ekonomik durumları yok. İnsanların eğitimi sadece fakültelerde, hastanelerde, kliniklerde ve ameliyathanelerde olmuyor. Bunun dışında bilimsel toplantılara katılarak güncel gelişmeleri takip etmeleri gerekir ancak bu uzun süredir aksamış durumda çünkü gelirler 2003 yılına göre üçte birin altına düşmüştür” diye aktardı.

‘Doktorluk, tercih edilir bir meslek olmaktan çıkacak’

Doktorluğun tercih edilen bir meslek olmaktan çıkabileceğini öngören Prof. Dr. Bulut, doktor göçünün boyutlarını anlattı:
“Bu nedenledir ki Türk Tabipleri Birliği olarak yüzde 150-200 kadar maaş iyileştirmesi yapılması gerekiyor. Aksi takdirde tercih edilir bir meslek olmaktan çıkacak. Pek çok beynimizi de beyin göçü ile kaybedeceğiz. 1405 kişi 2021 yılında yurt dışına çıktı. Ocak ayında rekor kırıldı, 197 rakamına ulaştık. Şubat ayında 156 oldu bu rakam, ortalama her gün 6 ile 7 kişi Türkiye’den ayrılıyor. Refah düzeylerinin daha iyi olabileceği ülkelere göç ediyorlar. Rakamlar böyle seyrederse yıl sonuna kadar 2500 hekimimizi daha kaybedeceğiz. Bunlar sanıldığı gibi genç yeni hekimler de değil. Alanında uzmanlar da var.”

‘Halkın sağlığı bizim için çok daha önemlidir’

Prof. Dr. Bulut, doktorların talepleri ve TTB’nin sağlık politikalarında konumu konusunda “Mesleğimizin zorlukları ortadadır. Kovid-19’un meslek hastalığı sayılması ile ilgili taleplerimiz henüz karşılanmamıştır. Ücretlerde iyileştirme ve sağlıkta şiddet ile ilgili caydırıcı bir yasa çıkmasını arzu ediyoruz. Katsayıların arttırılması, 3600-7200 arasında kademeli bir artışın sağlanmasını istiyoruz. Fiili hizmet zammı ve yıpranma payının tanınmasını istiyoruz. O nedenle taleplerimiz sadece ücretten ibaret değildir. Koşullarımızın düzeltilmesine ilişkin halkın sağlığını önceleyen bir görüşümüz ve raporumuz vardır. TTB’nin 6023 sayılı yasası TTB’nin kamu yararına sağlık hizmetlerinin planlanması için raporlar sunmasını söyler. Halkın sağlığı bizim için çok daha önemlidir. Hasta olup daha fazla masraf etmesinden ziyade sağlıklı kalarak cari masraflarımızın azalması için biz programlar üretiriz ve bu konuda görüşler sunarız. Halk sağlığı ve koruyucu hekimlikten bahsederiz” diyerek Türkiye’de hakim olanın, özel sektörü önceleyen bir görüş olduğuna dikkat çekti.

‘14-15 Mart’ta da grev etkinliğimiz var’

Prof. Dr. Bulut, doktorların gerçekleştireceği eylemleri “13 Mart’ta bir Beyaz Yürüyüşümüz var. Hava koşullarından anlaşılıyor ki bu Beyaz Yürüyüşümüz karla da gelecek. Arkadaşlarımızla bu meteoroloji durumunu tekrar değerlendireceğiz. 14-15 Mart’ta da grev etkinliğimiz var. Arkadaşlarımız iş bırakacaklar. Sendika kararları var. Sendikalarla beraber onları destekleyerek iş bırakacağız ve Türkiye’de haklarımızı aramak için elimizden geleni yapacağız. Bu bir anayasal haktır. Bu hakkımızı kullanacağız” diye açıkladı.
Yorum yaz