Kılıçdaroğlu, 2019 yılı Nisan ayında Hakkâri’de hayatını kaybeden Er Yener Kırıkçı’nın Çubuk’un Akkuzulu köyündeki cenaze töreni sırasında saldırıya uğradı. Kılıçdaroğlu, hakaret ve yumruklarla başlayan ve linç girişimine dönüşen saldırıdan, köydeki bir eve sığınarak kurtuldu.
Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında Çubuk Başsavcılığı, iki ayrı iddianame düzenleyerek toplam 67 kişi 'yaralama, kamu görevlisine hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, suç işlemeye tahrik, eşyaya zarar verme' gibi suçlardan dava açtı. İddianamede Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi 'protesto' ve 'izdiham' olarak nitelendirildi.
Davanın Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesinde bugün görülen 9. celsesinde, Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan 10 sanık hakkındaki şikayetlerini geri çektiklerine ilişkin dilekçe sundu. Çelik daha sonra, olay günü yaşananların öldürmeye teşebbüs suçu olduğunu belirterek, dosyanın görevsizlik kararı verilip ağır ceza mahkemesine gönderilmesi talebinde bulundu.
T24'ten Asuman Aranca'nın haberine göre, Beyanların ardından duruşma savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcılık mütalaasında, cenaze namazı sonrasında Kılıçdaroğlu’nun etrafındakilerle birlikte kalabalık arasında kaldığı, sonrasında çıkan arbedede sözlü ve fiili saldırıların meydana geldiği belirtilerek, kalabalık içerisinde yer alan Osman Sarıgün’ün Kılıçdaroğlu'nun yüzüne yumruk attığı, daha sonra da CHP lideri ve beraberindekilere yönelik yaralama ve hakaret eylemlerinin gerçekleştiği belirtildi.
Kılıçdaroğlu'nun köydeki bir evin içine alındığı ancak kalabalıktan bazılarının eve girmeye çalıştığı, CHP liderini almak için evin önüne yanaşan minibüsün de evin önünde toplanan kalabalık içerisindeki sanıklar tarafından taşlandığı kaydedilen mütalaada, Sarıgün hakkında “kamu görevlisine karşı hakaret ve yaralama suçlarından 3 yıl 10 aya kadar hapis cezası istendi. Mütalaada, Sarıgün dışındaki 65 sanığın ise 'kamu görevlisine karşı kasten yaralama ve yaralamaya teşebbüs, kamu görevlisine karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, görevi yaptırmamak için direnme, suç işlemeye alanen tahrik, kamu görevlisine karşı hakaret ve siyasi partilere ait eşyaya zarar vermek' suçlarından 1 yıldan 26 buçuk yıla kadar değişen çeşitli sürelerde hapisle cezalandırılması talep edildi.
Öte yandan sanıklardan birinin dosyası, hakkındaki sağlık raporlarının eksikliği nedeniyle ana dosyadan ayrıldı. Duruşma esas hakkında savunmaların yapılması amacıyla 31 Mayıs tarihine ertelendi.
İddianameden: Sarıgün yumruk attı
Çubuk Başsavcısı Halil Demir tarafından hazırlanan iddianamede, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin yanı sıra, milletvekilleri Yıldırım Kaya, Murat Emir, danışman Deniz Demir, Kenan Nuhut ve asistanı Barış Bozkurt müşteki olarak yer almıştı. İddianamede, cenaze törenine yaklaşık 12 bin kişinin katıldığı, Kılıçdaroğlu’nun tören alanına gelmesinin ardından bazı vatandaşlar tarafından yuhalanarak protesto edilmeye başlandığı anlatılmıştı.
Cenaze namazı sonrasında protestoların tekrar başladığı, Kılıçdaroğlu’nun top arabasına doğru yürümeye başlamasının ardından, protestoların itişmelere neden olduğu öne sürülen iddianamede, CHP liderinin etrafındakilerle birlikte kalabalığın arasında kaldığı, çıkan arbedede şüpheli Osman Sarıgün’ün Kılıçaroğlu’nun yüzüne yumruk attığı kaydedilmişti.
'Yakın o evi'
İddianamede, meydana gelen izdiham nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun mahalle içerisindeki ara yola girmek zorunda kaldığı, bu sırada karşıdan kalabalık bir grubun geldiğinin görülmesi üzerine Ankara İl Jandarma Komutanı ve yardımcısının nezaretinde Rahim Doruk’un evine alındığı belirtilmişti. Rahim Doruk’un evine geçişe kadar ve eve girdiği esnada Kılıçdaroğlu ve beraberindekilere yönelik suç oluşturacak eylemlerde bulunulduğu ifade edilen iddianamede, eve girmeye çalışanların yanı sıra, şüphelilerden birinin "Yakın o evi” diye bağırdığı anlatılmıştı.
Kılıçdaroğlu’nun 'önceden herhangi bir resmi bilgi vermediği ve son anda cenaze merasimine katıldığı' savunulan iddianamede, evden zırhlı araçla çıkarılan CHP liderinin, önceden saldırı hazırlığı yapıldığı yönündeki iddialarına da değinilerek, buna ilişkin herhangi bir istihbari veri elde edilemediği kaydedilmişti. İddianamede, şüphelilerin bir suç işleme kararının icrası kapsamında değil, cenaze merasimine iştirak etmek amacıyla toplandıkları savunulmuştu.