Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü akademisyeni Doç. Dr. Erol Köroğlu, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan dekanları ve rektörlüğün akademisyenleri tanımlama biçimini Radyo Sputnik’te Ali Çağatay’la Seyir Hali programında değerlendirdi.
Doç. Dr. Köroğlu, dışarıdan dekan atamaları öncesinde olanları “Direnişte 400’ü geçtik, 500’e yaklaşıyoruz. Kayyımlık düzeninin üniversiteyi ele geçirmek amacı ile yürüttüğü süreç olarak görüyoruz. Bunu adım adım gerçekleştirmek için uzun uzun düşündüklerini, son atanan dekanlar gibi çeşitli insanları konuşup ikna ettiklerini ve göreve getirdiklerini sonra da minareye kılıf diktiklerini görüyoruz. Rektörlüğün açıklamasında okulda bir grubun baskısı nedeniyle kimse bizimle çalışmak istemedi gibi doğru olmayan ve olayı çarpıtan şeyler söyleniyor. Ne olacak? Dekanları getirdiler. Bir idare düşünün yüzlerce öğrenci için dekanlıklara disiplin soruşturması yolluyor. Bunlarda yeterince ceza verilmediği gerekçe gösterilerek dekanlar hakkında soruşturma açılıp görevden alındı. Şimdi ‘içeriden baskı yapıyorlar’ deniyor. İnsanın anlaması mümkün değil” diye hatırlattı.
‘Yeni hocalar atayarak yeni bölüm başkanları yapacaklar’
Yönetim tarafından akademisyenlere yapılan yakıştırmaları değerlendiren Doç. Dr. Köroğlu, karar sonrasında olacakları “Nasıl bir baskı bu? Adıyla sanıyla ortada duran, işini yapmaya devam eden, öğle arasında 15 dakika demokratik tepkisini ortaya koymakla yetinen insanlar ve bunların ne kadarlık bir grubu kimlere baskı yapıyor da dekan olarak başka insanların atanmalarını engelliyor? Bu tür saçmalıklar sonunda yeni dekanlar geldi. Öğrenci soruşturmaları gibi şimdi belli ki öğretim üyelerine, akademisyenlere disiplin soruşturmaları açılacak. Bir yandan bu süreç yürüyecek. Bir yandan kadrolaşma çabaları doğrultusunda 1416 yasasının son getirildiği halden yararlanarak Boğaziçi Üniversitesi’ne sorulmadan onun adına yollanmış hocalar bu yolla ya da 40b dediğimiz görevlendirme amacıyla getirilecek. Başka üniversitelerden de bildiğimiz bir şey, bölüm başkanları atayacaklar. Yeni hocalar atayarak yeni bölüm başkanları yapacaklar. Bütün bunlar da elbette Türkiye’de yıllardır sürdüğü gibi mobbing süreçleriyle birlikte ilerleyecek. İnsanları kaçırmak için, istifa etmeleri veya seslerini kesmeleri için ellerinden geleni yapacaklar. Bunu başardıkları zaman da herhalde bir kutlama yaparlar” diye yorumladı.