Yazar Bihter Onat, Radyo Sputnik'te yayınlanan Serhat Sarısözen’le Gündem Dışı’nda stüdyo konuğu oldu.
Zen felsefesi üzerine uzun yıllar araştırmalar yapan yazar Bihter Onat, ‘yalınlık ve yansızlık’ kavramları üzerinde durduğu ‘Yalın ve Yansız’ adlı kitabında. Sonradan öğrenilmiş bütün kaygıların, şüphelerin, korkuların, çaresizliklerin ve öfkenin yükünden kurtulmayı başardığımızda yalınlığımızın ve yansızlığımızın içindeki ‘çözüm üreten’ güçlü yanımızla nasıl karşılaşacağımızın ipuçlarını veriyor.
‘Yaptığımız her işte keyif alacak bir şeyler bulmalıyız’
Onat, “Batılı erkeklerin profesyonel işleri dışında da mutlaka hobileri vardır. Eşlerine mutlaka evde yardım ederler. Kiminle yaşıyorlarsa ev işlerinde dayanışma içindedirler. Belki anneler yanlış eğittikleri için bizim toplumda böyle değil. Erkekler emekli olsun veya işlerini kaybetsinler çok büyük sıkıntıya düşerler. Çünkü yapacak hiçbir faaliyetleri yok. Yaptığımız her işte keyif alacak bir şeyler bulmalıyız. Bir şeye odaklanmanın ve onunla meşgul olmanın rahatlatıcı olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Onat, şöyle devam etti:
“Hangi zorlukla karşılaşırsanız karşılaşın, bir çıkış yolu bulunabilir. Elimizden geleni yapmalıyız. Bunun için çoklu bakış açıları devreye giriyor, çoklu düşünmeler devreye giriyor. Çık kısır bir görüşle gerçekleşemez, bunun için bakış açınızı değiştirmek gerekiyor. Zen felsefesinde de var olan şey bu: O bilinç seviyesini yukarıya taşıyabilmek."
Onat, “Amerikan pazarlama sistemi nerelere geldi? İşte Metaverse’e geldik. Satacak bir şey kalmayınca… Dijital tapular vs… Bunu çok sakıncalı görüyorum. Liderlere ve yöneticilere düşen insan odaklı çalışmak” dedi:
“Ne kadar iyi bir yaşam savaşçısı, mücadele insanı ya da boksör olursanız olun, hayata yumruk atan, hiçbir zaman kazanamaz. Yoluna savaşarak, yıkarak, çabalayarak devam etmeyi seçenler, bir yerlerde muhakkak tökezleyip düşerler. Hayat sizinle savaşmaz, sizinle savaşmayan hiç kimseyi ve hiçbir şeyi yenemezsiniz. Yaşam bir uyumluluk, yansızlık ve yalınlık deneyimidir.Gerçeklikle mücadele etmek yerine olduğu haliyle anlamak, kabul etmek ve içinden geçip gidebilmenin bir yolunu bulmak, insanın en kıymetli ve en güçlü ayrıcalıklarından biridir.”