Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV'den Deniz Tüysüz'ün sorularını yanıtladı.
Rusya'nın Donbass'a yönelik operasyonunun 10. gününü değerlendiren Sözcü Kalın, "Bu savaş derhal durdurulmalı ve müzakere masasına geri dönülmeli. Biz Türkiye olarak cumhurbaşkanımız çok yoğun diplomasi yürütüyorlar. Cumhurbaşkanımızın yarın Putin ile görüşmesi olacak. Cumhurbaşkanımız yarın Putin'e Türkiye'de görüşme olabileceğini söyleyecek. Ateşkese şans verin, insani koridor oluşturalım. Bu savaş uzarsa hem Rusya için hem Ukrayna için bütün bölge için büyük bir yıkım olacaktır." dedi.
"Cumhurbaşkanı'nın bu 10 günde daha önce Sayın Vladimir Putin'le bir teması olmuş muydu?" sorusu üzerine Kalın, "Savaş başlamadan hemen önce bu Donbas bölgesindeki iki işte 'Cumhuriyet' denen yapıyı tanıdığını ilan ettiği zaman Rusya, hemen bir gün sonra Cumhurbaşkanı'mızın Putin'le bir telefon görüşmesi olmuştu. Şimdi tabii ki bu telefon diplomasisi ve görüşmesi daha da büyük önem arz ediyor. Burada elbette alınan birtakım tedbirler, Rusya'ya dönük birtakım yaptırımlar var. Yaptırımların amacı bu savaşı önlemek olmalı tabii ki. Yani birinci odaklandığımız yer, bu savaşın bir kere durdurulması. Bunun gecikmesi, uzaması halinde bu yıkım devam edecek. Daha fazla kayıplar olacak. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı'mızın da bu yönde diplomasi trafiği yoğunlaşarak devam edecek" diye konuştu.
'Rusya'ya yaptırım planımız yok'
Kalın, "Türkiye, Rusya'ya karşı yaptırım kararı almayı düşünüyor mu?" sorusunu yanıtlarken şunları kaydetti:
"Şu anda bir yaptırım planımız yok. Ben daha önce de bunu ifade etmiştim. Öncelikle tabii ki biz bu savaşın bir tarafı olmak gibi bir pozisyona itilmek istemiyoruz. İki tarafla da konuşabilmeyi sürdürmemiz gerekiyor. Ekonomimizin bundan olumsuz yönde etkilenmesini elbette istemiyoruz. Herkes Ruslarla köprüleri attığında 'Rusya'yla kim konuşacak ' diye sormamız gerekiyor. Rus tarafının da güvendiği bir muhatabının onlarla konuşmaya devam etmesi büyük önem arz ediyor. Büyük çatışmalar, savaşlar ancak böyle önlenir. Bu müzakerelerin, diplomasinin başarıya ulaşması için de bu güven hattının mutlaka açık tutulması gerekir. Biz Türkiye olarak da burada üzerimize düşen rolü oynamaya devam edeceğiz. Aksi halde bütün bölgenin bu yıkımdan kurtulması mümkün olmayacak. Dolayısıyla bizim bütün çabamız, şu anda bu savaşın, saldırıların, atılan bombaların, füzelerin, akan kanın durdurulması. Bunun için de üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz."
'Bütün bölgede gerilim yaşanıyor'
"Bütün bölgede, Karadeniz'de, Doğu Avrupa'da gerilim yaşanıyor" diyen Kalın şöyle devam etti:
"Bu tabloyu görüp karar vericilerin makul adımlar atması gerekiyor. Kremlin'den bu yönde gelen mesajları olumlu karşılıyoruz ama somut adım atılması için de daha fazla zaman kaybına tahammülümüz yok. Ateşkese şans verin, insani koridor oluşturalım. Bu savaş uzarsa hem Rusya için hem Ukrayna için bütün bölge için büyük bir yıkım olacaktır.''
Ukrayna-Rusya müzakerelerinin sonucuna ilişkin soru üzerine ise Kalın, şu değerlendirmede bulundu:
"Karamsar olmak istemiyorum ama bu yoğun saldırılar devam ederken Ukrayna şehirlerine, müzakere masasından somut bağlayıcılığı olan, sahadaki durumu doğrudan olumlu manada etkileyecek bir sonucun çıkmasını beklemek biraz saflık olur. O yüzden Rus tarafının burada müzakere masasına çok ciddi bir şans vermesi gerekiyor. Ve her neyse vermek istedikleri o mesaj verildi. Daha fazla yıkıma devam edilmemesi ve müzakere masasında somut, sahadaki gerçekleri daha pozitif, müspet manada etkileyecek bir sonucun çıkmasına müsaade etmeleri, şans tanımaları gerekiyor."
"Karamsar olmak istemiyorum ama bu yoğun saldırılar devam ederken Ukrayna şehirlerine, müzakere masasından somut bağlayıcılığı olan, sahadaki durumu doğrudan olumlu manada etkileyecek bir sonucun çıkmasını beklemek biraz saflık olur. O yüzden Rus tarafının burada müzakere masasına çok ciddi bir şans vermesi gerekiyor. Ve her neyse vermek istedikleri o mesaj verildi. Daha fazla yıkıma devam edilmemesi ve müzakere masasında somut, sahadaki gerçekleri daha pozitif, müspet manada etkileyecek bir sonucun çıkmasına müsaade etmeleri, şans tanımaları gerekiyor."