‘Dezenformasyon, yalan ve yanlış bilgi rüzgarına maruz kalıyoruz’
Buna benzer bir yaklaşımı geçen yıl görmüştük. Sosyal paylaşım siteleri 'devlet destekli hesapları' etiketleme sistemi getirmiş ve burada bir çifte standartta imza atarak sadece belirli yayın organlarını etiketlemişti. Bunun siyasi bir tavır olduğu o zamanda belirtilmişti. Bugüne geldiğimizde özellikle sosyal medya odaklı büyük bir dezenformasyon, yalan ve yanlış bilgi rüzgarına maruz kaldığımızı görüyoruz. Bu yalan ve yanlış bilgiler o kadar hızlı yayılıyor ki gerçek ortaya çıksa da aynı hızla bizlere ulaşamıyor. Özellikle sosyal medya mecralarının algoritmalarının bu durumu besleyen yapılarını zaten malumumuz. Son bir kaç gündür eski tarihli video ve fotoğrafların dolaşıma girdiğini, teyit edilmemiş bilgilerin yaygınlaştığına hepimiz şahit oluyoruz.
‘Etik değerleri dünyanın her yerinde savunmalıyız’
Böylesine kriz anlarında da gazetecilik tüm toplumlara ekmek kadar su kadar gerekli. Halkın haber alma hakkının savaş dönemleri de dahil güvence altında olması demokrasilerin gereğidir. Halkın olayları tüm boyutlarıyla görebilmesi, gerçeğe ulaşabilmesi gerekir. Savunduğumuzu iddia ettiğimiz etik değerleri dünyanın her yerinde savunmalıyız. Moskova'da tüm uluslararası ajanslar yayınlarını sürdürürken özellikle de eleştirel yayınlar yapabilirken bunun Paris'te, Berlin'de, Atina'da, Roma'da da sağlanıyor olması gerekiyor.