İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Prof. Dr. Nilüfer Narlı'nın şikayeti üzerine soruşturma başlatıldığı anlatıldı.
İddianameye göre, şüpheli Mustafa Sakar savunmasında, yakalandığı gün şikayetçiden sigarasını yakmak için çakmak istediğini, sigarasını yaktıktan sonra şikayetçinin "Şunu çöpe atar mısın" diyerek çanta verdiğini, çantayı alıp bir iki metre yürüdükten sonra yakalandığını söyleyerek suçlamayı reddetti.
İddianamede, her iki olayda da ziynet eşyasının ve paraların yakalanması, Nilüfer Narlı'nın şüpheliyi teşhis etmiş olması, şüphelinin cep telefonunda Narlı'nın ev adresinin bulunması nedeniyle ifadesinin suçtan kurtulmaya yönelik olduğu kaydedildi.
İkinci eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı ifade edilen iddianamede, 5 Şubat'ta tutuklanan şüpheli Mustafa Sakar'ın zincirleme olarak "Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle Dolandırıcılık" ve "Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık" suçlarından 5 yıldan 17 yıla kadar hapsi istendi.
Şüpheli Sakar, önümüzdeki günlerde İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Ne olmuştu?
Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından ihbar üzerine başlatılan soruşturmada, Prof. Dr. Narlı'nın şüpheliler tarafından telefonla arandığı belirlendi.
Kendisini polis olarak tanıtan şüphelilerin Narlı'ya, banka hesaplarının başkaları tarafından ele geçirildiğini söyleyerek, banka hesap ve bakiye bilgilerini içeren bazı evraklar gösterdiği, Narlı'nın da bu evraklar üzerine kendisini arayanların polis olduğuna inandığı ortaya çıktı.
Şüphelilerin yönlendirmesiyle farklı bankalardaki paralarını tek bir hesapta toplayan Narlı'nın, daha sonra 500 bin lirasını çektiği ve evindeki ziynet eşyalarını da alarak şüphelilerle buluştuğu, parası ve altınlarını zanlılara verdiği öğrenildi. Dolandırıcıların, Narlı'nın kendilerini tanıması için 'Barış- Pınar' şeklinde parola oluşturdukları öğrenildi.