Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Donbass’taki durumla ilgili halka seslendi. Putin, Donbass’taki durumun çok kritik ve acil olduğunu söyledi. Rusya lideri Putin, Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını tanıma kararlarını da imzaladı.
Donetsk Halk Cumhuriyeti Başkanı Denis Puşilin ve Lugansk Halk Cumhuriyeti Başkanı Leonid Paseçnik de Putin'in imzaladığı işbirliği ve karşılıklı yardımlaşma anlaşmasının altına imzalarını attı.
Bağımsızlık kararının açıklanmasının ardından Donbass ve Lugansk sakinleri, kutlama yapmak için sokağa çıktı.
Bağımsızlık kararının açıklanmasının ardından Donbass ve Lugansk sakinleri, kutlama yapmak için sokağa çıktı.
Konuşmasının devamında Ukrayna krizini anlamak için tarihe başvurmak gerektiğini kaydeden Rus lider, modern Ukrayna’nın tamamen Rusya tarafından oluşturulduğunu vurguladı. Ukrayna’nın tarihsel olarak Rus toprağı olduğunu ve Bolşevikler tarafından Rusya’dan koparılarak oluşturulduğunu anımsatan Putin, “Kimse halka sormadı” dedi.
'Ukrayna'da yaşayan milyonlarca insanın, tarihsel hafızasını çarpıtmaya çalıştılar'
Rus lider, “Ukrayna yönetimi baştan beri, bunun altını çizmek istiyorum, ilk adımlardan başlayarak devletçiliği, bizi birleştiren her şeyi reddetme üzerine inşa etti. Ukrayna'da yaşayan milyonlarca insanın, tüm nesillerin bilincini, tarihsel hafızasını çarpıtmaya çalıştılar" değerlendirmesinde bulundu.
Ukrayna’nın bölündüğünü ve şiddetli ekonomik kriz yaşadığını kaydeden Rus lider, Ukrayna’da iktidarı ele geçiren radikallerin terör düzenlediğini belirterek, “Odessa’da insanlar öldürüldü, suçluları cezalandırmak için her şey yapacağız” ifadesini kullandı.
Stalin döneminde Polonya, Macaristan ve Romanya’dan alınan bazı bölgelerin Ukrayna’ya birleştirildiğini, Kruşçev’un da Kırım’ı Rusya’dan kopararak Ukrayna’ya bağışladığını söyleyen Putin, “Ukrayna sadece Rusya’nın komşusu değil, aynı tarihin bir parçası, dostlar ve yakınlar demek” dedi.
Putin, “Elbette geçmişi artık değiştiremeyiz, ama en azından geçmiş hakkında kayıtsız şartsız, siyasi boyut kazandırmadan doğrudan ve dürüstçe konuşmalıyız” ifadesini kullandı.
Stalin döneminde Polonya, Macaristan ve Romanya’dan alınan bazı bölgelerin Ukrayna’ya birleştirildiğini, Kruşçev’un da Kırım’ı Rusya’dan kopararak Ukrayna’ya bağışladığını söyleyen Putin, “Ukrayna sadece Rusya’nın komşusu değil, aynı tarihin bir parçası, dostlar ve yakınlar demek” dedi.
Putin, “Elbette geçmişi artık değiştiremeyiz, ama en azından geçmiş hakkında kayıtsız şartsız, siyasi boyut kazandırmadan doğrudan ve dürüstçe konuşmalıyız” ifadesini kullandı.
Modern Ukrayna’daki olaylarda Bolşeviklerin rolüne işaret eden Putin, “Bolşeviklerin başlıca görevi, ne olursa olsun iktidara tutunmaktı. Lenin’in devlet inşası ilkeleri, sıradan bir hata olmaktan çok daha kötüydü” diye kaydetti.
Rus lideri şöyle devam etti:
“Bolşevik politikası sonucu Sovyet Ukrayna’sı oluştu. Günümüzde Ukrayna için 'Vladimir İlyiç Lenin Ukraynası' diyebiliriz. Ukrayna’nın yaratıcısı ve mimarı Lenin. Lenin’in Donbass’ı Ukrayna’ya bağlayan sert emirleri dahil arşiv belgeler bunu doğruluyor.”
Ukraynalı yöneticilerin dekomünizasyon politikası uyguladığını ve ülkeyi komünizmle ilgili her şeyden temizlemeye çalıştığını anlatan Putin, “Gerçek dekomünizasyonun ne olduğunu Ukrayna’ya göstermeye hazırız” ifadesini kullandı.
Putin, Ukrayna'nın dışarıdan kontrol ediliyor ve dış etkiler iç politikalarını, şirketlerini ve ticaretini etkilediğini belirtti.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra tek miras olarak Rusya’nın kaldığını anımsatan Putin, tüm borçların Moskova tarafından ödendiğini belirterek, “Rusya, Ukrayna’nın borçlarını da tamamen karşıladı. Ama Kiev, yurtdışındaki varlıkların iadesi anlaşmasını yerine getirmeyi reddetti” dedi.
‘Rusya asla egemenliğinden ve ulusal çıkarlarından ödün vermeyecek’
Putin, “Egemenliğimizden, ulusal çıkarlarımızdan ve değerlerimizden asla ödün vermeyeceğiz. Açıkça ve doğrudan söylemek istiyorum, mevcut durumda, temel konularda eşit diyalog önerilerimiz ABD ve NATO tarafından cevapsız kaldığı bu durumda, ülkemize yönelik tehditlerin seviyesi önemli ölçüde artarken, Rusya kendi güvenliğini sağlamak için misilleme önlemleri alma hakkına sahiptir” diye konuştu.
'Ukrayna böyle bir saldırı için sıçrama tahtası görevi görecek'
Rus lider, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Amerikan stratejik planlama belgeleri, sözüm ona ‘düşman füze sistemlerine yönelik önleyici saldırı’ olasılığını içeriyor. Ayrıca ABD ve NATO'nun baş düşmanının kim olduğu da biliniyor, elbette Rusya. NATO belgelerinde ülkemiz resmen ve doğrudan Avrupa-Atlantik güvenliğine yönelik ana tehdit olarak ilan edilmiş durumda. Ve Ukrayna böyle bir saldırı için sıçrama tahtası görevi görecek.”
Kan akmaya devam ederse sorumlusu Kiev rejimi olacak’
“Kiev’de iktidarı ele geçiren ve elinde tutanlardan askeri eylemlerine derhal son vermelerini talep ediyoruz. Aksi takdirde, kan akmaya devam etmesinden tüm sorumluluk tamamen Ukrayna topraklarında hüküm süren rejimin üzerinde olacak" diyen Putin sözlerini şöyle sürdürdü:
“Halihazırda Donbass’ta yerleşimlerin ateşe maruz kalmadığı tek bir gün bile geçmiyor. Büyük ordu grubu taarruzi insansız hava araçlarını, ağır teçhizatı, füzeleri, topları ve çok namlulu roketatarları kullanıyor. Sivillerin öldürülmesi, abluka. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar dahil insanlara yönelik zorbalık son bulmuyor. Batılı meslektaşlarımızın kendilerini tek temsilcileri olarak ilan ettikleri sözde medeni dünya, bunu fark etmemeyi tercih ediyor, sanki tüm bu dehşet, yaklaşık 4 milyon kişinin maruz kaldığı soykırım yokmuş gibi"
‘2014'ten bu yana Ukrayna'da başkanlar değişiyor, ancak milliyetçi rejim değişmiyor’
“Ukrayna'daki devlet başkanları, Rada milletvekilleri değişiyor, ancak Kiev'de iktidarı ele geçiren rejimin özü, saldırgan milliyetçi niteliği değişmiyor. Bu rejim, tamamen 2014’te yapılan darbenin bir ürünüdür” diyen Putin, şöyle devam etti:
‘Milliyetçiler, bağımsız bir Ukrayna'nın fethinin katkılarını kendilerine atfediyor’
“Şimdi her şeyden önce Ukrayna’dakiler dahil olmak üzere radikaller ve milliyetçiler, bağımsız bir Ukrayna’nın fethinin katkılarını kendilerine atfediyor.”
Putin, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Sadece bu insanlar, Ukrayna’da Batı’nın desteklediği 2014 darbesini kabul etmedikleri, devlet seviyesine yükseltilen milliyetçilik eğilimine, mağara milliyetçiliğine, agresif milliyetçiliğe ve Neonazizme karşı koydukları için soykırıma maruz kalıyorlar. Bu insanlar kendi topraklarında yaşama, kendi ana dillerinde konuşma, kültürlerini ve geleneklerini koruma hakkı için mücadele ediyor. Bu trajedi daha ne kadar sürebilir? Daha ne kadar sabredilebilir?”
‘Rusya’nın güvenlik garantileriyle ilgili teklifi reddedildi’
Rusya'nın her zaman sorunların çözümü için diplomasi masasını işaret ettiğini belirten Putin, “Rusya her zaman tüm zor sorunların siyasi ve diplomatik yöntemlerle, müzakere masasında çözümlenmesinden yanaydı ve öyle de devam ediyor. Bölgesel küresel sorumluluk için muazzam sorumluluğumuzun farkındayız. Rusya ta 2008’de, Avrupa güvenliğiyle ilgili bir anlaşmanın imzalanması girişiminde bulundu. Bu anlaşmaya göre, Avrupa-Atlantik bölgesinde hiçbir ülke ve hiçbir uluslararası örgüt kendi güvenliğini, başkalarının güvenliği pahasına güçlendiremeyecekti. Ancak teklifimiz kapı eşiğinden geri çevrildi. Güya Rusya’ya, NATO’nun faaliyetini sınırlandırma fırsatı tanınmamalıymış. Üstelik bize doğrudan, sadece NATO üyelerinin hukuken bağlayıcı güvenlik garantilerine sahip olacağı söylendi” dedi
Kiev’in Donbass’ta çözüm istemediğini söyleyen Putin, şöyle konuştu:
Kiev'in çözüm istemediğini belirten Putin, “Donbas'taki duruma gelince, Kiev'deki yönetici seçkinlerin, çatışmayı çözmek için Minsk Önlem Paketini uygulama konusundaki isteksizliğini, barışçıl çözüme ilgi duymadığını sürekli ve alenen ilan ettiğini görüyoruz. Aksine 2014 ve 2015'te olduğu gibi Donbass'ta yeniden bir yıldırım savaşı organize etmeye çalışıyor" ifadelerini kullandı.
‘Clinton’a Rusya’nın NATO’ya alınmasını sordum’
ABD Başkanı Bill Clinton’ ile olan diyalogunu anımsatan Putin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce açık biçimde hiçbir yerde söylemediğim bir şey söyleyeceğim. 2000’de, görevinin son günlerinde olan ABD Başkanı Bill Clinton’a, Moskova ziyareti sırasında, şunu sordum: Rusya’nın NATO’ya alınmasına Amerika nasıl bakar? Bu sohbetin tüm ayrıntılarını vermeyeceğim, ama soruma olan tepki oldukça itidalli görünüyordu. Amerikalıların bu fırsata gerçekten nasıl yaklaştığını ise ülkemize yönelik pratik adımlarda görüyoruz.”
“Daha önce açık biçimde hiçbir yerde söylemediğim bir şey söyleyeceğim. 2000’de, görevinin son günlerinde olan ABD Başkanı Bill Clinton’a, Moskova ziyareti sırasında, şunu sordum: Rusya’nın NATO’ya alınmasına Amerika nasıl bakar? Bu sohbetin tüm ayrıntılarını vermeyeceğim, ama soruma olan tepki oldukça itidalli görünüyordu. Amerikalıların bu fırsata gerçekten nasıl yaklaştığını ise ülkemize yönelik pratik adımlarda görüyoruz.”
‘Amerikalılar Ukrayna ve Gürcistan’ı kullandı’
ABD’nin, 2008’de Bükreş’te yapılan NATO Zirvesi’nde, Ukrayna ve Gürcistan’ın ittifaka katılma kararını ilerlettiğini anımsatan Putin, o zaman birçok Avrupa ülkesinin tüm risklerin farkında olduğunu, ama ‘büyük partnerin’ iradesine boyun eğmek zorunda kaldığını kaydetti.
Rus lider, “Amerikalılar onları bariz Rusya karşıtı politikası için kullandı” dedi.
Putin, NATO’ya ait keşif radar sistemlerinin Ukrayna'da konuşlandırılmasının Rusya’nın hava sahasının Ural Dağları’na kadar sıkı bir şekilde kontrol edilmesini mümkün kılacağına dikkat çekti.
'Rusya’ya yönelik ani saldırı olanakları genişliyor'
Ukrayna’nın NATO’ya olası kabulünü değerlendiren Putin, “Böyle bir senaryoda Rusya'ya yönelik askeri tehditlerin düzeyinin temelden, kat kat artacağını net bir şekilde anlıyoruz. Özellikle dikkat çekiyorum, ülkemize yönelik özellikle ani saldırı tehlikesi kat kat artacak” vurgusunu yaptı.
Kiev'in nükleer silahlar hakkında yaptığı açıklamalara dikkat çeken Putin, sözlerini şöyle sürdürdü:
Kiev'in nükleer silahlar hakkında yaptığı açıklamalara dikkat çeken Putin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ayrıca Ukrayna’nın kendi nükleer silahını oluşturmayı planladığını biliyoruz, bu yönde açıklamalar yapıldı. Bunlar boş sözler değil. Ukrayna’nın taktik nükleer silah elde etmesi, ismini açıklamaya gerek olmayan ve halihazırda bu konuda çalışan diğer ülkelere göre çok kolay olacak. Özellikle de yurtdışından gereken teknik destek alması durumunda çok kolay yapar. Bu ihtimali dışlamamalıyız. Ukrayna’nın eline kitle imha silahının geçmesiyle dünya, Avrupa, bizim Rusya için durum radikal biçimde değişecek. Bu gerçekçi tehlikeye tepki vermememiz mümkün değil.”
'Rusya ile Ukrayna arasındaki ilişkilerde dış güçler rol oynadı’
Rusya ve Ukrayna arasındaki ilişkilerde kendi kadrolarını yetiştiren ve onları iktidara taşıyan dış güçlerin rol oynadığına dikkat çeken Putin, şöyle konuştu:
“Mevcut verilere göre, Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı'ndaki sözüm ona protesto kampına ABD Büyükelçiliği tarafından sağlanan maddi destek günde 1 milyon dolardı. Çok büyük ek meblağlar küstahça doğrudan muhalefet liderlerinin banka hesaplarına aktarılıyordu. Ve on milyonlarca dolar söz konusuydu. Peki, Kiev sokaklarında ve meydanlarında çıkan çatışmalarda gerçekten yaralananlara, ölenlerin ailelerine nihayetinde ne verildi? Bunu sormamak daha iyi olur"
“Ukrayna’daki tatbikatlar, NATO’nun bu ülkenin topraklarındaki askeri birliklerini hızla artırmak için bir perde olarak kullanılıyor. Üstelik Amerikalılar sayesinde modernize edilen Borispol, İvano-Frankovsk, Çuguyev, Odessa gibi hava üsleri askeri birliklerin en kısa süre içinde naklini sağlama fırsatını veriyor.”
'Ukrayna Anayasası yabancı üslere izin vermiyor, ama bunu aşmayı bildiler’
Ukrayna Anayasası'nın yabancı üslere izin vermediğini kaydeden Putin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kaydedeyim ki, Ukrayna Anayasası’nın 17. maddesi ülkede yabancı üslerin yerleştirilmesine izin vermiyor. Ama bunun kolayca aşılabildiği ortaya çıktı. Sadece üsse misyon adını vermişler ve çantada keklik. Kiev çoktan NATO’ya katılma yönünde stratejik rota ilan etti. Elbette her bir ülke kendi güvenlik sistemini seçme, askeri ittifaklar oluşturma hakkına sahip. Her şey de öyle görünüyor, ama bunun bir aması var. Uluslararası belgeler, bir ülkenin güvenliğini diğer ülkelerin güvenliği pahasına güçlendirmeme yükümlülüğünü öngören eşit ve bölünmez güvenlik ilkesini içeriyor.”
“Kaydedeyim ki, Ukrayna Anayasası’nın 17. maddesi ülkede yabancı üslerin yerleştirilmesine izin vermiyor. Ama bunun kolayca aşılabildiği ortaya çıktı. Sadece üsse misyon adını vermişler ve çantada keklik. Kiev çoktan NATO’ya katılma yönünde stratejik rota ilan etti. Elbette her bir ülke kendi güvenlik sistemini seçme, askeri ittifaklar oluşturma hakkına sahip. Her şey de öyle görünüyor, ama bunun bir aması var. Uluslararası belgeler, bir ülkenin güvenliğini diğer ülkelerin güvenliği pahasına güçlendirmeme yükümlülüğünü öngören eşit ve bölünmez güvenlik ilkesini içeriyor.”
‘NATO'ya katılan ülkeler ittifaka kompleksler ve Rus karşıtı duygular getirdi’
NATO’nun genişlemesine değinen Putin, “Rusofobi ticareti yapan Doğu Avrupa ülkelerinin yetkilileri, ittifaka Rus tehdidi ile ilgili komplekslerini ve klişelerini getirdi. Her şeyden önce Rusya'ya karşı konuşlandırılması gereken kolektif savunma potansiyellerini büyütmekte ısrar etti” vurgusunu yaptı.
‘NATO'nun Rusya gibi büyük bir ülkeye ihtiyacı yok, Amerikan politikasının özü bu’
NATO’nun Rusya’nın güvenlik alanındaki önerilerine yönelik tutumunu değerlendiren Putin, şöyle konuştu:
“Tüm bunlar neden, neyin uğruna diye sormak istiyorum. Tamam, bizi dost ve müttefik olarak görmek istemiyorsunuz, peki neden bizi düşman yapıyorsunuz? Tek bir yanıtı var. Mesele bizdeki siyasi rejim ya da başka bir şey ile ilgili değil. Sadece Rusya gibi büyük, bağımsız bir ülkeye ihtiyaçları yok. Tüm soruların cevabı da bu. Amerika'nın Rusya'ya yönelik geleneksel politikasının kaynağı da budur. Güvenlik alanındaki tüm önerilerimize yönelik tutum da bundan kaynaklanıyor.”
ABD’nin Kiev Büyükelçiliği yolsuzlukla mücadeleyi kontrol ediyor, ama yolsuzluk daha çok arttı’
ABD’nin Kiev Büyükelçiliği yolsuzlukla mücadeleyi kontrol ediyor, ama yolsuzluk daha çok arttı’
“ABD, Kiev’deki büyükelçilik aracılığıyla Ukrayna Ulusal Yolsuzluk Önleme Ajansı’nı, ulusal yolsuzlukla mücadele bürolarını, özel yolsuzlukla mücadele savcılığını ve Yüksek Yolsuzlukla Mücadele Mahkemesi’ni doğrudan kontrol ediyor. Tüm bunlar, yolsuzlukla mücadelenin etkinliğini artırma bahanesiyle yapılıyor. Peki, ya sonuç nerde? Yolsuzluk eskiden de çok fazlaydı, şimdi eskisinden da fazla. Ukraynalıların bu kontrol yöntemlerinden haberdar mı? Ülkelerinin siyasi ve ekonomik himayenin ötesinde, kukla rejimine sahip sömürge düzeyine getirildiğinin farkında mı?”
'Rusya’ya karşı da askeri eylem organize etmek istiyorlar’
“Ukrayna, 2021’in mart ayında yeni askeri strateji kabul etti. Bu strateji, Rusya’nın Kırım Cumhuriyeti’nde ve Donbass topraklarında aslında terörist olan yeraltı organizasyonunu öngörüyor. Bu stratejide öngörülen savaşın çizgileri de belirtiliyor.”
'Ukrayna ordusunun komutları doğrudan NATO karargahlarından veriliyor olabilir’
Rus lider, “Son yıllarda Ukrayna’da tatbikat bahanesi ile NATO ülkelerinin askeri birlikleri, Ukrayna topraklarında neredeyse sürekli olarak varlık gösterdi. Ukrayna birliklerinin komuta ve kontrol sistemi artık NATO'dakilerle entegre edilmiş durumda. Bu, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin komutasının, hatta bireysel birimler ve alt birimlerin komutasının doğrudan NATO karargahından gerçekleşebileceği anlamına geliyor. ABD ve NATO, potansiyel askeri operasyonların sahnesi olarak Ukrayna topraklarını arsızca ıslah etmeye başladı” diye konuştu.
‘Batı silahları sürekli olarak Ukrayna'ya geliyor, yabancılar durumu kontrol altında tutuyor’
Putin, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Kiev rejiminin askeri bakımdan ne kadar ısrarla pompalandığını görüyoruz. ABD, 2014'ten bu yana silah, teçhizat ve uzmanların eğitimi de dahil olmak üzere bu amaçlar için milyarlarca dolar yönlendirdi. Son aylarda Batı silahları, Ukrayna'ya göstere göstere, sürekli bir akış halinde gönderiliyor. Ukrayna silahlı kuvvetlerinin ve özel servislerinin faaliyetleri yabancı danışmanlar tarafından yönetiliyor. Bunları iyi biliyoruz.”
Konuşmasında Ukrayna topraklarının NATO güçleri tarafından Rusya’ya karşı kullanıldığı eleştirisini yapan Putin şunları söyledi: “(Ukrayna’nın) Oçakov kentinde Amerikalılar tarafından kurulan deniz harekatları merkezi, Rusya’nın Karadeniz Filosu ile Karadeniz kıyılarının tamamındaki altyapımıza karşı yüksek hassasiyetli silahlar kullanılması dahil, NATO gemilerinin eylemlerini gerçekleştirmesine olanak sağlıyor. ABD zamanında, Kırım’da da benzer tesisler kurmak niyetindeydi, fakat Kırım ve Sivastopol sakinleri bu planlarını bozdu. Bunu her zaman hatırlayacağız."
Putin'den Osmanlı açıklaması
Putin, Rusya ile olan ortak geçmişini reddeden Ukrayna’nın şu anki topraklarına sahip olmasında Rus İmparatorluğu askerlerinin eylemlerinin payı olduğu hatırlatmasını yaptığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Böyle bir merkez Oçakov’da bugün mevcuttur. 18. yüzyılda bu şehir için (Rus komutan) Aleksandr Suvorov’un askerlerinin savaştığını anımsatmak isterim. Onların cesareti sayesinde burası Rusya’nın parçası hâline geldi. O dönem 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan savaşların sonucunda Rusya’nın parçası hâline gelen Karadeniz toprakları Novorossiya (Yenirusya) adını aldı. Şimdi tarihin bu kilometre taşlarını -Rus İmparatorluğunun askeri figürlerinin isimlerinin unutulup gitmesi için çabaladıkları gibi- unutturmaya çalışıyorlar. Hâlbuki bu figürlerin emekleri olmasa bugünkü Ukrayna’nın çok sayıda büyük kenti olmazdı, hatta Karadeniz’e çıkışları dahi olmazdı.”
Ukrayna’nın kendi geçmişinin bir kısmını reddederken bir kısmına sahip çıkmasının tutarlı olmadığı eleştirisini yapan Rusya Devlet Başkanı şu ifadeleri kullandı:
“Kısa bir süre önce Poltava’da Aleksandr Suvorov’un bir heykelini yerinden kaldırdılar. Buna ne denir? Kendi geçmişinizi mi reddediyorsunuz? Rus İmparatorluğu’nun sözde sömürgeci mirası mı reddettiğiniz? Öyleyse bu reddedişinizde tutarlı olun.”