Bakan Karaismailoğlu, CNN Türk'te katıldığı programda 1915 Çanakkale Köprüsü ile ilgili olarak açıklama yaptı.
Karaismailoğlu, geçiş ücretlerine ilişkin olarak, "Bu projenin bir finans modeli vardır. Buraya yatırılan bir miktar var. Bunun üzerine her yıl eklenen işletme maliyetleri ve yurt dışı finans maliyetleri var. Biz bunu tabi ki vatandaşımıza yansıtırken en az yük ne kadar gelecekse ve maksimum araç hangi şekilde geçmesi gerekiyorsa bunu cumartesi günü açıklayacağız" ifadesini kullandı.
'Maksimum araç hangi ücretle geçer onun araştırmasını yapıyoruz'
Karaismailoğlu, "Feribotta saatlerce süren bir yolculuk için ortalama 100 lira ücret ödüyorsunuz otomobil için. Kişi başı da 6 lira ödüyorsunuz. Burada 6 dakikada bir geçiş süreci var. İnşallah önümüzdeki hafta Cumhurbaşkanımız bunu açıklayacak. Ayrıca biz simülasyonlar yapıyoruz. Maksimum araç hangi ücretle geçer onun araştırmasını yapıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bunu açıklayacaktır. Osmangazi Köprüsü 2 bin 900 metre uzunluğunda 184 lira ücret alıyoruz. Burası 4 bin 600 metredir. Makul bir şey çıkacaktır. Vatandaşa en az yük olacak bir bedel belirlenecektir" diye konuştu.
'Çanakkale Boğazı’nda alternatif bir geçiş yolu yok'
Karaismailoğlu ayrıca şunları söyledi:
"Çanakkale Boğazı’nda alternatif bir geçiş yolu yok. Sadece feribot var. 1 saat feribot kalktığında 1 saat ile yarım saat arası sürüyor. Ama hiçbir zaman yarım saatte geçemiyorsunuz. Trafik sıkışıklığı, hele sisli havalarda zaten artık seyahat yok. Belki günler süren sıkıntılar yaşanıyor. Ama köprü bittiğinde tam 6 dakika. Zamanın kıymetini biliyorsunuz ayrıca can ve mal kayıpları biz bunların hepsini cebimize koyacağız. Hem ülke olarak hem vatandaş olarak kazanacağız.
Yap-işlet-devret modeli
2 boğaz arasında bir geçiş yoktu. Bunun bedeli uzmanlarımız tarafından hazırlandı. 2 milyar 545 milyon liralık bir para lazımdı. Bizim devlet olarak kısa vadede buraya hazırlayacak bütçemiz yoktu. Benim önemli bir altyapı açığım var onu kısa sürede tamamlamam gerekiyor, küçük bir bütçem var. Altyapı açığını kısa sürede tamamlamam gerekiyordu. Onun içindir yap-işlet-devret modeli. Bunun yapım ve işletme süresi vardır. Açık bir ihale yapıp bu işi yapabilecek firmalar gelirler. Ben 2 milyar 545 milyon liralık projeyi yapmaya taahhüt ediyorum şu kadar süre ben projeyi işleteceğim diyor. Bunu teklif ediyor. Yarışma sonucunda bizde onları inceliyoruz. Kamu açısından en uygun teklifi biz seçiyoruz ve onu kabul ettikten sonra bir sözleşme yapıyoruz.
Bunun içerisinde sırf yapı maliyeti yok. İşletme maliyetleri de yükleniyor. Avrasya Tüneli mesela 1.250 milyon dolarlık bir projedir. Orada devletten 1 kuruş çıkmamıştır. Geçen sene geçişin eksik kalan kısımlarını 450 milyon lira olarak verdik. Onu devlet yapmış olsaydı 1.250 milyon dolar para çıkacaktı her yıl işletmeye 500 milyon lira para çıkacaktı.
'İlk aşamada devletten hiçbir şekilde para çıkmıyor'
İlk aşamada devletten hiçbir şekilde para çıkmıyor. 2034 yılında burası tamamen devletin olacaktır. Bunu devlete teslim ederken sıfırdan yapılmış gibi ağır bakımlarını yapıp o şekilde teslim edecektir.
Buradaki bütün işletme giderlerinin hepsi firmaya ait olmak üzere 2 milyar 545 milyon liralık bir proje devletin bir kıymeti olmuştur. 2034 yılına geldiğimizde işletmeci burayı sıfırdan yapılmış gibi devlete teslim edecek."