Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Oleg Sıromolotov, Suriye’de, uluslararası terör tehdidinin kaynağı olan ABD kontrolündeki topraklardaki durumdan duydukları endişeyi dile getirdi.
Rus siyaset bilimcisi, Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi üyesi Kirill Semenov, Sputnik’e açıklamasında, “ABD, Suriye’deki askeri varlığını IŞİD’le mücadelenin bir unsuru olarak göstermesine rağmen, kontrolündeki bölgede terör faaliyetlerini tamamen ortadan kaldıramadı. Aslında IŞİD’le mücadele ABD tarafından, Suriye’deki askeri varlığının sürdürülmesini meşrulaştırmak için bir bahane olarak kullanılıyor. Ama aslında IŞİD’in etkinliğini tamamen bastırma durumunda değiller. Haseke’deki son olaylar bu görüşün tetikleyicisi olmuştur” ifadesini kullandı.
Diğer yandan ABD’nin Suriye’deki terörle mücadelede ettiğini inkar etmenin doğru olmadığını söyleyen Semenov, “Neyin iyi neyin kötü olduğu karşılaştırıldığında anlaşılıyor. ABD, Suriye’den birliklerini çıkarsaydı ve Demokratik Suriye Güçleri’ne desteğini tamamen kesseydi oradaki durum ne olurdu? Muhtemelen kolay olmazdı. ABD’nin terörle mücadelede hiçbir çabada bulunmadığını söylemek yanlış olur. Elbette IŞİD’in bölgedeki faaliyetini bastırma konusunda katkıları var. Ancak henüz bu grubun faaliyetleriyle tam olarak başa çıkamadılar”
Rus uzman, terör gruplarının Suriye’deki faaliyetlerinin geniş coğrafyasına da dikkat çekti.
IŞİD militanlarının, DSG kontrolündeki bölgelerde faaliyet göstermeye devam ettiğini söyleyen Semenov, “IŞİD’in İdlib’de de varlığı olduğunu görüyoruz. ABD bu bölgede IŞİD lideri Ebu İbrahim el-Kureyşi’yi yok etti. IŞİD hücrelerinin faaliyeti Suriye çölünde, yani Beşar Esad güçlerinin kontrolündeki bölgede de tespit ediliyor. Gerçi orada, örneğin Haseke’de olduğu gibi büyük operasyonlar yaşanmıyor. Yine de Suriye ordusunun bazı birliklerine saldırılar düzenli olarak yaşanıyor” dedi.
Rus uzman, “Suriye’de IŞİD’e karşı mücadele çabalarının birbiriyle ve Şam’la koordine edilmesi gerekiyor. Terörün yayılmasının kaynağı, Suriye’nin kuzeydoğusundaki DSG güçlerin kontrol ettiği bölgeler de batı bölgeleri de olabiliyor. Bu nedenle terörle mücadele, tüm uluslararası topluluğun ortak çabaları konusudur” yorumunda bulundu.