DÜNYA

Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyor: ‘ABD ve NATO karşıtı siyasetler yükselişte’

Fransa, ilk turu 10 Nisan’da düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklandı. Sarı Yelekliler, Kovid-19, göçmen politikaları, uluslararası krizler gibi birçok zorlukla karşı karşıya kalan Macron’un yeniden aday olması bekleniyor. Peki seçimde güçlü adaylar kimler ve iktidarı almaları durumunda nasıl bir dış politika izlemeleri bekleniyor?
Sitede oku
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna 14 Mayıs 2017'de oturan Emmanuel Macron'un görev süresi 13 Mayıs 2022'de sona eriyor. Fransız yasalarına göre cumhurbaşkanı seçimi görevdeki cumhurbaşkanın görevi sona ermesinden en az yirmi gün ve en fazla otuz beş gün önce yapılması gerekiyor. Buna göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun 10 Nisan’da, burada yeterli çoğunluk sağlanamazsa ise 24 Nisan’da ikinci turunun yapılması planlanıyor.
Mevcut Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, henüz açıklamasa da seçimde aday olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Seçimlerde yarışacak diğer güçlü adaylar ise merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisi’nin (LR) adayı Paris'in de içinde olduğu Ile-de-France bölgesi Başkanı Valerie Pecresse, aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisinin (RN) lideri Marine Le Pen, aşırı sağcı gazeteci ve yazar Eric Zemmour, Yeşiller Partisi’nin (EELV) Başkanı ve Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Yannick Jadot, Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi’nin (LFI) lideri Jean-Luc Melenchon ve merkez sol Sosyalist Partisi’nin (PS) adayı Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo yer alıyor.

‘Yeni sağ’ hareketler, siyasette dinamik bir güç unsuru haline geldi’

Fransa’daki seçimleri Sputnik’e değerlendiren Siyaset Bilimci Onur Sinan Güzaltan,Fransa'da siyasi tabloya baktığımızda, tıpkı 2002 ve 2017 seçimleri gibi bir yanda liberal sol olarak isimlendirebileceğimiz, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un başını çektiği kanat diğer yanda ise Marine Le Pen ve sürpriz aday Eric Zemmour'un temsil ettiği ‘yeni sağ’ siyasi hareketleri görüyoruz. Valeri Pecresse ise tipik merkez sağ söylemlerin sözcüsü durumunda. Yeni bir söylem sunmayan Pecresse, anketlerde ikinci sirada gözükse de önümüzdeki dönemde düşüşe geçmesi muhtemel. Diğer yandan Fransız Komünist Partisi'nin adayı Fabien Roussel'in de ABD ve NATO karşıtı ve sınıf vurgusunu öne çıkaran söylemlerinin Fransız halkı nezdinde karşılığı olduğunu belirtelim. İrili ufaklı sol partilerin ortak adayı Jean Luc Melenchon da geçen seçimlerdeki oy oranını artırabilir” ifadelerini kullandı.
DÜNYA
Fransa Cumhurbaşkanı adayı Le Pen, ülkeyi NATO’dan çekmeyi vaat etti
Çalışmalarını Moskova’daki Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi’nde (RUDN) sürdüren Güzaltan, “Avrupa'nın geri kalanı gibi Fransa'da özellikle işçi sınıfı ve orta sınıf arasında destek bulan ‘yeni sağ’ hareketler, siyasette dinamik bir güç unsuru haline gelmiş durumda” yorumunu da ekliyor. Güzaltan’ın görüşleri şöyle:

Bu hareketler, dış politikada ABD, Avrupa Birliği (AB) ve NATO'ya karşı mesafeli ve egemenlik vurgusunu öne çıkaran söylemler, iç politikada ise giderek ağırlaşan ekonomik, sosyal ve kültürel krizin faturasını göçmenlere kesen siyasetler üzerine oturuyor. ‘Yeni Sağ’ın yükselişi, Macron gibi liberal isimlerin dahi ABD ve NATO konularında daha bağımsızlıkçı siyasetler ve göçmenlere karşı daha sert siyasetler izlemeye zorluyor. Fakat Fransa'da II. Dünya Savaşı'ndan bu yana merkez dışındaki ‘sağ’ söylemlere karşı bir halkın çoğunluğunda bir antipatinin var olduğunu belirtmek gerekiyor.

ABD ve NATO ilişkilerinde neler bekleniyor?

“Fransa'da ağırlaşan ekonomik kriz sonrası sol ve sağ siyasette, neoliberal düzenin sahibi olarak kabul edilen ABD ve önderliğini yaptığı NATO karşıtı siyasetler yükselişte” diye vurgulayan Güzaltan, “Macron ve benzerleri AB’nin ABD'yi dengelemek adına bir güç olduğunu savunurken, sol partiler ve ‘yeni sağ’ hareketler arasında AB'yi de tıpkı ABD gibi krizin sorumlusu olarak gösteren söylemler kuvvetleniyor. Bir bütün halinde Fransa'daki ABD karşıtı havayı yansıtması bakımından, Macron'un ekonomi bakanı Bruno le Maire'in Ukrayna kriziyle bağlantılı olarak söylediği ‘Amerikalıların bizi istemediğimiz bir konuma sürüklemesine izin vermeyelim. Bizim çıkarlarımız ABD'ninkinden farklı’ ifadelerini not etmekte yarar var. Ayrıca Fransız ordusu ve bürokrasisi içinde, Charles de Gaulle döneminden miras ABD ve NATO karşıtı ve Rusya dostluğunu savunan bir damar olduğunu da belirtelim. ABD'de bu durumun farkında ve Ukrayna krizinin de gösterdiği üzere Avrupa-Rusya ilişkilerini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Bu noktanın altını çizmekte yarar var: ABD, Ukrayna krizi üzerinden Avrupa-Rusya ilişkilerini baltalamayı amaçlıyor” diye de ekliyor.
Fransa aynı zamanda NATO’dan bağımsız ‘Avrupa Ordusu’ kurulması fikrinin de öncülüğünü yürütüyor.

AB politikaları nasıl olacak?

Fransa, Almanya ile birlikte AB’nin lokomotif gücünü oluşturuyor. Peki, Nisan 2022’den sonra Fransa’nın AB politikalarında neler bekleniyor? Güzaltan, şunları söyledi:

Merkez sol ve sağ adaylar AB ile yola devam etme konusunda hemfikirler. AB konusunda çatlak ses ‘yeni sağ’ adaylar Le Pen ve Eric Zemmour'dan geliyor fakat bunların da iktidarı alması halinde AB projesinden bir anda çekilebileceklerini söylemek güç. Fransız siyasi eliti tıpkı Avrupa'nın geri kalanı gibi küresel bir kırılma anından geçtiğimizin farkında... ABD'nin güç kaybettiği diğer yandan Rusya ve Çin'in kuvvet kazandığı böylesine bir döneme AB gemisiyle girmenin daha faydalı olacağı ve yeniden şekillenen dünyada bu suretle yer bulmanın daha kolay olacağının farkındalar. Dolayısıyla hangi aday seçilirse seçilsin, Fransa'nın AB siyasetlerinden kolay kolay geri atmayacağı bir süreçteyiz.

DÜNYA
Macron-Le Pen döngüsünü kıracak aday peşindeki Fransa'nın ilk kadın cumhurbaşkanı Pecresse olabilir

Türkiye ile ilişkilerde neler bekleniyor?

Türkiye ve Fransa ilişkileri son yıllarda yükselen İslamofobi, Doğu Akdeniz ve göçmen politikaları gibi birçok konuda kötü seyrediyor. Güzaltan da “İki ülke, Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika'da farklı cephelerde yer alıyorlar” diyerek şunları belirtiyor:

Elbette bu rekabetin Fransa'da yaşayan Türk vatandaşları üzerinde de olumsuz etkileri oluyor. Fransa'da sağ ve sol siyasi hareketlerin içinde Türkiye'ye yönelik yoğun bir eleştiri var ve açıkçası Türkiye'yle ilişkileri düzeltmeyi savunan bir siyasi ses yok. Önümüzdeki süreçte Ankara ve Paris arasında ilişkilerin düzeleceğini söylemek güç.

Yorum yaz