İzvestiya gazetesine demeç veren Yerhov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin düşürülmesi için arabulucu olma inisiyatifini yorumladı.
Yerhov, "Birincisi, Ukrayna etrafındaki gerilim, hem coğrafi yakınlık hem de çeşitli bölgesel askeri ve siyasi ittifaklar nedeniyle Ankara'yı ciddi şekilde endişelendiriyor. Bu nedenle, burada gerilimin tırmanmasını istemeyen Türkiye, çözüme mümkün olduğunca yardımcı olmayı içtenlikle istedi ve böyle bir arzu elbette övgüye layık. İkincisi, Türkiye, bilindiği gibi, çerçevesi ve algoritması, çeşitli 'iyi niyetli hizmetler', 'arabuluculuk' ve benzeri eylemlerle 'siyasi puan' kazanma isteğine tamamen organik olarak oturan çok aktif bir dış politika izliyor. Bu arada, bunda yanlış bir şey de yok. Buna diplomasinin ABC'si deniyor" ifadelerini kullandı.
'Siyasetçilerin büyük bölümü doğal olarak bu inisiyatifi destekliyor'
Türk basınında ve siyasi çevrelerinde Ankara'nın arabuluculuğuyla ilgili çok geniş kapsamlı bir tartışma yaşandığını ve gazeteciler ile siyasetçilerin büyük bölümünün doğal olarak bu inisiyatifi desteklediğini kaydeden Yerhov, bazılarının da Ankara ile Kiev arasındaki askeri-teknik bağlara atıf yaparak Türkiye'nin tarafsızlığından şüphe duyduğunu belirtti.
Bazı kesimlerin ise Rusya'nın Batı'dan hukuken bağlayıcı güvenlik garantileri alamayacağını, Batı'nın Rusya'yı dinlemek istemediğini ve dinlemeyeceğini düşündüğüne dikkat çeken Yerhov, bu nedenle Moskova'nın Erdoğan ve Zelenskiy'le anlaşması gerektiğini savunduğunu anlattı. Yerhov, "Genel itibarıyla, arabuluculuk yok ancak sıcak tartışmalar var. İlgi çekici" diye ekledi.
'İdlib'de oldukça ilginç gelişmeler yaşanıyor'
İdlib'deki durumla ilgili bir soru karşısında bölgede oldukça ilginç gelişmeler yaşandığını yanıtını veren Yerhov, "Bölgesel basın-yayın kuruşlarının haberlerine göre, kötü üne sahip Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ve sözde yöneticisi Ebu Muhammed el Culani son haftalarda son derece aktifleşti. (El Culani'nin) Sivil kıyafetler giydiği, çeşitli seremonilere katıldığı, yollar açtığı, insani yardım dağıttığı söyleniyor. Genel itibarıyla, kontrolü altındaki teröristleri başarıyla yönetebilecek etkili bir yöneticisi rolü oynuyor. Diğer taraftan, haberlere göre, HTŞ'de yer almayan çeşitli küçük grupları ciddi şekilde 'sıkıştırdı', militanları oradan yanına çekiyor ve yabancılara ısrarla İdlib'i terk etmelerini tavsiye ediyor" diye konuştu.
Bu adımların HTŞ'nin yeniden markalandırılması ve ılımlı muhalefet olarak sunulması yönünde çabalar olabileceğini akıllara getirdiğini kaydeden Yerhov, ancak bu örgütün tüm terör listelerinde yer aldığının ve terör örgütü olmaya devam ettiğinin unutulmaması gerektiğini vurguladı.
'Sputnik Light aşı sertifikalarının tanınması konusunda ilerleme yok'
Bu arada Yerhov, Türkiye Sağlık Bakanlığı'yla Sputnik Light aşı sertifikalarının tanınması konusunda yürütülen görüşmelerde 'maalesef henüz bir ilerleme kaydedilmediğini', çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
'Türkiye'de sürekli tetikte olmanız gerekiyor, rehavete kapılamazsınız'
Yerhov, Türkiye'deki diplomatların çalışmalarında öne çıkan özellikler hakkında ise şunları söyledi: "Birçok özellik var. Sanırım bunların en önemlisi, daha önce bahsettiğim şeyden, modern Türkiye'nin dış politikasının çok aktif ve dinamik olmasından kaynaklanıyor. Her şeyle ilgileniyor, burada her gün bir şeyler oluyor. Yani tepki vermen, düşünmen, plan yapman gerekiyor, sürekli tetikte olmanız gerekiyor, rehavete kapılamazsınız. Türkiye'de diplomatlara böyle bir çalışma ortamı düşüyor. Bu ülke Rusya için her zaman önemli oldu, buraya atanmak her zaman zor ve onur verici kabul edildi."