Türkiye’de yeni yıl ile beraber elektrik faturalarında kademeli tarifeye geçildi. Buna göre elektrik faturaları iki kademeden fiyatlandırılıyor. Gelen şikayetler üzerine 210 kilovata çıkarılan ilk kademedeki harcama yüzde 52 zamlanırken, bunun üzerine çıkan kullanımda yüzde 127 oranında bir fiyat artışı uygulanıyor. Yani, 4 kişilik bir ailenin ortalama kullanımı olan 230 kWh tüketim, elektrik faturasına 329 lira olarak yansıyor.
Gelen zammın üzerine, sosyal medya kullanıcıları faturalarını paylaşarak tepki göstermeye başladı. Sanatçı ve ünlülerin de eleştirdiği elektrik zammına son olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘zamlar geri alınana kadar ödemeyeceğim’ çıkışı yaptı. Son olarak AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ "Önümüzdeki süreçte hem esnafla ilgili hem genel faturalarla ilgili bir çalışma Bakanlık tarafından yürütülüyor” açıklamasında bulundu.
Peki, elektrik zamlarından kurtulmanın yolu güneş enerjisinden mi geçiyor? Apartman dairelerine kurulabilir mi? Maliyeti ne kadar ve ihtiyacı karşılayabilir mi? Solarçatı CEO’su Utku Korkmaz, Sputnik’e anlattı.
‘Güneş enerjisi sistemi öncelikle müstakil çatısı ve aboneliği olan evler için kolay uygulanabilir’
Korkmaz’ın aktardığına göre, güneş enerjisi sistemleri dikey yapılanmalar için tüm ihtiyaçları karşılayamıyor. Ancak müstakil evlerde bunun geçerli olmadığını belirten Korkmaz “İnsanlar bu konuyu değerlendirirken apartmanlar ve dikey binalar için değerlendiriyor. Bu konu öncelikle müstakil çatısı ve aboneliği olan evler için kolay uygulanabilir. Apartmanlardaki ortak alanlar için uygulanabilirliği mevcut. Yani, ortak alanlardaki aydınlatma ve asansör gibi giderler için bir karar alıp, bu şekilde toplu olarak kurabilirler. Apartmanlarda yeterli çatı alanı olmadığı için bu şekilde. 10-20-30 tane dairenin, çok katlı bir apartmanın tamamının elektrik faturasını karşılayabilecek kadar bir çatı alanı mevcut değil. Bu sadece müstakil ve lüks evler için değil, aynı zamanda Anadolu’daki mütevazi olan müstakil evler için de çözüm olabilir. Çünkü bunun her ne kadar iyileştirilecek noktaları olsa da artık mevzuatı yazılmış durumda. Herhangi bir elektrik abonesi kendi çatısında elektrik üretip bunu kendi iç tüketiminde kullanarak ve aynı zamanda fazlası olduğunda da şebekeye satarak elektrik faturasını sıfırlayabilir, hatta bu durumdan para da kazanabilir” ifadelerini kullandı.
Solar enerji sistemlerinin ortalama maliyeti ne kadar?
Bu sistemlerin maliyetlerinin ortalama ne kadar olduğunu aktaran Korkmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Elektrik faturası yaklaşık 1250 lira gelen bir ev için bugün bu sistemin kurulum maliyeti takribi olarak 120 bin lira civarında. Yani ayda 1250 liralık bir fayda sağlamak için yaklaşık 120 bin liralık bir yatırım yapmak gerekiyor. Bu da 7.5 senede kendini ödüyor. Bu ilk başta uzun bir süreymiş gibi görünse de, ölçek büyüdüğünde ve daha güneşli olan güney illerine gidildiğinde bu süre bir ev için dahi, 4.5-5 senelere kadar gelebiliyor. Bu süreler çok anlamlı. Burada karşılaştırmayı evin kendisinin geri dönüş süresi özelinde yapmak lazım. Yani bir evin kendisi Türkiye’de 22 senede kendini kirasıyla öderken, evin üzerine yapacağınız bir solar çatı sistemiyle aslında 5 senede kendini amorti eden bir sistem kurmuş oluyorsunuz. Aslında eve de değer kazandırmış oluyorsunuz. Müstakil ev üreten inşaat şirketleri için de sıfır elektrik faturalı ev üretmeyi vaat ediyor. Bu konular artık hayatımız hep bir parçası olacak, önümüzdeki süreçte hep konuşacağız. Sanayi kuruluşlarında geri dönüş süresi ölçek ekonomisi devreye girdiği için çok daha hızlı. Sanayi tesislerinde artık bu sistemler 3 ila 5 senede geri öder durumda.”
Hemen elektrik üretmeye başlıyor mu?
Güneş enerjisi sistemlerinin 6 ay civarında bir kurulum süreci olduğundan bahseden Korkmaz, “Önce dağıtım şirketine bir başvuru yapıyorsunuz. Bu başvuru 2 ayın sonunda sonuçlanıyor. Sonuçlandıktan sonra, eğer olumluysa, bu doğrultuda güneş enerji santraline ait elektrik ve statik projelerine çizerek bunları onaylatıyorsunuz. Onaydan sonra ilgili projelere uygun kurulumları gerçekleştiriyorsunuz. Sonrasında ise kabulünü yapıyorsunuz. Buradaki süreç bir işletme için, bir şirketle anlaşmasından itibaren 6 ay gibi düşünebiliriz. Maalesef meskenlerde de aynı şekilde. Sadece meskenlerin çok küçük ölçeklerinde, 0-3 kilovatta, başlangıçtaki 2 ay bekleme süresi yok. Ama meskenlerde de 3 kilovatın üzerindeki sistemlerde maalesef benzer süreler mevcut. Zaten bürokrasi ile ilgili hızlanması, iyileşmesi gereken taraf da 3 kilovat üzeri evsel sistemlerdeki onay ve kabul süreçlerinin hızlanması” dedi.
‘Taleplere yetişemiyoruz, bu sebeple sınırlama getirmek zorunda kaldık’
Mevcut durumda bir talep artışı olduğuna da vurgu yapan Korkmaz “Şu anda taleplere yetişemiyoruz. Bu yüzden talepleri de sınırlamak zorunda kaldık. Her ay ancak belirli sayıda müşteriye hizmet sağlayabiliyoruz. Eğer o ayın kotası dolmuşsa müşterimizle de bu iletişimi kurarak ‘size ancak bir sonraki ay hizmet sağlamaya başlayabiliriz’ diyoruz. Gerçekten bizim tarafta ciddi bir yoğunluk mevcut. Bizim aslında 2 tane markamız ve şirketimiz var. Biri Solarçatı, diğeri ise Çatıges markası. Solarçatı markasıyla bireylere hizmet verirken, Çatıges markası ile de şirketlere, sanayi kuruluşlarına ve fabrikalara hizmet veriyoruz” diye konuştu.