Antalya'da Alakır Vadisi'nin can damarı Alakır Nehri'nin kaynaklarının olduğu el değmemiş yaban ormanının yol açılmak için kesilmesi, bölgedeki çevrecilerin tepkisini çekti.
Alakır Nehri Kardeşliği'nden Tuğba Günal, RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na süreci anlattı.
Günal, "Alakır Nehri’nin su kaynaklarının olduğu bölgeyi hidroelektrik santralinden koruyarak ‘hassas alan’ ilan ettirmiştik ama Kumluca Orman İşletme Müdürlüğü ormanın içerisinden yangın yolu açılacağını iletti. Bu bölgede hiç yangın olmamış çünkü insan girişinin olmadığı bir yer. Bu haberi aldığımızda tam da Manavgat’taki yangınların olduğu zamanlardı ve biz de her ne kadar ağaçların kesilmesine karşı olsak da çok fazla karşı duramadık. 'Ormana zarar vermeden kesim yapacağız' dediler ama köylülerin arazilerinin yanlarından geçen yerlerin yol olmasını isteyen kişiler var ve birdenbire yangın yoluyla köy yolu birleştirildi gibi oldu" ifadelerini kullandı.
"Nasıl bir yol açılmış acaba diye baktığımızda inanılmaz bir manzarayla karşılaştık" diyen Günal, şöyle devam etti:
"Bütün hafriyat koruma altına aldırdığımız alana dökülmüş, ağaç kökleri etrafa fırlatılmış ve dere yatakları kapatılmış. İlkokul öğrencisi bile orayı görse 'Yangın yolu bu şekilde açılmaz' der. CİMER üzerinden şikayette bulunduk. Henüz yolun bir kısmının açıldığını ve bu yolun devam etmemesini gerektiğini belirttik ve oraya kapının konmasını istediğimizi yazdık, çünkü insan giriş çıkışı olduğu anda yangınlara açık hala asıl bu sefer gelmiş oluyor. CİMER'in bu cevabı, 'Tapılan bütün işler mevzuata uygun yapılmıştır’' oldu. Konuyu anlatamadığımızı düşünerek CİMER'e tekrar yazdık ama tekrar aynı cevabı gönderdiler."
İmza kampanyası başladı
Change.org'da imza kampanyası başlatıldığı bilgisini paylaşan Günal, "Hem burada olanları insanlara göstermek için hem de bizlere destek olurlarsa belki sesimiz bir başkasına da ulaşır. Belki açtıkları bu yol bu kara ile kalır ve daha ileri gitmez. Küçük bir havzadan bahsediyoruz ve bu su kaynağı bu havzanın tek su kaynağı. Bu su kaynağı Kumluca'daki seralara gidiyor ve Türkiye'nin birçok gıdası üretilmiş oluyor. Eğer o ağaçları nehre atarsanız, hafriyatı dökerseniz, Kastamonu'da olanları unutmadık hatırlıyoruz. Ağaçları nehre neden attıklarını öğrendim, çünkü maliyeti var. Hafriyatı kepçeyle alıp bir başka yere götürmenin maliyeti diyorlar ama doğaya vereceği zararı düşünemiyorlar" diye konuştu.
Günal, hafriyatın nehre atılmaması ve yangın yolu açılacaksa kurallara uygun olarak açılması gerektiğine vurgu yaparak şunları söyledi:
"Yangın yolu insan girişine kapalı olur eğer açarsanız arabalar geçecek hatta belki kaçak avcılık başlayacak. Belki de bir sigaradan dolayı yangın olmayacak bir yerde yangına neden olacak. Sorun bir tane değil. Adrasan'a 120 kilometre boyunca oradaki oteller için Alakır Nehri'nin su gözünden su götürülüyor. Gün geçtikçe buradaki sular azalacak. İleriyi düşünmek gerçekten çok korkutucu. Belki ileride bu vadide su kalmayacak çünkü insanların tüketimini karşılamaya yetmeyecek. Doğa, bizim tüketimimize yetmeyecek kadar gözüküyor. Ağacından suyundan böyle bilinçsizce faydalanmaya devam edersek geleceğimiz parlak gözükmüyor."