Kadıköy'de 2001 yılında 12 yaşındaki Hande Çinkitaş'ın başına çekiçle vurulup boğazının kesilerek öldürülmesine ilişkin Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, haklarında konutu terk etmeme adli kontrol tedbiri uygulanan sanıklar baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş katıldı.
Müdahil Handan Yılmazer ile müşteki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nı ise avukatları temsil etti.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen Y.A.V, Hande Çinkitaş'ın yaşadığı apartmanda yönetici olduğunu ve olay günü evde bulunmadığını söyleyerek, "Bana telefonla bildirildi. Hatırladığım kadarıyla kapıcımız ve komşulardan birisi veya annem beni aramıştı. Doğrudan daire kapısına çıktım. Bizi içeri almıyorlardı, çok fazla polis vardı. Olayı oraya gittiğimde öğrendim" dedi.
İşkence ya da eziyet çektirme kastının yönelik delil yok
Görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, mütalaasının hazır olduğunu belirterek, mahkemeye sundu.
Okunan mütalaada sanıkların birlikte hareket ederek Hande Çinkitaş'ı, 4 Ocak 2001 sabahı 08.30 ile 08.50 arasında eve girmesinin ardından çekiçle başına vurup boğazını ve vücudunun muhtelif yerlerini bıçaklayarak öldürdükleri belirtilerek, sanıkların daha sonra evden ayrıldıkları öne sürüldü.
Mütalaada sanıkların Hande Çinkitaş'ı sırf öldürmek ve acı çekmesinden zevk duymak için vahşice hareketlerle öldürdükleri, öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastının da bulunduğuna yönelik delil olmadığının kabul edildiği kaydedildi.
Suç tarihinde 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) yürürlükte olduğuna işaret edilen mütalaada, "adam öldürmek" fiilinin evlatlığa karşı birden fazla kişiyle işlenmesinin "nitelikli hal" sayıldığı, yeni TCK'de bu iki durumun da "nitelikli hal" sayılmamasına rağmen fiilin çocuğa karşı işlenmesinin "nitelikli hal" kabul edildiği bilgisine yer verildi.
Bu "nitelikli hal" fiilinin suçun işlendiği tarihte yürürlükte olmadığına ve daha önceki TCK'de yer alan "nitelikli hal" fiillerinin yürürlükten kaldırıldığı vurgulanan mütalaada, yeni "nitelikli hal" durumunun sanıklar hakkında uygulanmasının mümkün bulunmadığı ve sanıklar hakkında lehlerine olan eski TCK'ye göre ceza tespiti yapılmasının uygun olduğu ifade edildi.
Buna göre mütalaada eski TCK'deki zaman aşımı hükümleri lehlerine olan sanıklardan Nezih Çinkitaş hakkında "evlada karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, sanık Şehnaz Çinkitaş hakkında da "kasten öldürme" suçundan 24 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına karar verilmesi talep edildi.
Muhalefet şerhli ara karar
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, taraflara mütalaaya karşı beyanda bulunmaları için süre verilmesine ve sanıklar hakkında uygulanan "konutu terk etmeme" şeklindeki adli kontrol tedbiri uygulamasının devamına oy çokluğuyla karar vererek duruşmayı erteledi.
"Konutu terk etmeme" şeklindeki karara üye hakimlerden biri, muhalefet şerhi koydu.
Şerh yazısında "sanıklar hakkında 'yurt dışına çıkış yasağı' ve 'belirlenen yerlere belirli süreler içinde imza atma' şeklinde adli kontrol tedbirlerinin uygulandığı, bunların ölçülü ve yeterli olduğu" belirtilerek, "konutu terk etmeme' şeklindeki adli kontrol tedbirinin ise kaldırılması gerektiği" bildirildi.
19 yıl sonra DNA sayesinde cinayet çözülmüştü
Hazırlanan iddianamede, 2001'de Hande Çinkitaş'ın çekiç ve kesici aletlerle darp neticesinde öldürüldüğü bildiriliyordu.
Olay yerinde bulunan bıçakta yapılan incelemede babaya ait parmak izinin tespit edilemediği aktarılan iddianamede bıçağın kesici kısmında majör yoğunlukta baba Nezih Çinkitaş'ın DNA'sının bulunduğu bilgisi yer alıyordu.
İddianamede, baba Nezih ile üvey anne Şehnaz Çinkitaş'ın olay anında ikametlerinde bulunduklarının sabit olduğu belirtilerek, yıllar içinde verdikleri beyanlarda çelişkilerin bulunduğu ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyordu.