Avustralyalı, Amerikalı ve Çek bilim insanlarının yüzlerce gönüllü üzerinde yürüttüğü geniş çaplı araştırmada aşk hissini yaratmaya yönelik bir dizi test uygulanarak kadın ve erkeklerde aşk mekanizmasının nasıl işlediği belirlenmeye çalışıldı.
Önce bulanık, sonra net görüntü
Örneğin kadın ve erkek deneklere karşı cinsin fotoğrafları gösterilerek hoşlanıp hoşlanmadıkları soruldu. Püf noktası, bir kişinin yüzünün bir anlık görüntüsünü yakalama hissini yeniden yaratmak için ilkin bulanık görüntüler gösterilmesiydi. Ardından aynı yüzlerin normal görüntüleri gösterildi ve bu kişileri hala beğenip beğenmedikleri soruldu.
Kadınlara kıyasla daha fazla erkek, bulanıklaştırılmış görüntüyü beğenip normal görüntüyü gördükten sonra fikirlerini olumsuz yönde değiştirdi.
Araştırmada bunun, erkeklerin kısacık bir an içinde aşık olma, ancak ardından hayal kırıklığına uğrama olasılıklarının daha yüksek olduğu anlamına geldiği belirtildi.
Kadınlar karşı cinsten kolay etkilenmiyor
Erkeklerin tersine, karşı cinsten kolay kolay etkilenmeme eğilimi gösteren kadınlar, ancak ayrıntılı şekilde inceleme fırsatı bulduklarında erkeğin yüzünü beğenmeye başlayarak görüşlerini değiştirdi.
İlk izlenim önyargısı denilen durumun ve kadınlarla erkeklerin algılarındaki farklılıkların gerisinde ne olduğu meselesini çözemediklerini belirten araştırmacılar, önyargının arkasındaki nedeni tanımlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Doğru karara yaklaşmak için en az 4 buluşma lazım
Peki ya ilk görüşte aşkın kısacık bir anı değil de daha kalıcı duygularla ilgili durum ne? Daha önce Amerikalı araştırmacılar, iki kişi arasında güçlü bir bağın oluşması için birbirine bir bakıştan çok daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu belirlemişti.
ABD'deki araştırmaya göre bir çiftin birbirini az çok kapsamlı şekilde anlaması ve o kişi olmadan yaşayıp yaşayamayacağına karar vermesi için yaklaşık 4 buluşma gerekiyor. Bu aşamada partnerler hakkında edinilen bilgilerin çoğu büyük ölçüde bilinçaltında işlem görüyor, ama yine de muhakemeyi etkiliyor. Yine de kişinin bilinçaltının, aşk ilgisi duyduğu kişi hakkında aşağı yukarı adil bir görüş oluşturması zaman alıyor. Zaman verilmezse, zihin kalan boşlukları kendi dolduruyor ve bunlar sonunda illa doğru çıkmayabiliyor.