Türkiye-Yunanistan sınırında 2020 yılında düzensiz göçmenlerin durumuna ilişkin inceleme yapan ve rapor hazırlayan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu, Yunanistan güçlerinin geri itmesi sonucu 19 düzensiz göçmenin donarak ölmesine tepki gösterdi.
‘Yunanistan yaşam hakkını ellerinden alıyor’
Sputnik’e konuşan Hakan Çavuşoğlu 2020 yılında Pazarkule Sınır Kapısı'nda kendilerinin inceleme yaptığı sırada yaşanan olayları hatırlatarak “Biz oradayken Yunan askerleri mültecilere gerçek mermilerle müdahale etti ve mültecilerin canına nasıl kıydıklarını maalesef yerinde gördük. Yunanistan bir umudun peşinden yola düşmüş bu insanların sadece sığınma hakkını engellemiyor, en temel insan hakkı olan yaşam hakkını ellerinden alıyor. Yaşam hakkının gasbedildiği yerde sığınma hakkından söz edilemez. Bugün geldiğimiz noktada Yunanistan sistematik olarak bir vahşete imza atıyor. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak tespitimiz, Yunanistan'ın devlet olarak sistematik olarak işkenceye tabi tuttuğu yönünde oldu. Yaşanan insani drama seyirci kalma pozisyonunun çok ötesine geçtiler. Son yaşanan olayda geri itme esnasında dondurucu soğukta bu aciz durumdaki insanların, çocukların kıyafetlerini aldıklarını görüyoruz. Kör ve sağır olmanın ötesinde Yunanistan tüm mekanizmalarını vahşet için, insanı yok etmek için kullanan bir zulüm devletine dönüşmüş. Bu zulüm defalarca belgelendi” ifadesini kullandı.
‘Bu vahşet tüm insanlığın asırlarca lanetleyeceği bir barbarlık’
Düzensiz göçmenlerin hayatlarını kaybetmelerinde Yunan hükümetinin sorumlu olduğuna dikkat çeken Çavuşoğlu “Bugün artık zulüm Yunanistan’a mahsus bir politika tarzıdır. Ben bu durumu Yunanistan'ın acziyeti olarak görüyorum. Devletler meşgul oldukları meselelere yaklaşımları kadar güçlüdür. Yunanistan aciz, yapacak hiçbir şeyi olmayan insanlara zulümle meşgul olacak kadar aciz ve zayıf bir haldedir. Bunu yapan Yunanistan devletinin yöneticileri kendi halklarının şan ve şerefini de maalesef tüm dünyanın gözleri önünde zayıf insanlara saldırarak küçük düşürmektedir. Üstad Necip Fazıl'ın ifadesiyle ‘Kansızlıktan kurumuş bir insanlık kaynaşıyor. Seyredin ve ağlamayı öğrenin!’ Yunanistan halkı da yöneticilerinin sebep olduğu vahşiliğe ağlamayı öğrensin. Zira onların yol açtığı vahşet tüm insanlığın asırlarca lanetleyeceği bir barbarlık” kelimelerini kullandı.
‘Batı’nın şımarık çocuğu Yunanistan’
Avrupa Birliği ülkelerinin de Yunanistan’a yeterince tepki göstermediğine dikkat çeken Çavuşoğlu “Bu son hadisede Yunanistan tarafından elbiseleri alınmış ve donmuş insanlar, büyük heveslerle övgüler dizilerek göklere çıkartılan bir medeniyet anlayışının nasıl eli kanlı olduğunun resmidir. Bu fotoğraf çoluk çocuk demeden insanların donarak katledilmesine, böylesine caniliğe sebebiyet veren Avrupa medeniyetini bekleyen karanlık günlerin habercisidir. Avrupa'nın aydınlığına giden yol, bu yol değil. Batı’nın şımarık çocuğu Yunanistan ise bu haliyle karanlığın ilkelliğine gitgide daha çok gömülmeye mahkum” dedi.
‘Mülteci sorunu tek bir ülkenin sorumluluğuna bırakılamaz’
Düzensiz göçmenler konusunda tüm ülkelerin ellerini taşın altına koyması gerektiğini belirten Çavuşoğlu “Türkiye 9 yıldan bu yana dünyaya örnek bir şekilde ortaya koyduğu insani çözüm yaklaşımıyla bir kez daha insan hakları bağlamında nerede olduğunu göstermiştir. Aslında esas uçurum, gönüller yapmaya gelen kadim medeniyetimizle, gönüllere kıymaya gelen karanlık arasındadır. Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla, tarihi misyonunu hem insani hem vicdani olarak yerine getirdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, ‘Daha adil bir dünya mümkün!’ Bu tüm insanlığın ortak çabasıyla, uluslararası gayretkeşlikle olur. Yunanistan'ın bu barbarlığı daha adil bir dünyaya düşmanlıktır. Batı, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi'ne göre mülteci sorunu tek bir ülkenin sorumluluğuna bırakılamayacağını artık görmeli. Bu yükü birlikte paylaşmayanların ileride büyük pişmanlıklar yaşayacağı aşikar” değerlendirmesini yaptı.