‘ABD ve NATO, Rusya’nın Ukrayna’ya saldıracağı söylentilerini besliyor’
NATO’nun masada çözümü tıkayan tutumu, Türkiye’nin arabuluculuk girişimi
‘Türkiye’nin tutumu ülkenin ABD ve İngiltere öncülüğünde yürütülen Rusya’yı çevreleme politikasının parçası olmadığını gösteriyor’
Türkiye’nin 2014’ten beri Kırım konusunda Rusya’ya muhalefet eden, Kırım’ın Ukrayna’nın toprak bütünlüğü içinde olduğunu çeşitli platformlarda ve görüşmelerde söyleyen bir politikası vardı. 29 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus mevkidaşı Putin arasında yapılan Soçi Zirvesi’nin ardından Türk dış politikasında bu konuda önemli değişikliklerin olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bu konuda krizin yönetimi Dışişleri Bakanlığı’ndan çıkarak tamamen Beştepe’ye geçti. Cumhurbaşkanlığı’nın bu konudaki politikası ise kuzeydeki komşularımızın arasındaki sorunları barışçıl yollarla çözülmesine yönelik ilerliyor. Bu konuda Türkiye’nin yapabileceği bir şey varsa da arabuluculuk dahil olmak üzere her türlü desteğin verileceği de ifade ediliyor. Batılı ajanslar da Türkiye’nin bu konuda ABD’nin tam anlamıyla yanında olmadığını gündeme getiriyor. Türkiye de bunu yalanlamıyor ve politikalarını bunu doğrulayıcı şekilde çiziyor. Ancak Türkiye prensip olarak Kırım’ın Ukrayna’ya ait olduğu tezinden vazgeçmiş değil. Bu konuyu gündeminde tutarak Rusya’yı rahatsız edici girişim ve açıklamalardan vazgeçmiş durumda. Bu önemli bir değişiklik ve Moskova’nın gözünden kaçmadığından eminim. Bu Türkiye’nin ABD ve İngiltere öncülüğünde yürütülen Rusya’yı çevreleme politikasının da bir parçası olmadığını gösteriyor. Çok yerinde bir tavır.
‘Türkiye, tansiyonu düşürmeye yönelik sınırlı arabuluculuk yapmayı planlamalı’
Çünkü Türkiye’nin oluşturduğu bir güven var. Ancak arabulucuğu şöyle düşünmek lazım. Mesela ABD’nin Camp David’de Mısır ve İsrail’i uzlaştırması örneğindeki gibi bir arabuculuk düşüncesindeysek yanılırız. Kapsamlı bir arabuluculuk mümkün değil bunu yapabilecek bir devlet de yok. Çünkü Ukrayna ile Rusya arasındaki sorunlar çözülmez bir halde. Olsa olsa tansiyonu düşürmek mümkün olabilir. Dolayısıyla Türkiye tansiyonu düşürmeye yönelik sınırlı arabuluculuk yapmayı planlar ve bunu da dikkatli şekilde atacağı adımlarla sürdürürse burada başarılı olma imkanı var. ABD ve NATO’nun Rusya’ya verdiği cevaplar yapıcı belirsiz dediğimiz bir tarzda kaleme alınmış. Demek ki Batı dünyası diplomasiye alan açmaya çalışıyor. Çünkü aynı zamanda Batı dünyası cevapların sızdırılmamasını ve perde arkası diplomasiye devam etmek istiyor. O zaman Türkiye’nin arabuluculuk ihtimali artıyor.