Yeraltı edebiyatının önemli eserlerinden kabul edilen 'Dövüş Kulübü' (Fight Club) kitabından aynı isimle uyarlanan David Fincher yönetmenliğindeki filme, Çin'de gösterildiği versiyonda 'farklı bir son yazılması', kitabın yazarı Chuck Palahniuk'u o kadar da rahatsız etmedi.
Normalde filmin sonunda Edward Norton'un canlandırdığı karakter olan Anlatıcı (The Narrator), Brad Pitt'in hayat verdiği hayali alter ego'su Tyler Durden'ı öldürüyor; ardından da 'modern medeniyeti çökertme planının' bir parçası olarak patlayıcı yerleştirdiği binaların yerle bir oluşunu izliyor.
Filmin Çin'de gösterilen versiyonunda ise Anlatıcı karakteri, Durden karakterini öldürüyor ama sonrasında siyah bir ekran çıkıyor ve ekranda şu ifadeler yer alıyor: "Tyler'ın ipuçlarını takip eden polis planın farkına varmakta gecikmedi, tüm suçluları tutukladı, bombaların patlamasını başarılı bir şekilde engelledi. Mahkemenin ardından Tyler akıl hastanesine gönderilerek psikolojik tedavi gördü. 2012'de hastaneden taburcu edildi."
Bu durum Çinli sinema severlerin tepkisini çekip uluslararası basında da 'Çin'de sansür' başlıklı haberlere konu olsa da yazar Palahniuk bu 'yeni sonun' aslında kitaptaki sonla daha doğru orantıda olduğuna dikkat çekti. Zira kitapta da Anlatıcı'nın bomba planı suya düşüyor ama bu, polisin duruma müdahale etmesinden değil Anlatıcı'nın beceriksizliğinden kaynaklanıyor. Ardından Anlatıcı kendini vuruyor, uyandığını kendini bir akıl hastanesinde buluyor ve cennete düştüğünü sanıyor.
TMZ sitesine konuşan Palahniuk, "İroni şu ki hikayenin finalinin Çin'deki hali kitaptaki finalle neredeyse aynı. Fincher'ın finali ise tam tersiydi ki görsel açıdan çok daha muhteşemdi. O sebeple aslında Çinlilerin filmin final sahnesini kitaptakiyle daha uyumla hale getirdiğini söyleyebiliriz" dedi.
Eserlerinde değişiklikler yapılmasına alışık olduğunu, nitekim ABD dışındaki yayıncıların hikayeyi Fincher'ın çektiği filmin sonuyla aynı yapmak için kitapta değişiklikler yapabildiğini anlatan Palahniuk asıl eleştiriyi kendi ülkesine yöneltti.
Özellikle ABD'lilerin Çin'in Dövüş Kulübü'nü sansürlediği yönündeki tepkilerini komik bulan Palahniuk kitaplarının ABD'de birçok yerde yasaklı olduğunu hatırlattı: "Teksas cezaevi sistemi, kitaplıklarına benim kitaplarımı koymayı reddediyor. Birçok devlet okulu ve özel okuldaki kütüphanelerin raflarına benim kitaplarım sokulmuyor. Çin gidip filmin sonunu değiştirince mi olay oldu? Çok uzun süredir kitaplarımın yasaklanması meselesiyle uğraşıyorum."
Palahniuk konuya dair kendi internet sitesinde dün 'Bu saçmalığı gördünüz mü?' başlıklı ilk yazıda da "Şimdi asıl habere gelelim. Bu haberi gördünüz mü? Tyler ve diğer hepsi tutuklandı. Yargılandı ve akıl hastanesine kapatıldı. Ne harika. Aklımın ucundan bile geçmezdi. Adalet her daim kazanır. Hiçbir şey havaya uçmadı. Bu kadar" ifadelerini kullandı.
Palahniuk bugün yine kendi sitesinde konuya dair paylaştığı bir diğer yazıda da Teksas Senatörü Ted Cruz'u hedef aldı. Cruz, Twitter hesabındaki paylaşımında, filmin kült repliği 'Dövüş Kulübü'nün ilk kuralı, Dövüş Kulübü hakkında konuşmamaktır'a gönderme yaparak Çin'i eleştirdi: "Dövüş Kulübü'nün ikinci kuralı Çinli komünist sansürcülerin bizden yapmamızı ve söylememizi istediği her şeye tamam demektir."
Cruz'a yanıt veren Palahniuk da "Bir dakika şimdi kafam karıştı. Ted Cruz filmde değişiklik yaptığı için Çin'e kızıyor ama eyaleti Teksas benim kitaplarımı, tüm kitaplarımı yasaklıyor. (...) Ciddi söylüyorum, Amerikan Sapığı ve Trainspotting filmlerinin Çin versiyonunu görmeyi dört gözle bekliyorum" diyerek ünlü senatörü tiye aldı.