İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, Afet Koordinasyon Merkezi'nde İstanbul'daki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.
İstanbul'da son yılların en yoğun kar yağışının gerçekleştiğini belirten İmamoğlu, "Asla biz ve onlar diye bir bakışın sahibi olmayacağız. İstanbul bir bütündür. İstanbullunun her kurumu İstanbulluya hizmet etmek durumundadır. Biz de bu bakışla her arkadaşımızın refleksini ona göre geliştirerek hizmet etmesi gerekir" dedi.
İmamoğlu, "Ben AKOM'da sizlerle buluşmaya başladığım andan itibaren koordineli çalışma hususundaki dilimize de sağdaki işleyişimize de tavrımıza da çok dikkat ettik, ediyoruz, bundan sonra da devam edeceğiz. Kim ne derse desin. Zaten bu dil değişmediği sürece ülkenin gündemi gerçek konular olmuyor. Çözüme kavuşması gereken konular konuşulmuyor bazen saçma sapan konular toplumun gündeminde ön sıralara oturmak zorunda kalıyor" diye konuştu.
Tuz stoğu tartışması
21 Ocak Cuma'dan beri hazırlıklı olduklarını vurgulayan İmamoğlu, "Çok tartışılan tuz stoğu konusunda şunu ifade edelim. Özellikle 25-26 Ocak günlerinde oldukça yoğun tuz kullanımına ulaştık. İBB 4 gün içerisinde kullandığı tuz miktarı 72 bin 195 ton. 32 ton solüsyon kullanmışız. Bizim kullandığımız tuzun yanı sıra biz ilçe belediyelerinin de tuz ihtiyaçlarını karşıladık. 39 ilçe belediyesinin var olan tuz ihtiyacı için bizim depolarımıza geldiler ve temin edip dönüş yaptılar. Bu bizim söylediğimiz miktarlar İBB'nin miktarları. Bunun dışında kendi sorumluluk alanlarında kullanılan miktarlar vardır" ifadelerini kullandı.
'Sıfır sorun yaşanmasını beklemek hayalcilik olur'
Çalışmaların başarılı şekilde yürütüldüğünü söyleyen İmamoğlu, şunları söyledi:
İBB olarak sorumlu olduğumuz alanlarda, yoğun kar yağışının başladığı andan itibaren 12 saatlik süreçte birebir takip ederek, sahada da bizzat yerine gidip denetleyerek büyük bir ekiple akışkanlığı sağladık. Bu başarılı bir zaman dilimidir.
Metrobüs güzergahında 33 iş makinemiz sürekli çalıştı. Vatandaşlarımızı gidecekleri yere eriştirme konusunda çaba gösterdi.
Bugün itibarıyla İstanbul'u sorunsuz bir noktaya taşıdık ve bütün sorunları aştık.
Kar süreçlerinde, mültecisiyle, konuklarıyla 20 milyonluk bir kentin sorunsuz bir süreç yaşamasını, yani sıfır sorun süreç yaşamasını beklemek hayalcilik olur. Mağdur ettiğimiz, yolda değil 5-6 saat, yarım saat, 1 saat bile beklettiğimiz vatandaşlarımızdan özür dileriz. Biz istemezdik. Bu bir doğal afet sürecidir. Bir can kaybının olmaması sevindiricidir. Allah esirgesin. Günün sonunda iddiayla söylüyorum ki hızlı ve kaliteli bir çalışma yapılmıştır. Dilini bozmayan ve kurumları ayrıştırmayan bir süreç yönetilmiştir.
'Manipülasyonu şaşkınlıkla takip ettim'
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, yemek tartışmalarını şaşkınlıkla takip ettiğini belirterek, "İBB Başkanı'nın karla mücadele kadar dünyanın bu tarz ülkelerinin büyükelçileri ile kuracağı ilişki de sorumluluğudur" dedi.
İmamoğlu, şöyle devam etti:
"Bu kadar yoğun bir gündemde yemeğe gitme meselemin bu kadar gündeme taşınılmasını ve manipülasyonu şaşkınlıkla takip ettiğimi ifade etmek isterim. Bir büyükelçiyle Türkiye'nin en yoğun ilişkide bulunduğu bir ülkenin ana temsilcisiyle yenilen bir yemekten bahsediyoruz. Kaldı ki bu yemek daha önce büyükşehit belediyesini ziyaret etmiş, kendisiyle beraber resmi bir görüşme yapmış ve akabinde böyle bir buluşmayı da tasarlamış bir belediye başkanıyım. Yaklaşık 20-25 gün önce buluşma gününü belirlemiştik.
Büyükelçi bir gün önce kalkıp Ankara'dan İstanbul'a gelmişti. Gün boyu yaptığı çalışmalardan sonra vakit ayırıp bu resmi buluşmayı ama tabii ki hususi bir tarafı var, buluşmayı eşlerimizle beraber yaptık. İBB Başkanı'nın karla mücadele kadar dünyanın bu tarz ülkelerinin büyükelçileri ile kuracağı ilişki de sorumluluğudur. Bunu da gayet iyi yerine getiriyorum."
Bu durumun devletin imkanları kullanılarak, bir MOBESE kamerası görüntülerinin böylesi bir magazinsel bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin sağlanmasının takipçi olacağım. Bu önemli bir meseledir. Bu iş kişisel de bir meseledir. Ben bu konudaki düşüncemi Vali Yerlikaya ile dün ve bugün paylaştım.
Özellikle kamera sistemleri bir suçun önlenmesi, suçun ve kazanın tespiti için kullanılır. Biz kameralardan İstanbul'u takip ediyoruz ama hiçbir arkadaşım bu görüntüleri servis edemez. Bunun kuralları vardır. Bunu yapan, talimatını veren kimse; buna müsaade eden hangi sistem ise önemini bir insan şu an gözlerime bakarken anlayabilir.