Ukrayna krizi

Yerhov: NATO'nun Ukrayna'ya gelişmiş taarruz silahları konuşlandırmasına izin vermemeye kararlıyız

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Yerhov, "NATO'dan, Ukrayna dahil Rusya'ya yakın bölgelere gelişmiş taarruz silahları konuşlandırmak da dahil olmak üzere belli başlı eylemleri kısıtlamasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Sitede oku
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Ukraynalı mevkidaşı Vasiliy Bodnar'ın Daily Sabah'a verdiği röportaja yanıt olarak bir yazı kaleme aldı.
Yerhov, yazısında Rusya'nın Ukrayna'yı 'işgal edeceği' yönündeki iddiaları, Kiev yönetiminin NATO'ya katılma ihtimalini ve 2014'ten beri devam eden Donbass ihtilafını değerlendirdi.
Yerhov'un 'Rusya'nın perspektifinden Ukrayna meselesi' başlıklı yazısı şu şekilde:
"Daily Sabah'ın Ukraynalı saygıdeğer meslektaşım Büyükelçi Vasiliy Bodnar ile gerçekleştirdiği son röportajı not edip gündeme getirdiği konuların önemini göz önünde bulundurarak, meşru cevap hakkımı kullanmanın adil olacağını düşünüyorum. Mektubumun tamamını yayınlamayı makul bulacağınızı umuyorum. Belirtirim: Birkaç hafta evvel Daily Sabah, ünlü bir Rus blog yazarının gazetedeki yazılarından birine açık ve dürüst olan yanıtımı, anonim statüsü nedeniyle yayınlamayı reddetti; oysa her zaman argümanların ve fikirlerin, onların formu ve biçimlerinden daha önemli olduğunu düşündüm. Şimdi kendi imzamla tüm formalitelere itibar edildi.
Birincisi, meslektaşım ve tüm Batı propaganda makinesinin bu konudaki tüm gürültüsüne rağmen, şu an yaşanan şey, bu ülkeye tüm saygımlarımı sunarak, Ukrayna ile ilgili değil. Rusya ve onun ulusal çıkarları, her şeyden önce onun güvenliğiyle ilgili. Ve bu, bunun Rusya ile NATO ve Rusya ile ABD arasındaki ilişkilerle ilgili olduğunu söylüyor.
Nitekim içtenlikle, Doğu'ya ve sınırlarımıza yaklaşan ittifakın ulusal güvenliğimiz için ciddi bir tehdit oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple NATO'dan, Ukrayna dahil Rusya'ya yakın bölgelere gelişmiş taarruz silahları konuşlandırmak da dahil olmak üzere belli başlı eylemleri kısıtlamasını talep ediyoruz. Biz yalnızca, seyir füzesi rampalarının, Moskova da dahil olmak üzere Rusya'nın kalbine uçuş sürelerinin yaklaşık 3 dakika olacağı doğu Ukrayna'ya konuşlandırılmasını istememekteyiz. Ve buna izin vermemeye kararlıyız.
Bu türden bir istek tuhaf mı yoksa usulsüz mü? Sanmıyorum. İşte tarihten güzel bir emsal: Rahmetli ABD Başkanı John F. Kennedy 1962'de Küba'da Sovyet nükleer tesislerinin konuşlandırılabileceğini öğrendiğinde, derhal adanın denizden ablukaya alınacağını ilan ederek tepki gösterdi ve Sovyet füzelerine ve hava kuvvetleri üslerine karşı önleyici bir saldırıya hazırlanmak için ABD ordusunu ve donanmasını harekete geçirdi.
Bunu yaptığı için onu kimse suçlamadı: Potansiyel bir düşmanın vurucu güçlerinin yakın konumda hazır bulunması, tüm güçler açısından için varoluşsal bir tehdittir. Ve Ukrayna'nın NATO'ya girmesi, siz ne derseniz deyin, Rusya açısından kesinlikle bununla eşdeğer bir tehdit. Savaşta ve siyasette önemli olan niyetler veya boş beyanlar değil, sahici potansiyellerdir.
İkincisi, 'diğer ülkelerin egemenliğini sınırlamaya ve onlara, iç ve dış politikalarını nasıl inşa etmeleri gerektiğini dikte etmeye çalışmak?' Şey, pekala, kulağa asil ve hatta fazlasıyla hazin geliyor. Fakat üzücü bir hakikat mevcut: Bir askeri ittifaka girdiğinizde, ister müttefik karargahı, ister harekat komutanlığı vb. olsun, ulusal egemenliğinizin en azından bir kısmını kaçınılmaz olarak başka birine devredersiniz. Dolayısıyla bir ittifaka dahil olmak isteyenler, siyasi iradelerini ve askeri kapasitelerini bir başkasının görüş ve değerlendirmesine, hatta bazen örneğin Atlantik'in diğer kıyılarından gelen bir dikteye tabi tutmak zorundadır.
Bunu kabul ediyor musunuz? Ah, gerçekten, yani onlar iyi adamlar mı? Kötü adamlara karşı savaşıyorlar; halkların iradesini, özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını asla zapturapt altına almazlar, değil mi? Peki ya Afganistan'daki 'Kararlı Destek Misyonu' gibi anlı şanlı NATO harekatlarına ne demeli? Mutlu bir şekilde sona erdiridildi, Sırpların bombalanması ya da Libya'da şimdiye dek hepimizin başını ağrıtan rejim devirme operasyonu? Bu ülkelerin halklarının bağımsızlığı paramparça olmadı mı? Bu insanlar vahşi ve merhametsiz bir NATO emrine konu olmadı mı?
Birileri bundan hoşnutsa, bırakın olsunlar, bu onların hakkı. Ancak kararı ben verecek olan olsaydım, ülkemin bu tür duyguları besleyen komşularının, en gelişmiş taarruz silahlarını yakın mesafede konuşlandırmaya çalışan, böyle bir şöhrete sahip askeri ittifaklara entegre olma şansına sahip olacağı durumlardan kaçınmak için elimden geleni yapardım.
Üçüncüsü Donbass. Kiev rejiminin 2014 yılında orada kendi halkına karşı bir iç savaş başlatmasından bu yana burası gerçekten bir kanayan yara. Ukrayna'nın 2021'de 66 askerini kaybettiğini söylüyorsunuz. Acıklı bir durum ama aynı dönemde Donbass halkının 7'si sivil olmak üzere 77 kişiyi kaybettiğini lütfen unutmayın. İhtilafın başlamasından bu yana Donbass'ta 91'i çocuk olmak üzere 5 bin 38 kişi öldürüldü.
Rusya'nın 100 binden fazla askeri topladığını söylüyorsunuz. Neden Dünya'da kimse orada ne kadar Ukrayna askeri bulunduğu ve bölgede kaç tane son teknoloji Javelin tanksavar füzesi ve Bayraktar insansız hava aracının konuşlandırıldığıyla ilgilenmiyor?
Son olarak, Daily Sabah okurlarının, meşru güvenlik kaygılarımızı da göz önünde bulundurarak adil ve hakkaniyetli bir karineye dayanan bir anlaşmaya hazır olduğunu bilmelerini isterim. Bu türden bir anlaşma yapmaktan mutluluk duyarız ve Batılı ortaklarımız bunu, Ukraynalı kardeşlerimize şans eseri 'satarak' onların artan korkularını ve uzun zamandır körüklenen komplekslerini yatıştırırsa çok mutlu oluruz."
Yorum yaz